Fenol Erzurum'u ayağı kaldırmıştı
Erzurum'un içtiği suda kanserojen 'fenol' maddesi olduğunu açıklayan Atatürk Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Nuhi Demircioğlu, yargıda aklandı.
Erzurum'da yaklaşık 360 bin kişinin içtiği suda 'fenol' olduğunu açıkladığı için maaş kesim ve tazminat cezası alan bilim insanının iddiasını yargı haklı buldu Kadir SABUNCUOĞLU ERZURUM’a Palandöken Baraj Gölü'nden getirilen ve yaklaşık 360 bin kişinin içtiği suda ‘fenol’ olduğunu açıkladığı için ‘maaş kesim’ cezası verilen, hakkında 15 bin lira tazminat davası açılan Atatürk Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Nuhi Demircioğlu, yargıda aklandı. Mahkeme kararında yaptığı çalışmayı kamuoyu ile paylaşan Yrd. Doç. Dr. Demircioğlu haklı bulunarak, “Yüzbinlerce insanın su içtiği baraj gölüne hayvan pisliklerinin akması ve kanalizasyon karışması kabul edilebilir bir durum değildir. Duyarlı bir bilim adamının yapmış olduğu araştırma ve gözlemin sonucunu kamuoyu ile paylaşmak, bu şekilde insanların sağlıklı yaşamasına katkıda bulunmak olarak algılamak gerekir” dinildi. Atatürk Üniversitesi Çevre Mühendisliği, Çevre Bilimleri Anabilim Dalı öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Nuhi Demircioğlu, 19 ve 21 Aralık 2008 günlerinde 8 yüksek lisans öğrencisiyle ‘su kimyası’ dersi için Palandöken Barajı'ndan gelen suyun arıtıldığı yerden örnekler aldı. Türk içme suyu standartlarına göre 0.002 miligram/litre olması gereken fenolün, kentin içme suyunda 0.166 miligram/litre olduğunu gören Yrd. Doç. Dr. Demircioğlu, normalin 83 katı zehirli ‘fenol’ maddesi saptadıklarını kamuoyuna açıkladı. Arıtma tesisindeki her iki noktadan aldıkları numuneleri beşer kez analiz ettiklerini vurgulayan Yrd. Doç. Dr. Demircioğlu, “Eğer sorun giderilmez ve su bu şekilde tüketilirse, 2- 3 yıl sonra kanser vakalarında artış olabilir. Öncelikle bu suyun klorla değil ozon ile dezenfekte yapılması lazım” dedi. Büyükşehir Belediyesi'ne bağlı Erzurum Su, Kanalizasyon İşletmesi (ESKİ) Genel Müdürlüğü, bir taraftan arıtma tesisine ozonlama ünitesi kurmak için ihale açarken, diğer taraftan Yrd. Doç. Dr. Nuhi Demircioğlu hakkında 30 Ocak 2009 günü Erzurum 3'üncü Asliye Hukuk Mahkemesi'nde 5 bin lira maddi, 10 bin lira manevi tazminat davası açtı. Çok büyük harcamalarla tesisler kurduklarını, içme suyunu sürekli tahlil ettikten sonra abonelere ulaştırıldığını belirten ESKİ, ‘fenol’ ve ‘kanser’ açıklamalarının gerçeğe aykırı, asılsız, halkı tedirgin edici olduğunu ileri sürdü. ‘Suyun birinci sınıf kalitede ve tüm standartlara uygun’ olduğunu ileri süren ESKİ, Yrd. Doç. Dr. Demircioğlu'nun açıklamasının kurumu maddi ve manevi zarara uğrattığını iddia etti. Aynı bölümden Prof. Dr. Yaşar Nuhoğlu ile yüksek lisans öğrencilerinin tanıklık ettiği Yrd. Doç. Dr. Demircioğlu, Erzurum İl Hıfzıssıhha Kurulu’nun 15 Mayıs 2009 tarihli 6 numaları kararını mahkemeye delil olarak sundu. Bu arada ESKİ tarafından YÖK ve Atatürk Üniversitesi Rektörlüğü'ne şikayet edilen Yrd. Doç. Dr. Nuhi Demircioğlu’na geçen yılın Temmuz ayında ‘gerçeğe aykırı rapor veya belge düzenlemek, yetkili olmadığı halde basına resmi konularda bilgi vermek’ suçundan maaş kesim cezası verilerek uygulandı. Mahkeme: Duyarlı bilim adamı ESKİ’nin açtığı tazminat davasını 16 Mart 2010 günü yapılan son duruşmada reddeden Erzurum 3'üncü Asliye Hukuk Mahkemesi hakimi Hüseyin Kovan, kararında ilginç saptamalar yaptı. Yrd. Doç. Dr. Demircioğlu’nun sınırlı sayıda olsa da yapmış olduğu analizlerin içme suyu ile ilgili şikayetlerin nedenini araştırmaya yönelik olduğunu belirtilen kararda, İl Hıfzıssıhha Kurulu raporuna göre çevredeki köylerin kanalizasyon ve hayvan atıklarının baraja aktığının sabit olduğuna dikkati çekildi. Hüseyin Kovan, tazmiat talebine ret kararında şöyle dedi: “Yüzbinlerce insanın su içtiği bir baraj gölüne hayvan pisliklerinin akması ve kanalizasyonun karışıyor olması kabul edilebilir bir durum değildir. Duyarlı bir bilim adamının yapmış olduğu araştırma ve gözlemin sonucunu kamuoyu ile paylaşmak, bu şekilde insanların sağlıklı yaşamına katkıda bulunmak olarak algılamak gerekir. Nitekim davalının beyanına göre, bu olaylardan sonra belediye tarafından arıtma tesisine ozon sistemi kurulduğu anlaşılmıştır. Suların kirli olması ve olması gereken değerlerin çok üzerinde sağlığa zararlı maddelerin bulunması nedeniyle su satışlarında bir düşme meydana gelmiş olsa bile bundan davalının sorumlu tutulması hiçbir hukuk mantığı ile bağdaşmaz. Zira davalı, duyarlı bir bilim adamının yapması gereken tutum ve davranışları sergilemiştir.” Mahkeme, ESKİ’nin açtığı tazminat davasını reddederken ayrıca 2 bin TL vekalet ücreti ödemesini karar altına aldı. Büyükşehir Belediyesi ve ESKİ, çeşitli kuruluşlarda yaptırılan analizlere göre içme suyunun ‘temiz’ olduğu bilboardlara verilen ilanlarla duyurdu. Ancak, kent halkının büyük bir bölümü izme suyunu şebekeden değil, mahalle aralarındaki tarihi çeşmelerden karşıladı. İl Hıfzıssıhha Kurulu ise 15 Mayıs 2009 tarihli kararında, insan ve çevre sağlığı tehdit eden bulaşıcı, hastalıkların çıkmaması için kısa ve orta vadede bir dizi önlem alınmasını uygun gördü. Gölün çevresinde 2 bin 524 kişinin barındığı 4 köy ile bir mezrada yaşayanların kanalizasyonların döküldüğü İl Hıfzıssıhha Kurulunun 6 numaralı kararıyla belgelendi. Arıtma tesisine ozonlama ünitesi kurulmasına karşın halkın bir bölümü hala içme suyunu çeşmelerden karşılamaya devam ediyor. 2010-03-25 11:23:41
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.