Ergenekon ve Balyoz başta olmak üzere askerlerin yargılandığı bazı davalarda yeniden yargılama tartışmaları sürerken, Genelkurmay Başkanlığı’nda, yüksek yargı organlarının üyelerine verilen bir yemek tartışma yarattı. Genelkurmay Başkanlığı, 18 Aralık’ta Anayasa Mahkemesi ve askeri yüksek yargı organları üyelerine yemek verdi. Kılıç: Tek kelime edilmedi Yemekte Genelkurmay yetkililerinin Ergenekon ve Balyoz başta olmak üzere askerlerin yargılandığı davalarda mağduriyetler ve hukuka aykırılıklar yaşandığını söyledikleri iddia edildi. Ancak Anayasa Mahkemesi Başkanı Kılıç, dün bu iddiaları net bir şekilde yalanladı: “Sayın Genelkurmay Başkanı çok kibar bir insan. Anayasa Mahkemesi’nin bireysel başvurular nedeniyle baktığı ya da önüne gelebilecek konularla ilgili konuşulmasının bizi sıkıntıya sokacağını elbette bilir. Bu konularla ilgili yemekte tek bir kelime bile edilmedi.” ‘Nezaketen karşılık verdi’ Orgeneral Özel’le bir sohbetlerinde “hiç bir araya gelemediklerine” dair konuşmalar geçmesi üzerine, 6 ay kadar önce Özel ve arkadaşlarına Anayasa Mahkemesi’nde yemek verdiklerini belirten Kılıç, “Kendileri de nezaketen böyle bir karşılık verdi. Askeri yargı başkanları, başsavcılar, adli müşavir hepsi oradaydı. Biz de kalabalıktık. 12-13 arkadaşımız vardı. Yaklaşık bir saat yemek yiyip, sohbet ettik. Dosyalarla ilgili veya yargısal konulara hiç girilmedi” dedi. Kılıç, sadece Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Başkanı Arslan’ın AYM’nin askeri disiplin yargılamalarını etkisiz kılacak bir kararını gündeme getirdiğini söyledi. Kılıç, bunun da bitmiş bir dava olması nedeniyle konuşulmasında bir mahsur olmadığını kaydetti. Kimler katıldı? Yemekte, Org. Özel ile 2. Başkan Yaşar Gürel, Genelkurmay Genel Sekreteri Metin Özbek, Genelkurmay Adli Müşaviri Muharrem Köse, AYİM (Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Başkanı) Abdullah Arslan, AYİM Başsavcısı Hasan Mutlu, Askeri Yargıtay 2. Başkanı Mehmet Ali Uzun ve Anayasa Mahkemesi üyeleri hazır bulundu. Yemek, Başbakan başdanışmanı Yalçın Akdoğan’ın, “Milli orduya kumpas” ifadesinikullandığı 25 Aralık tarihli köşe yazısından bir hafta önce gerçekleşti.Vatan