Gülen, bu kelimeyi kullandı!
Doğrusunu isterseniz ben Hocaefendi'nin ilk defa böylesine ağır kelimeler kullandığını gördüm.
A+A-
Fethullah Gülenden Muhteşem Yüzyıla tepki - Video
Erzurum Güncel- Hocaefendi konuşurken de yazarken de son derece nazik bir üslup kullanır. İnsan zihninde kötü çağrışımlar yapacak bir kelime kullanmamak için azami gayret gösterir.
Hele beddua ettiğini, başka insanlar için kötülük dilediğini hiç görmedim, duymadım.
Hayatı boyunca nezaket dairesinde konuşmuş yazmış birisinin ağzından "Küstahlar, saygısızlar, terbiyesiz adamlar" sözlerini duyunca "demek ki işlenen melanet bu sözleri hak edecek derecede büyük" diye düşündüm.
Amaç para kazanmanın ötesinde
Hocaefendi "Muhteşem Yüzyıl" dizisini yapanlar için kullandı bu kelimeleri.
Muhteşem Yüzyıl, Osmanlı'nın en muhteşem sultanı olan Kanuni Sultan Süleyman hakkında gerçeklerden yüzde yüz kopuk, uçuk, lüzumsuz, saçma bir televizyon dizisi.
Tarihi gerçeklerle uzaktan yakından alakası olmayan bir kurgu. Amacı para kazanmanın ötesinde...
çünkü bir diziyi yapanlar, gerçek kişileri bir dizi kurgusu içinde karikatürize etmek, demonize etmek, şeytanileştirmek ya da olduğundan farklı göstererek yüceltmek, ululamak, abartmak ile o diziden elde edecekleri asıl faydayı da ilan etmiş olurlar.
Sizce Muhteşem Yüzyıl dizisini yapanlar sadece dizi islensin, reyting yapsın, para kazanalım düşüncesinde olabilirler mi?
Sanmıyorum.
Amaç para kazanmanın ötesinde Osmanlı medeniyetinin en muhteşem şahsiyetinin kişiliği hakkında şüpheler uyandırarak, onları haremden dışarı çıkmayan seks düşkünü kişiler olarak göstermek...
Yoksa üç kuruş para kazanmak için kim kendi tarihine küfretme, kendi geçmişini tahkir etme yolunu seçer ki?
Dizi film yapmak, reyting için her türlü yalanı söylemek, tarihi çarpıtmak, gerçekler ile hiç alakası olmayan yüzde yüz uydurma sahneler çekip milletin kafasını bunlarla doldurmak mıdır?
Sadece Muhteşem Yüzyıl'da değil, diğer birçok dizide de benzeri şeyler yok değil. Ama Muhteşem Yüzyıl bu işin şahikası, en tepe noktasıdır.
Kurgu denilince hak, hukuk, tarihe, tarihi gerçeklere saygı, geçmişe saygı, millete saygının unutulması mı gerekiyor?
Elbette hayır.
Yapılan her işte mutlaka ve mutlaka hakkı, hukuku gözetmek lazım ki, o iş hem topluma hem o işi yapanlara faydalı olsun.
Kanuni Sultan Süleyman gibi muhteşem bir şahsiyeti "uçkur düşkünü" birisi gibi göstermenin kime ne faydası var?
Bu diziyle amacın para kazanmanın, reyting yapmanın ötesinde Osmanlı medeniyetini topyekûn karalama ve dolayısıyla millet ile geçmişi arasında kalmış birkaç köprüyü de dinamitlemek olduğu anlaşılıyor.
Demek ki Hocaefendi'nin "Küstahlar, saygısızlar, terbiyesiz adamlar" sözlerini hak ediyorlar.
Hocaefendi'nin kamuoyu önünde böylesine kızdığı, bizzat kendisinin topa girdiği, hakkında konuştuğu, inisiyatif aldığı konu çok fazla değildir!
Hürrem her şey mi?
Kanuni Sultan Süleyman 46 yıllık saltanat hayatında sadece 1.5 yıl İstanbul'da kalmış, bunun dışında bütün ömrünü seferlerde at üzerinde geçirmiş bir Osmanlı padişahıydı. ölümü de Zigetvar Seferi'nden dönerken gerçekleşti.
Böylesi bir şahsiyetin uçkur düşkünü gösterilmeye çalışması elbette vicdanları yaralıyor.
çünkü konu dizide anlatıldığı gibi "Harem-Hürrem" meselesi değil.
Hak hukuk konusunda dünyanın belki de gelmiş geçmiş en hassas insanlarından biriydi Kanuni. Değil insanların, karıncaların dahi hakkını, hukukunu gözetecek kadar hassastı.
Onun hayatındaki şu ayrıntı bu diziyi yapanların anlayabileceği, vicdanları ile kavrayabileceği bir durum değildir. Onun için yaptıkları dizide asla böyle detaylara yer vermezler:
Sarayın bahçesindeki meyve ağaçlarını karınca sarmıştır. Padişah bunun farkına varınca ağaçların ilaçlanması konusunu düşünür. Ama yaptığı her işi Ebussuud Efendi'ye soran ve ondan fetva alan Kanuni bu konuyu da sorar.
Kanuni şairdir aynı zamanda. üç binden fazla şiiri vardır. Muhteşem bir insandır. Mahlası "Muhibbi"dir. Karıncalar hakkında şöyle sorar:
"Meyve ağaçlarını sarınca karınca/Günahı var mı karıncayı kırınca?"
Ebussuud Efendi'nin cevabı da yine şiirle olur:
"Yarın Hakk'ın divanına varınca/Süleyman'dan hakkın alır karınca."
İnsanlar muhteşem, yüzyıl muhteşem, ama berbat bir dizi, berbat bir kurgu.
İnsan geçmişini bu kadar tahkir ediyorsa o geçmişe ait değildir herhalde.
Nuh GöNüLTAŞ YAZDI....
Hele beddua ettiğini, başka insanlar için kötülük dilediğini hiç görmedim, duymadım.
Hayatı boyunca nezaket dairesinde konuşmuş yazmış birisinin ağzından "Küstahlar, saygısızlar, terbiyesiz adamlar" sözlerini duyunca "demek ki işlenen melanet bu sözleri hak edecek derecede büyük" diye düşündüm.
Amaç para kazanmanın ötesinde
Hocaefendi "Muhteşem Yüzyıl" dizisini yapanlar için kullandı bu kelimeleri.
Muhteşem Yüzyıl, Osmanlı'nın en muhteşem sultanı olan Kanuni Sultan Süleyman hakkında gerçeklerden yüzde yüz kopuk, uçuk, lüzumsuz, saçma bir televizyon dizisi.
Tarihi gerçeklerle uzaktan yakından alakası olmayan bir kurgu. Amacı para kazanmanın ötesinde...
çünkü bir diziyi yapanlar, gerçek kişileri bir dizi kurgusu içinde karikatürize etmek, demonize etmek, şeytanileştirmek ya da olduğundan farklı göstererek yüceltmek, ululamak, abartmak ile o diziden elde edecekleri asıl faydayı da ilan etmiş olurlar.
Sizce Muhteşem Yüzyıl dizisini yapanlar sadece dizi islensin, reyting yapsın, para kazanalım düşüncesinde olabilirler mi?
Sanmıyorum.
Amaç para kazanmanın ötesinde Osmanlı medeniyetinin en muhteşem şahsiyetinin kişiliği hakkında şüpheler uyandırarak, onları haremden dışarı çıkmayan seks düşkünü kişiler olarak göstermek...
Yoksa üç kuruş para kazanmak için kim kendi tarihine küfretme, kendi geçmişini tahkir etme yolunu seçer ki?
Dizi film yapmak, reyting için her türlü yalanı söylemek, tarihi çarpıtmak, gerçekler ile hiç alakası olmayan yüzde yüz uydurma sahneler çekip milletin kafasını bunlarla doldurmak mıdır?
Sadece Muhteşem Yüzyıl'da değil, diğer birçok dizide de benzeri şeyler yok değil. Ama Muhteşem Yüzyıl bu işin şahikası, en tepe noktasıdır.
Kurgu denilince hak, hukuk, tarihe, tarihi gerçeklere saygı, geçmişe saygı, millete saygının unutulması mı gerekiyor?
Elbette hayır.
Yapılan her işte mutlaka ve mutlaka hakkı, hukuku gözetmek lazım ki, o iş hem topluma hem o işi yapanlara faydalı olsun.
Kanuni Sultan Süleyman gibi muhteşem bir şahsiyeti "uçkur düşkünü" birisi gibi göstermenin kime ne faydası var?
Bu diziyle amacın para kazanmanın, reyting yapmanın ötesinde Osmanlı medeniyetini topyekûn karalama ve dolayısıyla millet ile geçmişi arasında kalmış birkaç köprüyü de dinamitlemek olduğu anlaşılıyor.
Demek ki Hocaefendi'nin "Küstahlar, saygısızlar, terbiyesiz adamlar" sözlerini hak ediyorlar.
Hocaefendi'nin kamuoyu önünde böylesine kızdığı, bizzat kendisinin topa girdiği, hakkında konuştuğu, inisiyatif aldığı konu çok fazla değildir!
Hürrem her şey mi?
Kanuni Sultan Süleyman 46 yıllık saltanat hayatında sadece 1.5 yıl İstanbul'da kalmış, bunun dışında bütün ömrünü seferlerde at üzerinde geçirmiş bir Osmanlı padişahıydı. ölümü de Zigetvar Seferi'nden dönerken gerçekleşti.
Böylesi bir şahsiyetin uçkur düşkünü gösterilmeye çalışması elbette vicdanları yaralıyor.
çünkü konu dizide anlatıldığı gibi "Harem-Hürrem" meselesi değil.
Hak hukuk konusunda dünyanın belki de gelmiş geçmiş en hassas insanlarından biriydi Kanuni. Değil insanların, karıncaların dahi hakkını, hukukunu gözetecek kadar hassastı.
Onun hayatındaki şu ayrıntı bu diziyi yapanların anlayabileceği, vicdanları ile kavrayabileceği bir durum değildir. Onun için yaptıkları dizide asla böyle detaylara yer vermezler:
Sarayın bahçesindeki meyve ağaçlarını karınca sarmıştır. Padişah bunun farkına varınca ağaçların ilaçlanması konusunu düşünür. Ama yaptığı her işi Ebussuud Efendi'ye soran ve ondan fetva alan Kanuni bu konuyu da sorar.
Kanuni şairdir aynı zamanda. üç binden fazla şiiri vardır. Muhteşem bir insandır. Mahlası "Muhibbi"dir. Karıncalar hakkında şöyle sorar:
"Meyve ağaçlarını sarınca karınca/Günahı var mı karıncayı kırınca?"
Ebussuud Efendi'nin cevabı da yine şiirle olur:
"Yarın Hakk'ın divanına varınca/Süleyman'dan hakkın alır karınca."
İnsanlar muhteşem, yüzyıl muhteşem, ama berbat bir dizi, berbat bir kurgu.
İnsan geçmişini bu kadar tahkir ediyorsa o geçmişe ait değildir herhalde.
Nuh GöNüLTAŞ YAZDI....
Önceki ve Sonraki Haberler
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.