Günün en ajitik Soma konuşması
TBMM'de partisinin grup toplantısında konuşan HDP Eş Başkanı Ertuğrul Kürkçü gündemi değerlendiriyor...
Erzurum Güncel- TBMM'de partisinin grup toplantısında konuşan HDP Eş Başkanı Ertuğrul Kürkçü gündemi değerlendirdi. "Bugün gündemimizde Soma'daki işçi katliamı var. Bu katliamın nedenleri ve sonuçları üzerine konuşacağız." diyerek konuşmasına başlayan Ertuğrul Kürkçü günün en ajitik Soma söylevine imza attı. Hükümeti ve madeni işleten şirkete ateş püsküren Kürkçü "kapitalizmi gömeceğiz" dediği konuşmasında 70'li yılların devrimci liderlerinden İbrahim Kaypakkaya'yı ölüm yıldönümü nedeniyle selamladı. İşte Kürkçü'nun konuşmasından satır başları... İBRAHİM KAYPAKKAYA VE HAKİ KARAR ANMASI Ama önce Türkiye devrimci hareketinin en değerli sözcü ve öncülerinden biri olan İbrahinm Kaypakkaya'nın ölüm yıldönümüne değinmek istiyorum. İbrahim Kaypakkaya'yı bize yol gösteren bir devrimi önder kabul ediyor ve başımızın tacı oalrak görüyoruz. Bir pusuda hayatını kaybeden Haki Karer'i de burada anıyoruz. Ayrıca Diyarbakır cezaevinde 12 Eylül'deki insanlık dışı işkenceler karşısında protesto için kendini ateşe veren ve Kürdistan devrimine ışıkı veren Ferhat Kurtay ve arkadaşlarını buradan anıyoruz. Onlar da Mahir Çayan ve Deniz Gezmiş gibi tarihimizde yerlerini aldılar, onların ayak izlerine basarak yolumuza devam edeceğiz. AK PARTİ'YE ÇÖZÜM SÜRECİ İÇİN CEMAAT UYARISI Çözüm süreci giderek pamuk ipliğine bağlı hale geliyor. Tekrar tekrar uyarıyoruz. Cemaatle çatışmanızda kendinizi güvenceye almak için asker ve polis içinde yeni kliklerle işbirliği yapmayın. Barış için asker ve polisle siyaset olmaz. Halka siyaset olur. SOMA'DA ELİ SOPALI AKP MİLİSLERİ Hala Soma'da tam olarak ne olduğunu bilmiyoruz. Hala gerçekler açıklanacak... Karartma ve örtme çalışmalarından sonra bir gerçek ortaya çıkacak ama bu hakiki bir gertçek değil iktidarın gerçeği olacak. Hükümet Soma'ya görülmemiş yasaklar ile el koydu. Yabancıların şehre girmesi yasaklandı. Elleri sopalı AKP milisleri sokaklarda gezerek Soma'ya dayanışma için gelenlere güç gösterdi, ocaklara yaklaşılmasını engelledi. HÜKÜMETİN SOMA İÇİN VERDİĞİ RAKAMLAR İNANDIRICI DEĞİL Bize gelen bilgi AFAD ve hükümetin verdiği rakamların inandırıcı olmadığı yönünde. Bizzat Taner Yıldız'ın verdiği sayıları hatırlayın. Bütün rakamlar her gün değişti. Ocakta kaç işçi olduğu hiç bir zaman tam olarak söylenmedi. 120 işçinin sağ olarak kurtarıldığı söylendi ama tek bir işçi gösterilmedi. Madenden çıkartılmamış işçiler olduğu yönünde bir kanaat var. Ne zaman ki sivil kriz masası kendi rakamlarını açıklayacak o zaman biz hükümetin rakamlarının ne olduğunu anlayacağız. SİVİL KRİZ MASASI'NIN RAKAMLARINA İNANACAĞIZ Bu sivil kriz masasındaki insanlar polisler tarafından darp edilerek gözaltına alındılar. Savcı ben böyle bir emir vermedim diyerek bu arkadaşları serbest bıraktı ama kırılmış kemikleri ile oradan çıktılar. Bu kriz masasının verdiği bilgiler dışında hiç bir bilgiye inanmayacağız. O masada HDP'nin de birimleri var. BAŞBAKAN İŞÇİLERE "LAYIĞINIZ ÖLÜMDÜR" DEDİ Büyük gerçeği bir seferde vermemek ve tepkileri dilim dilim sınırlamak için hakikat parça parça verildi. Başbakan dedi ki "bu bir kazadır, kaderdir, işçi madene girerken öleceğini bilir". Bu sözler Başbakan'ın siciline silinemez bir leke olarak kaydedildi. İşçilere layığınız ölümdür diyen bir Başbakan'ın işçilere söyleyeceği bir şey olamaz. Ancak din görevlileri gönderebilir. İlk kurtarma ekibinin ocağa girmesi için 8,5 saat geçti. O kadar zamandan sonra orada kimsenin sağ kalamayacağı biliniyor. Başbakan 'işçiler İngiltere'de geçen yüzyılda ölüyordu siz de öleceksiniz layığınız budur' demiş oldu. SORUMLU SİZSİNİZ! BİZE ARAŞTIRACAĞIZ EDECEĞİZ DEMEYİN! İşçiler bize anlattılar, ocağın içinde yangın çıkacağını biliyorlardı. Ama 24 saat kesintisiz üretim peşinde olan sermaye sahipleri çalışmayı durdurmayı düşünmediler bile. Görüyoruz ki gerçekler işçilerin öngördüğü gibi ortaya çıktı. Başbakan diyor ki kim sorumluysa ortaya çıkacak, biz de diyoruz ki en başta siz sorumlusunuz. Bize demeyin araştıracağız edeceğiz. İstifa diye bir kurum var. Edebilir misiniz? Edemezsiniz! Yolsuzluklarınızı örtmek için o koltuğa macbursunuz. İktidarınız kırılganlaştıkça ondan kopamaz hale geliyorsunuz. TIPKI ROBOSKİ'DE OLDUĞU GİBİ Başbakan diyor ki, kim sorumluysa araştıracağız. Siz sorumlusunuz! Tıpkı Roboski’de olduğu gibi! İstifa edebilir misiniz? İktidarınız kırılganlaştıkça ondan kopamıyorsunuz. Şimdi de Cumhurbaşkanı olarak bunu tahkim etmek peşinde! KAPİTALİZMDEN KURTULMAKTAN BAŞKA YOL YOK Maden sektörüne baktığımızda, sadece kömür değil bütün madencilik işleri aynı durumdadır: Kar, daha çok kar. Devletin birinci dereceden sorumluluğu vardır. Bu cinayetlerden kurtulmayı sağlayacak olan madenlerin devlet elinde olması değildir. Kapitalizmden kurtulmaktan başka yol yoktur. TAŞERON YOK DEDİLER AMA BU ŞİRKET DEVLETİN TAŞERON Başbakan ve Bakanları için bu hafta içinde gensoru veriyoruz. Hepsi hesap verecek. Devlet sürekli yalan söyledi. “Taşeron yok” dediler, bizzat bu şirketin kendisi devletin taşeronudur. Katmerli taşeron sitemi var, en antik sistem. Dayıbaşılık rejimi, yani köylerden işçi toplayıp iş sahibine taşıma sistemi vardır. Dayıbaşları ocakta işçi olarak görülmekte, her bir işçi için işçi maaşından pay almaktadırlar. BUNDAN BETER KÖLELİK DÜZENİ OLABİLİR Mİ? Her bir işçi maaşı 1300 Liradır. Bundan beter kölelik düzeni olabilir mi? Buna mükemmel sistem diyen Bakan, şefkatli bir devlet adamı olarak anlatılıyor. Bakan Taner Yıldız’ın temel görevi, öfkeyi kendi üzerinden dağıtmak ve ocak sahibine sevk etmektir. Evet bu stratejinin kısmen de başarılı olduğunu söyleyebiliriz. Şirket, birkaç yöneticisini vererek kendini kurtarıyor, yarın da işbaşı yaptırıyor. Bütün madenler, uygun standartlara gelene kadar çalışmaları durdurulmalıdır. KAPİTALİZMİ GÖMECEĞİZ Bu süre boyunca işçilere maaşları kamudan ödenmelidir. Bu kaynaklar vardır. İşsizlik fonundaki paraları sermayedarlara vermeyi düşünen Hükümet, bunun için de kaynak bulacaktır. Madencilik, kapitalizmin en karanlık yüzünün fotoğrafıdır. Hiç bir işçi yaşamak için ölümü göze almak zorunda kalmamalıdır. Böyle bir kader olmaz, böyle bir kaderi kabul etmiyoruz. Kapitalizmi gömeceğiz! Kapitalizmin mantığı kar mantığıdır. Hiçbir kapitalist, işçi mücadelesiyle sınırlandırılmadıkça bundan vazgeçmez. İŞÇİLER KADERİNİ ERDOĞAN'A BIRAKAMAZ Dünyadaki bütün iyileştirmeler, işçi mücadelesiyle gerçekleşti. Bugün Almanya’da sıfır ölümle iş yapılıyor. Şimdi sıra bizde. İşçinin kaderini eline alması, Tayyip Erdoğan’a bırakmaması gerekiyor. Başka bir kurtuluş yoktur! İzliyoruz bazı sendika temsilcilerinin konuşmalarını. Patronun olduğu yerden bakan sendika, işçiden yana bakamaz. Yaygın medyaya da sesleniyorum, yalanlarınız gırtlağınıza dayanacak. Gerçeğin şimşeği sizi de aydınlatacak elbet! "internethaber"
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.