1. HABERLER

  2. EĞİTİM

  3. H1N1 virüsü hafife alınmamalı
H1N1 virüsü hafife alınmamalı

H1N1 virüsü hafife alınmamalı

Sağlık Bakanı Mehmet Müeezzinoğlu'nun bugün yaptığı açıklamada, "Domuz Gribi" adı verilen H1N1 virüsüyle ilgili korkulacak bir durum olmadığını açıklaması yüreklere su serperken, uzmanlar ise alınması gereken önlemler hakkında bilgiler verdi.

A+A-

Erzurum Güncel- Uzmanlara göre dünyada 6 yıl aradan sonra yeniden baş gösteren ve ölümlere yolaçan H1N1 virüsünün, hafife alınmaması gereken bir virüs tipi. Konuyla ilgili bilgi veren Medicana International İstanbul Hastanesi Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Uzm. Dr. Cengiz Uzun, gribin, influenza adı verilen bir virüs ile oluşan hastalık olduğunu belirterek, "Çok bulaşıcı bir hastalık olmakla birlikte, oransal olarak birçok mikrobik hastalıktan daha az öldürücüdür. Ancak çok fazla kişi hastalandığı için ölen kişi sayısı da çok olmaktadır. Salgın bizim de bulunduğumuz kuzey yarım kürede sonbahar-kış aylarında (Ekim-Mart) olmaktadır. Virüsün birçok alt tipi vardır. Bir dönemde bu tiplerden biri veya birkaçı ile salgınlar olabilir. İlk olarak 2009 yılında domuz gribi olarak adlandırılan İnfluenza virüsü H1N1 ile salgın olmuş, sonrasında da hastalık devam etmiştir. Bu yıl da grip vakaları görülmektedir. Son haftalarda vaka sayısı artmıştır, artmaya devam edecektir. Bu vakaların hangi tip virüs ile olduğu bilinmemektedir. İlk başta domuz gribi olarak adlandırılan, ancak artık mevsimsel grip olarak adlandırmak gereken H1N1 veya başka bir tip örneğin H3N2 hastalığa neden olmuş olabilir. Hastalığın şiddeti daha önce bu virüs ile karşılaşmamış kimselerde daha fazla olabilir. Ancak domuz gribinin diğer virüs tiplerine göre daha öldürücü olduğu söylenemez. Saptanan ve saptanacak vakaları mevsimsel grip olarak adlandırmak gerekir" dedi. Uzun grip virüsü ile ilgili şu ifadeleri kullandı: "Grip virüsünü alan bir kişi hastalığın bir gün öncesinden başlamak üzere ve hastalandıktan 7 veya daha fazla gün boyunca başkalarına hastalığı bulaştırmaya devam eder. Çocuklarda hastalık biraz daha uzun sürebilir. Hastalığın kuluçka süresi 1-4 gündür. Ateş, öksürük, boğaz ağrısı, eklem-kas ağrısı, baş ağrısı, halsizlik ve yorgunluk en dikkat çeken yakınmalardır. Hastalığın ağır seyretmesi açısından; Gebeler (2. ve 3. trimestr), 2 yaş altı, 65 yaş üstü, Kronik akciğer hastalığı , Kardiyovasküler hastalık (hipertansiyon hariç), Kronik (renal, hepatik, hematolojik ve metabolik) hastalık, Nöromüsküler hastalık, İmmün süpresyon (HIV, malignite, steroid kullanımı vb), Morbid obez (Vücut Kitle İndeksi>35), 18 yaş altı sürekli aspirin kullanması gereken hastalar daha risklidir. Tanı boğaz sürüntüsü, burun akıntısı, balgam gibi örneklerde virüsün saptanması ile konabilir, ancak bu yöntemler zaman alıcı ve pahalıdır. Salgın sırasında genellikle klinik bulgular ile tanı koymak kolaydır. Hızlı influenza testleri de kullanılabilir. Ancak negatif bir sonuç hastalığı ekarte ettirmez. Yatak istirahati, bol sıvı alımı, ağrı kesici ve ateş düşürücüler (aspirin dışı), öksürük kesiciler gibi ilaçlar ile şikayetlere yönelik tedavi yapılır. Antiviral tedavi risk grubundaki, ağır klinik tablodaki ve hastaneye yatırılan hastalara uygulanabilir. Korunma için virüs içeren (veya içermesi muhtemel) sekresyon ve/veya damlacıklardan sakınılmalıdır. Bunun için özellikle hastalığın sık görüldüğü bölgelerde toplu yaşam alanlarında maske takmak en temel önlemdir. Özellikle şüpheli materyallere temastan ve toplu yaşam alanlarından çıktıktan sonra bol sabun ve su ile ellerin yıkanması önemlidir."

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.