Hayatı güzel yaşayan biriydi!
Aydın Menderes'in hayatını kaybettiği Ankara Atatürk ve Araştırma Hastanesi'ne gelen Sağlık Bakanı Recep Akdağ, "Hayatı güzel yaşayan, ahirete güzel göçen insanlardan biriydi'' dedi.
Erzurum Güncel- Bakan Akdağ, Menderes'in hayatını kaybettiği Ankara Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nden ayrılırken gazetecilerin sorularını yanıtladı. Menderes'in yaklaşık 34 gündür Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde yattığını hatırlatan Akdağ, "Kendisi de ciddi bir mücadele verdi arkadaşlarımızda sağ olsunlar ciddi bir gayret gösterdiler. Başından beri eşi hanımefendiyle beraber hep görüşmüştük, kendisine Allah'tan rahmet diliyorum. Hayatı güzel yaşayan, ahirete güzel göçen insanlardan biriydi" diye konuştu. Akdağ, Menderes'in eşine yönelik olarak ise, "Eşine bu kadar bağlı, bu kadar onun ihtiyaçlarını karşılamaya çalışan samimi bir insan. Halkımız için de aile bağlılıkları açısından çok güzel bir örnek, gerçekten çok güzel bir seviyeyle o da hep eşinin yanında olurdu" dedi. Akdağ, Aydın Menderes'e yakışır bir yaklaşımla cenazesinin defnedileceğini ifade etti. Demokrat Parti Genel Başkanı Namık Kemal Zeybek de Aydın Menderes'in vefatı üzerine hastaneye gelerek, eşi Ümran Menderes'e başsağlığı dileğinde bulundu. Ankara Araştırma ve Eğitim Hastanesine gelen TBMM eski Başkanı Köksal Toptan da, ''Bana göre Türk milleti çok büyük bir düşünce adamını, mütefekkirini kaybetti. Benim 1977 yılından bu yana dostum ve arkadaşımdı. Çok klasik bir laftır ama yeri doldurulamayacak bir büyük insandı'' dedi. Menderes'in büyük düşünce insanı olduğunu söyleyen Toptan, ''Bir kötü trafik kazası sonrasında yatağa bağımlı olmasına rağmen yine düşünmeye, yine yazmaya devam etti. Çok kısa süre önce burada ziyaretine geldiğimde ilaçların etkisiyle o uykulu halinden gözlerini açıp, dışarılarda ne var, ne yok diye soracak kadar da ülkenin gidişiyle ilgili şartları ne olursa olsun ilgiliydi. Yeri doldurulamayacak Sevgili Aydın Menderes'e cenabı Allah'tan rahmet diliyorum. Aziz milletimizin başı sağolsun" diye konuştu. Adnan Menderes'in 1950'de açmış olduğu bayrak sonraki nesiller tarafından daha ilerilere götürüleceğini ifade eden Toptan, "Türkiye, Adnan Menderes'in açtığı yoldan kararlılıkla yürüyecek ve 'yeter söz milletindir' şeklinde özetlenen ve ceberut devlet anlayışına karşın ayağa kalkan milletimiz bu büyük isimleri hiçbir zaman unutmayacaktır. Mekanı cennet olsun, Allah rahmet eylesin'' dedi. "BEN HUZUR İÇERİSİNDE ÖBÜR ALEME GİTTİĞİ İNANCINDAYIM" TBMM eski Başkanı Mehmet Ali Şahin de hastane çıkışında yaptığı açıklamada, Menderes ailesinin Türk milletine hizmet ettiğini ama bu yolda çok çilleler çektiğini vurguladı. Menderes ile aynı siyasi çatı altında siyaset yaptıklarını ifade eden Şahin, "O bakımdan kendisini çok yakinen tanıyorum. Büyük ızdıraplar, büyük çileler çekmiş olmasına rağmen demokrasiden asla umudunu kesmemiş, millet iradesinin üstünlüğüne inanmış, bunu her fırsatta sözleriyle, davranışıyla, yaşayışıyla teyit etmiş bir insan. Allah rahmet eylesin. Vefatından büyük üzüntü duyduk. İnanıyorum ki milletimiz de büyük üzüntü duydu. Mekanı cennet olsun ama en üstün irade milletin iradesidir. Millet iradesinin egemenliği tek çaredir. Bu inanç şu anda ülkemizde daha da pekişmiştir. Ben huzur içerisinde öbür aleme gittiği inancındayım'' diye konuştu. Aydın Menderes'in vefatı dolayısıyla mesaj yayımlayan Doğru Yol Partisi Genel Başkanı Çetin Özaçıkgöz de, eski başbakanlardan Adnan Menderes'in oğlu Aydın Menderes'in vefatından duyduğu üzüntüyü dile getirdi. Özaçıkgöz, "Geçirdiği trafik kazasında sakat kalmasına rağmen Türkiye'nin iç ve dış meselelerini günü gününe takip eden ve zaman zaman da bunları yazıya döken Menderes gerçekten adı gibi Aydın'dı" dedi. Özaçıkgöz, açıklamasında şu ifadelere yer verdi: ''DYP'nin 2002 yılındaki büyük kongresinde Genel Başkan adayı olması fikri şahsım tarafından ortaya atılmıştır. Genel başkan adaylığı çalışmalarını hep beraber yaptık. Genel başkan olsaydı 'barajın altına düşmüş ve dolayısıyla parlamento dışında kalmış DYP, dağılan tabanını yeniden toparlayabilirdi' diye düşünmüştüm. Fakat kongrede netice almanın zor olduğunu görünce, kongreden bir gün önce Nejat Resüloğlu ile adaylıktan çekilmesini söyledik. Kongreden 7 gün sonra bana telefon ederek 'Çetin bey, televizyondan değil benden öğrenmenizi istiyorum, partiden istifa edeceğim. Saat 11.00'de evde basın açıklaması yapacağım' dedi. Hemen evine gittim, belki vazgeçirebiliriz diye düşündüm ama olmadı. Evde basına hitaben yaptığı konuşmasında partiden istifa etti. Eğer o günkü kongreyi kazansaydı veya istifa etmeyerek DYP'de kalsaydı, partimiz, yanlış ellere geçmeyecek ve dolayısıyla da misyon kaybedilmeyecekti. Ne parti ismi değiştirilirdi ne de taban dağılırdı. Şimdiye kadar dile getirmediğim bu gerçekleri DYP'liler ve vatandaşlarımızla paylaşmak istedim. Vefakar, cefakar, muhterem eşi sayın Ümran Menderes'e ve bütün sevenlerine, milletimize başsağlığı diliyorum.''
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.