Hoca kendini mi kurtardı!
Palandöken Konaklı tesislerinde Aslı Nemutlu’nun ölümü, gündemdeki yerini koruyor. Bugün şok iddiaları Usta gazeteci Mehmet Şener gündeme taşıdı. İşte çok konuşulacak o bilirkişi iddiası…
Erzurum Güncel- İşte o çok konuşulacak yazı... Bilirkişi taraf olursa, rapor da böyle olur… Kayak yaparken hayatını kaybeden pek çok kimse olmasına rağmen, Aslı Nemutlu’nun ölümü, medyada çok geniş yer aldı, almaya da devam ediyor. Hoş böyle olmasında hiçbir mahsur yoktur; hatta iyi ki de böyle oldu. Lakin işin içinde bir iş olduğu kuşkusu, giderek artmaya başladı. Özellikle de şu günlerde, gündemi belirleyen bilirkişi raporundan sonra… Malumunuz, kazayı soruşturan savcı, Atatürk Üniversitesi’nden Yrd.Doç. Dr. Fatih Kıyıcı’yı bilirkişi olarak görevlendirmişti. Fatih Hoca’nın vereceği rapor, her ne kadar mahkeme kararı yerine geçecek olmasa bile, soruşturmanın selameti bakımından merak ediliyordu. Çünkü evrensel bazda olduğu gibi, bizim hukuk düzenimiz içinde de bilirkişi raporları, yargı sürecini şekillendiren bir cüzdür. Bu sebeple bilirkişilerin adil, uzman ve vicdan sahibi kimselerden olmasına özen gösterilir. Misal; bilirkişi dava konusu meselede taraf konumundaysa, yani adil olmaktan uzak bir yapıdaysa, ya mahkeme o kişiyi bilirkişi atamaz, ya da o kişi “ben bu konuda tarafsız olamam” diyerek affını ister. Şimdi gelelim Fatih Hoca’ya… Fatih Hoca, bu memleketin bir evladı ve Atatürk Üniversitesi’nde öğretim üyesi… Ama aynı Fatih Hoca, AKUT’un kayak takımının da hocası. Ve çok daha çarpıcı olanı da, Fatih Hoca’nın takımının, o gün yani Aslı’nın kaza geçirerek vefat ettiği sırada aynı pistte antrenman yapıyor olmasıdır. Hani hazırladığı raporda diyor ya, “Pist 25 metredir, daha geniş olmalıydı.” Size bundan da çarpıcı bir gerçeği daha açıklayayım: O gün, Aslı’ın öldüğü o pistte aynı anda üç takım antrenman yapıyordu. Bu takımlardan biri Fatih Hoca’nın takımı, ikincisi Uludağ Kayak Kulübü, üçüncüsü de Erzurum Kayak Kulubü’ydü. Fatih Bey diyor ya “pistin genişliği yeterli değildi” diye… Bu söz, Fatih Hoca’yı mahkum eder ve O’nun “uzman”lık kariyerini yıkar. Çünkü adama sorarlar: “Sen nasıl bir hocasın ki, pistin genişliğinin yeterli olmadığını gördüğün halde, takımına antrenman izni verdin?” Aynı soru, Aslı’nın bağlı bulunduğu Uludağ Kayak Kulübü için de geçerlidir. Madem gördünüz ki genişliği uygun olmayan bir pistte aynı anda üç takım antrenman yapıyor, siz kendi takımınızı geri çekseydiniz. Ne Aslı’nın bağlı bulunduğu takım bu yönde bir adım atıyor, ne de Fatih Hoca… İlla da bir günah keçisi bulunacak ya, Erzurum bu iş için ideal bir isimdir. Baksanıza Fatih Hoca, hüküm vermiş: “Sahipsiz” Peki Fatih Hocam, sen ki bu memleketin evladısın; ve anladığım kadarıyla da geldiğin bu noktayı tamamen Türkiye Kayak Federasyonu’na borçlusun. Uludağ Kayak Kulubü’nden mi, yoksa ücret karşılığı görev yaptığın AKUT’tan mı tırstın ki, bile bile hakikatleri çarpıttın? Misal diyorsun ki, “Niçin kar perdelerinin üzerine sünger çekilmemişti?” Söyler misin Allah aşkına, dünyanın neresinde tahtanın üzerine sünger çekiliyor? Bunu sokaktaki adam bilemez ama sen verdiğin raporla “katil” diye ilan ettiğin Kayak Federasyonu sayesinde pek çok ülkeyi görmüş bir spor adamısın… Kim ve nasıl bir baskı kurdu ki üzerinde, bir kalemde gerçekleri ters yüz ettin ve niçin o gün hocası olduğun takımın da o pistte antrenman yaptığını söylemedin? Haklısın… Gerçekten Erzurum sahipsiz… Baksanıza öz be öz evladı tarafından öyle acımasızca vuruluyor ki, harici düşmana ne hacet… “Ambulans geç geldi” demiştin ya… O gün Bakan Recep Akdağ bu sözünü bir kalemde çürüttü ve senin dedikodularla rapor hazırladığını ima etti. Niye sustun, o dokuz sayfalık raporu yazan sen değil miydin, niçin çıkıp da raporunun arkasında duramadın? AKUT’la veya Uludağ Kayak Kulübü ile nasıl bir gönül bağın var bilemeyiz; olmasını da yadırgamıyoruz ayrıca… Lakin bu muhtemel gönül bağı, senin objektif olmanın önüne geçmemesi lazımdı. O gün orada üç takım antrenman yapıyor. Ve o takımlardan biri de savcının bilirkişi olarak atadığı Fatih Hoca’nın takımı… Ve O Fatih Hoca kazanın olduğu pistin standartlara uygun olmadığını söylüyor. Ama aynı Hoca kendi takımına orada antrenman yaptırıyor! Bu ne yaman bir çelişki ve hesap içinde hesaptır böyle… Kayak Federasyonu’nun başında bir Erzurumlunun olmasını en başından beri hazmedemeyen ve bu uğurda salvo üstüne salvo yapan odaklar, Aslı kızımızın ölümü üzerinden rant elde etmenin peşindeler. Erzurum bu salvolardan ötürü, büyük zarara uğramış kimin umurunda? Bu memleketin evladı olan Fatih Hoca dahi, o etkin lobilerin değirmenine su taşıdığına göre… Acaba kaç Erzurumlu biliyordur; Fatih Hoca’nın bu raporundan sonra, daha önce Erzurum’da yapılması yönünde planlanmış olan en az beş antrenman ve yarış iptal edildi… Benzer kazalar başka kayak merkezlerinde de olmasına karşın, hiç birinde bizde olduğu gibi gerçekler çarpıtılmıyor. Bu nasıl bir hınç ve kindir ki, Fatih Bey, kar perdesinin üzerine sünger çekilmeyeceğini bildiği halde, “niçin sünger çekilmedi?” diye evrensel bir hakikati yok sayıyor? Palandöken’i bir kaşık suda boğmak isteyen lobiler, Fatih Hoca’nın bu raporundan hareketle yaygarayı kopardılar: “Amandır sakın Erzurum’a gitmeyin, sakın çocuklarınızı ve sporcularınızı Erzurum’a yollamayın; orada standartlar uygun değil.” Yazık… Kimse Aslı’nın ölümünün üzerine şal örtülsün, gerçekler saklansın demiyor. Kimin ne kusuru varsa elbette ortaya çıkarılsın, ama bu yapılırken de insaf ölçüsü kaçırılmasın… Birilerinin hoşuna gitsin diye, kimse gerçekleri ters yüz etmemeli… Hoş herkes biliyor ki, Fatih Hoca’nın bu raporu nihai bir hüküm değildir; muhtemelen bu rapora itiraz edilecektir ve yeni bir bilirkişi tayin edilecektir. Fakat bu rapor o dosyada kalacak ve bu şehre atılmış bir kazık olarak tarihe geçecek.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.