İkinci dalgada ikinci enfeksiyon endişesi
Bazı yayınlarda hastalığı hafif geçirenlerde yeterli antikor oluşmadığının gösterilmesi, yeni enfeksiyonların üzerine ikinci defa koronavirüse yakalanma ihtimalinin eklenmesi yüzünden pandeminin boyutlarının büyümesinden korkuluyor.
Erzurum Güncel- Dünyanın ikinci dalgaya girdiği şu günlerde, Covid-19 enfeksiyonunu atlatmış kişilerin yeniden hastalığa yakalanması ihtimali, pandeminin boyutlarını daha da büyütme endişesi oluşturuyor. Uzmanlar, bu durumda ikinci dalganın birinci dalgadan daha büyük noktalara taşınabileceği konusunda uyarıda bulunuyorlar. Reenfeksiyon olarak adlandırılan ikinci defa koronavirüse yakalanma vakalarının klinikte arttığını söyleyen İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezi Kök Hücre, Aferez Ünitesi ve immünohematoloji Sorumlusu Prof. Dr. Mehmet Ali Erkurt, bunun sebebinin hastalığa yakalananlarda bağışıklığın farklı düzeylerde oluşması olduğunu belirterek “Çin’den yapılan bir yayına göre hastalığı hafif atlatanların yüzde 8’inde, ağır geçirenlerin yüzde 76’sında yeterli antikor oluşuyor. T hücre bağışıklığı ise yüzde 78’inde gelişiyor. Hafif geçirenlerde hastalığa karşı koruyacak kadar yeterli antikor gelişmiyor. Genelleme yapmak doğru değil ama bu durumda ağır geçirenlerin önemli bir kısmı ikinci bir enfeksiyona karşı kısmen korunuyor. Ancak bu grupta bile ağır geçirenlerin beşte biri ikinci enfeksiyona karşı risk altında. Hastaların yüzde 90’nın hastalığı hafif hatta belirtisiz, sadece yüzde 5-10’unun ağır geçirdiği düşünülürse koruyucu bir aşı bulunana kadar hastalığı atlatanların da hiç geçirmemiş kişiler gibi maske, mesafe, hijyen kurallarına uyması gerekir” dedi.
HAFİF ATLATMAK DAHA RİSKLİ
Aynı yayına göre hastalığı hafif atlatanların ikinci enfeksiyonu daha ağır geçirme riskinin yüksek olduğunu belirten Prof. Dr. Erkurt “Dünyada ADE (Antibody-dependent enhancement) sendromundan bahsedilmeye başlandı. Yani insan vücudu koronavirüse karşı yetersiz antikor üretirse, o yetersiz antikorlar virüsün hücreye geçişini artırabiliyor. Bu da ikinci enfeksiyonun daha ağır geçirilmesine sebep oluyor. Johns Hopkins’ten yapılan bir yayın bu iddiayı destekliyor. Bu yayında koronavirüs tedavisinde kullanılan konvelesan plazma vericilerinin hastalığı ağır atlatmış, yaşlı ve erkek hastalardan seçilmesi tavsiye ediliyor. Klinikte karşılaşılan vakalarda ilkini hafif atlatıp birkaç ay sonra ikinci defa enfeksiyona yakalananların yoğun bakıma ihtiyaç duyduğu görülüyor” diye konuştu.
GEÇİRMİŞ OLMAYA GÜVENMEYİN
Virüslere karşı geliştirilen bağışıklığın antikor bağışıklığı ve hücresel bağışıklık olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Erkurt, antikor bağışıklığının hızla düştüğüne işaret ederek “Amerikan Mikrobiyoloji Derneğinin bir çalışmasında semptomların başlangıcından itibaren 2-3 hafta içinde antikor seviyesi pik yapıyor. 6-10. haftadan sonra yavaş yavaş azalmaya başlıyor. Bu durum bize doğal bağışıklığa çok da güvenmemek gerektiğini gösteriyor” diye açıkladı.
ETKİLİ AŞI PANDEMİYİ BİTİRİR
Doğal bağışıklığın koruma ihtimalinin ve süresinin sanılandan düşük olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Mehmet Ali Erkurt, pandemi ile başa çıkabilmek için etkili ve güvenli bir aşının mutlaka bulunarak yeterli düzeyde piyasaya verilmesi gerektiğini ifade etti. İkinci hatta belki üçüncü dalgayı yenebilmek, virüsü ortadan kaldırabilmek için bunun şart olduğunu söyleyen Prof. Dr. Erkurt “Dünyadaki aşıların tahmini etkinlik oranı yüzde 50-60 civarında. Bu oranla birlikte aşı yapılanların yarısına bağışıklık kazandırılmasının yeterli olduğu düşünülüyor. Çünkü toplumun yüzde 50-60’ı arasındaki bir oran bağışıklık kazanırsa bu pandemi biter. Bu yüzden aşılar önemli” dedi.
Türkiye
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.