1. HABERLER

  2. YAŞAM

  3. İmam Nikahlı Eşim Çocuğumu Göstermiyor
İmam Nikahlı Eşim Çocuğumu Göstermiyor

İmam Nikahlı Eşim Çocuğumu Göstermiyor

İçinde bulunduğumuz toplum tarafından dini inanışlar nedeniyle dini bir törenle gerçekleştirilen dini nikah “imam nikahı” olarak adlandırılmaktadır.

A+A-

İçinde bulunduğumuz toplum tarafından dini inanışlar nedeniyle dini bir törenle gerçekleştirilen dini nikah “imam nikahı” olarak adlandırılmaktadır. Ülkemizde dini inanışlar gereği kıyılan ancak resmi geçerliliği olmayan "imam nikahı" ile ilgili hukuki durum ve bu tür birlikteliklerin sonuçları önemli bir konu teşkil eder.

İmam nikahı, Türkiye'de yasal olarak evlilik akdi olarak kabul edilmez. Türk Medeni Kanunu'na (TMK) göre, resmi nikah kıyılmadan imam nikahı yapılması hukuken geçersizdir. Resmi nikah olmaksızın yalnızca imam nikahıyla birlikte yaşayan çiftler, yasal olarak evli sayılmazlar ve bu durum, miras, mal paylaşımı ve nafaka gibi hukuki haklar bakımından sorunlar doğurabilir.

TMK m. 143, "Aile cüzdanı gösterilmeden evlenmenin dini töreni yapılamaz" hükmü ile dini nikahın ancak resmi nikah sonrasında kıyılabileceğini öngörür. Bu düzenleme, resmi nikahın evlilikteki önemini vurgulamak ve yalnızca dini nikahla yapılan evliliklerin yarattığı hukuki sorunların önüne geçmek amacıyla getirilmiştir.

Daha önce Türk Ceza Kanunu'nun 230. maddesi, resmi nikah olmaksızın imam nikahı kıyanlara ceza verilmesini öngörmekteydi. Ancak, Anayasa Mahkemesi'nin 27.05.2015 tarihinde aldığı kararla, TCK m. 230/5-6 hükümleri iptal edilmiştir. Bu iptal kararı ile, resmi nikah olmadan yalnızca imam nikahıyla yaşayan çiftler hakkında cezai bir yaptırım uygulanmamaktadır.

Resmi nikah olmaksızın sadece imam nikahıyla birlikte yaşayan kişilerin, hukuken evli sayılmamaları nedeniyle, evlilikten doğan hak ve yükümlülükleri talep etmeleri mümkün değildir. Ancak, uzun süre birlikte yaşayan çiftler arasında bazı durumlarda fiili evlilik ilişkisine benzer bir durum oluşabilir. Bu gibi durumlarda, özellikle mal paylaşımı ve nafaka gibi konularda hukuk mahkemeleri bazı özel durumları göz önünde bulundurabilir. Bu konuda alanında uzman bir boşanma avukatından yardım almak faydalı olacaktır.

 

  1. İmam Nikahlı Eşin Hakları Nelerdir?

 

İmam nikahı ile yaşayan çiftlerin ayrılması durumunda, hukuki olarak resmi nikahlı çiftlerin boşanmasında uygulanacak hükümlerin aynı şekilde uygulanması mümkün değildir. Bunun temel nedeni, imam nikahının resmi nikah gibi hukuki bir geçerliliği bulunmamasıdır. Ancak, ayrılık durumunda bazı hukuki haklar ve yükümlülükler gündeme gelebilir.

 

İmam nikahlı eşlerin ayrılığı halinde, boşanmanın feri niteliğindeki bazı talepler (örneğin, manevi tazminat, velayet, iştirak nafakası, ziynet eşyaları ve çeyiz alacakları) hukuki olarak dava yoluyla talep edilebilir. Ancak bu talepler, Türk Medeni Kanunu yerine Türk Borçlar Kanunu hükümleri çerçevesinde değerlendirilecektir.

  • Velayet ve İştirak Nafakası: İmam nikahlı birliktelikten doğan çocuklar için velayet ve iştirak nafakası talep edilebilir. Mahkeme, çocuğun menfaatine göre velayet konusunda karar verir ve çocuğun bakımına katkı sağlamak amacıyla iştirak nafakası ödenmesine hükmedebilir.
  • Manevi Tazminat: İmam nikahlı eş, ayrılık durumunda manevi tazminat talebinde bulunabilir. Ancak bu tür talepler, medeni hukuktan ziyade genel haksız fiil hükümlerine dayandırılmalıdır.

Resmi nikahın olmaması, hukuki anlamda hak aramayı zorlaştırabilir ve bu durum, özellikle mal paylaşımı, nafaka ve tazminat gibi konularda dezavantaj yaratabilir. Ancak çocuklar için velayet ve nafaka gibi konular Türk hukuku çerçevesinde korunur ve gerekli hallerde yasal yollardan talep edilebilir.

İmam nikahlı eşin hakları kon usunda detaylı bilgiler için İmam Nikahlı Eşin Hakları ve Tazminat başlıklı yazımızı inceleyebilir ve bizimle iletişime geçebilirsiniz.

 

  1. İmam Nikahlı Evlilikten Doğan Çocukların Durumu Nedir?

 

İmam nikahlı birlikteliklerde doğan çocukların hukuki durumu, Türk Medeni Kanunu ve ilgili diğer mevzuatlar çerçevesinde özel bir dikkat gerektirir. Bu tür birlikteliklerde doğan çocuklar, resmi evlilik içindeki çocuklarla aynı haklara sahip olabilmeleri için belirli süreçlerin izlenmesi gerekmektedir.

Resmi nikah olmadan doğan çocuklar, hukuken “evlilik dışı çocuklar” olarak kabul edilir. Türk Medeni Kanunu'na göre, resmi evlilik içinde doğan çocukların babası, doğrudan koca olarak kabul edilir ve bu durumun aksini ispat etme yükümlülüğü babaya aittir. Ancak, imam nikahıyla doğan çocukların babalığının tespiti için ek işlemler gerekebilir.

İmam nikahlı birliktelikten doğan bir çocuğun, babasıyla hukuki bir bağ kurabilmesi için çocuğun tanınması gereklidir. Tanıma, tek taraflı bir hukuki işlem olup, baba tarafından gerçekleştirilir. Bu işlem, nüfus memuruna, mahkemeye, notere veya konsolosluğa başvurularak yapılabilir. Tanıma işlemi, çocuğun babanın soyadı ile kaydedilmesi ve resmi olarak baba ile çocuk arasında bir soymağı kurulmasını sağlar.

 

  • Tanıma Süreci: Tanıma, resmi bir senetle ya da vasiyetname ile yapılabilir ve bu belgeler nüfus müdürlüğünde kayda geçirilir. Eğer çocuk başka bir erkeğin soy bağı ile kayıtlı ise, önce soy bağının reddi davası açılmalı, ardından tanıma işlemleri gerçekleştirilmelidir.

Baba, çocuğu tanımaktan kaçınıyorsa veya tanıma işlemi gerçekleşmiyorsa, anne veya çocuğun kendisi babalık davası açabilir. Bu dava, mahkeme tarafından baba ile çocuk arasındaki soy bağının kurulması için açılır.

  • Deliller ve Kanıtlar: Mahkeme, babalığın tespiti için DNA testi gibi bilimsel delillere başvurabilir. Ayrıca, imam nikahlı birlikteliklerin doğumdan önceki 180-300 gün boyunca fiilen devam ediyor olması da babalığa karine oluşturur.
  • Babalık Karinesi: İmam nikahlı birlikteliklerde, erkekten başka birinin baba olma olasılığının daha yüksek olduğu veya babalığın imkânsız olduğu durumlar (örneğin kısırlık) ispat edilirse, babalık karinesi ortadan kalkabilir.

İmam nikahlı eş, dava sürecinde ya da sonrasında, çocuğun ihtiyaçlarını karşılamak için tedbir nafakası, doğum giderleri ve doğum öncesi-sonrası giderler gibi taleplerde bulunabilir. Mahkeme, bu giderleri doğrudan hükmedebilir ve çocuk ölü doğmuş olsa bile bu giderler talep edilebilir.

İmam nikahlı birlikteliklerden doğan çocukların hukuki olarak korunabilmesi ve babalarıyla soy bağı kurulabilmesi için tanıma işlemi veya babalık davası açılması gereklidir. Bu süreçler sonucunda, çocuk babanın soyadını alabilir ve miras dahil tüm hukuki haklara sahip olabilir.

 

  1. İmam Nikahlı Eşin Velayet Hakkı

 

İmam nikahlı birlikteliklerde doğan çocukların velayeti ve kişisel ilişki hakları, hukuki olarak bazı özel düzenlemelere tabidir.

İmam nikahlı birlikteliklerde, çocuğun velayeti genellikle annede kabul edilir. Bu durum, çocuğun bakım ve eğitiminden sorumlu olan kişinin annesi olduğuna işaret eder. Ancak, velayetin değiştirilmesi talebi durumunda, babanın veya diğer eşin bu talebin gerekçelerini mahkemeye sunması gerekmektedir. Velayet değişikliği için mahkemeye sunulacak talepler:

  • Velayeti Değiştirme Talebi: Velayeti değiştirmek isteyen taraf, çocuğa daha iyi bir yaşam sağlama yeteneğini ispatlamalıdır. Bu durumda, mahkeme çocuğun en iyi çıkarlarını gözeterek karar verecektir.

 

  • Kişisel İlişki: Velayeti kendinde bulundurmayan eş, çocuğun bakımına katılmasa bile çocuğu ile kişisel ilişki kurma hakkını mahkemeden talep edebilir. Bu kişisel ilişki, belirli günler ve saatler için çocuğun babasıyla veya annesiyle görüşmesini sağlar.

Mahkeme, çocuğun ruh ve beden sağlığını tehlikeye atacak bir durumun olup olmadığını değerlendirir. Eğer bir tehlike varsa, kişisel ilişki tamamen ortadan kaldırılabilir.

  • Görüş Günleri: Mahkeme, çocuğun velayeti kendisinde olmayan eş ile ne sıklıkla ve ne zaman görüşeceğini belirler. Bu düzenleme, çocuğun gelişimini ve güvenliğini gözeterek yapılır.

Velayeti kendisinde olan taraf, çocuğun bakım, eğitim ve diğer ihtiyaçlarından sorumlu olacaktır. Ancak, diğer taraf da çocuğun ihtiyaçlarını karşılamak için ekonomik katkıda bulunmalıdır. Bu katkı, iştirak nafakası adı altında yapılır.

  • Nafaka Miktarı ve Belirlenmesi: İştirak nafakası, mahkeme kararıyla veya taraflar arasında yapılacak sözleşme ile belirlenir. Mahkeme, nafaka miktarını belirlerken, nafaka ödeyecek tarafın mali gücünü, çocuğun ihtiyaçlarını ve velayeti kendisinde olan tarafın mali gücünü dikkate alır.
  • Nafakanın Başlangıcı: İştirak nafakası kararının kesinleştiği tarihten itibaren geçerli olur. Eğer şartlar değişirse, nafaka da bu değişikliklere uygun şekilde güncellenebilir.

Nafaka miktarı, şartların değişmesi durumunda yeniden gözden geçirilebilir. Mahkeme, çocuğun ihtiyaçları ve tarafların mali durumları doğrultusunda nafaka miktarını adil bir şekilde belirler ve günceller.

İmam nikahlı eşlerin ayrılığında çocuğun velayeti, kişisel ilişki düzenlemeleri ve nafaka gibi konular hukuki süreçler ve mahkeme kararları ile belirlenir. Bu süreçler, çocuğun en iyi çıkarlarını gözeterek yürütülür ve her iki tarafın da hakları ve sorumlulukları dikkate alınır

 

  1. İmam Nikahlı Eşim Çocuğumu Göstermiyor

 

İmam nikahlı eşin çocuğunuzu göstermemesi durumunda, hukuki yollarla çocuğunuzun görüşme hakkını talep edebilirsiniz. Bu süreç, çocuğun kişisel ilişkilerinin düzenlenmesini ve haklarını korumayı amaçlar. İşte bu durumda izlenebilecek adımlar:

Eğer imam nikahlı eş çocuğunuzu göstermiyorsa ve çocuğunuzla düzenli olarak görüşemiyorsanız, mahkemeye başvurarak kişisel ilişki tesisini talep edebilirsiniz. Bu, çocuğun babası veya annenin çocuğa düzenli olarak erişimini sağlamak için yapılır.

 

  • Başvuru: Mahkemeye başvuruda bulunarak, çocuğunuzla görüşme hakkınızı düzenlemesini ve çocuğunuzun düzenli olarak size gösterilmesini talep edebilirsiniz. Bu durumda, mahkeme çocuğun en iyi çıkarlarını gözeterek karar verir.

Çocuğun gösterilmemesi durumu acil bir ihtiyaç oluşturuyorsa, mahkemeden tedbir kararı talep edebilirsiniz. Bu tedbir kararı, çocuğun size gösterilmesi ve kişisel ilişkinizin düzenlenmesini sağlayabilir.

  • Tedbir Kararı: Mahkeme, çocuğunuzun size gösterilmesi için geçici bir tedbir kararı alabilir. Bu karar, çocuğun size ulaşması ve düzenli görüşmelerin sağlanması için geçici bir düzenleme olabilir.

Eğer çocuğun gösterilmemesi sürekli bir sorun haline gelmişse ve çocuğun bakımının iyileştirilmesi gerektiğini düşünüyorsanız, velayetin değiştirilmesini talep edebilirsiniz. Velayet davası, çocuğun en iyi çıkarlarını gözeterek karar verilecek bir süreçtir.

  • Velayet Değişikliği: Velayeti değiştirmek için mahkemeye başvuruda bulunarak, çocuğun daha iyi bir yaşam sağlayacak bir ortamda bulunmasını talep edebilirsiniz. Bu durumda, çocuğun bakım ve yaşantısının iyileştirilmesi gerektiği ispatlanmalıdır.

Eğer çocuğun gösterilmemesi ekonomik destekle ilgili bir sorunla bağlantılıysa, nafaka talebinde bulunabilirsiniz. İştirak nafakası, çocuğun bakım ve eğitim masraflarını karşılamak için ödenir.

  • Nafaka Talebi: Mahkeme, çocuğun bakımını üstlenen tarafın ekonomik katkı sağlamakla yükümlü olduğunu belirleyebilir ve nafaka ödenmesini sağlayabilir.

Mahkeme, çocuğunuzla kişisel ilişki kurulmasını sağlamak için görüşme günleri ve süreleri belirleyebilir. Eğer çocuğun gösterilmemesi, çocuğun ruh ve beden sağlığını tehlikeye atıyorsa, mahkemeye başvurarak kişisel ilişki düzenlemesinin değiştirilmesini talep edebilirsiniz.

İmam nikahlı eşin çocuğunuzu göstermemesi durumunda hukuki yollarla çocuğunuzla görüşme hakkınızı talep edebilir ve bu süreci mahkeme aracılığıyla çözebilirsiniz. Çocuğunuzun en iyi çıkarlarını korumak için mahkemeye başvurarak gerekli adımları atabilirsiniz. Ancak bu tür durumlarda hukuki süreçlerin karmaşıklığı nedeniyle hukuki destek almak önemlidir.

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.