İşte yapılan işkenceler!
Kahramanmaraş'ta helikopterin düşmesi sonucu yaşamını yitiren BBP'nin kurucu genel başkanı Muhsin Yazıcıoğlu'nun bir dönem Sivas'ta gönüllü olarak özel korumalığını yapan Necati Tanış, Yazıcıoğlu ile 12 Eylül darbesinin ardından tutuklu kaldığı cezaevinde
Erzurum Güncel- Necati Tanış (63),yaptığı açıklamada, 1969 yılında tanıştığı Yazıcıoğlu'nun Sivas'ta korumalığını yaptığını söyledi. Yazıcıoğlu ile Sivas'a geldiği zamanlarda hep birlikte olduklarını anlatan Tanış, ''Bizi biraz daha sevdi, biraz daha yakınlaştık. Beni koruma olarak seçti kendine. Sivas ve civarındaki tüm yerlere aynı araçla birlikte gidip geldik'' diye konuştu. Tanış, 12 Eylül darbesinden sonra Yazıcıoğlu Erzincan'da cezaevinde birlikte yattıklarını söyleyerek, ''Başkanım Erzincan'dan sonra Mamak'a alındı. Beni de Erzurum'a götürdüler'' dedi. Cezaevinden çıktıktan sonra da Yazıcıoğlu ile olduklarını kaydeden Tanış, ''Genel başkanımla uzun yıllar beraber görev yaptık. Ben Sivas korumasıydım. Rahmetliyle sürekli birlikteydik. Cezaevinde de birlikteydik'' diye konuştu. Yazıcıoğlu ile kaldığı Erzincan'da cezaevinde uzun süre yattığını ve işkence gördüğünü belirten Tanış, şöyle devam etti: ''Bizi mahkemeye bile çıkartmadılar, iddianame bile hazırlamadılar. Dört yıl iddianame hazırlanmadan yattım. 4 yıl soğuk odalarda, soğuk hücrelerde yattım. Sabah ezanı okudum diye beni hücreye attılar, tespihlerimizi topladılar. Kur'an-ı Kerim'leri toplamaya geldiler vermedik. Askerler üzerimize hücum etti, suratımda yediğim dipçiğin izi hala duruyor. Aynaya baktıkça şeref duyuyorum.'' Daha sonra Yazıcıoğlu'nu Mamak, kendilerini de Erzurum Cezaevi'ne gönderdiklerini söyleyen Danış, ''Erzurum'da elektrik verdiler, kum torbasıyla midemi parçaladılar'' dedi. Uzun yıllardır hastanelerde tedavi gördüğünü ve çok sayıda rahatsızlık oluştuğunu bildiren Danış, ''Sağ tarafımda felç var. işkenceden sonra Cerrahpaşa'da beyin ameliyatı oldum. Tavandan astılar, ayağımı bağladılar yukarıdan, aşağı doğru indirdiler, salladılar. En az 3-4 yıl başımı kaldıramadım'' diye konuştu. Cezaevinde yüzüstü yatırıldıktan sonra sırtına kum torbası bırakılması şeklinde de işkence gördüğünü anlatan Danış, ''Ağzımdan, burnumdan kan geldi. Beni Gülhane Tıp Akademisi'ne gönderdiler. Tedaviden sonra geri getirdiler'' dedi. ''Atların yattığı yerde yıllarca yattık'' Erzurum'a gittiklerinde kendilerini önce Karskapı'ya koyduklarını söyleyen Danış, yaşadıklarını şöyle anlattı: ''Karskapı denilen yer zamanında Osmanlı atlarının beslendiği, bağlandığı yermiş. Bizi oraya soktular. Dört tarafı kapalı ahır gibi bir yer, bizi oraya soktular. Orada atların yattığı yerde yıllarca yattık. Bize bunu reva gördüler. Günde bir kere 5 dakika tuvalet hakkımız olurdu, yetişebilirsen tuvalete giderdin, yetişemezsen bir daha kapını açmazlardı. Kantinden kutu, şişe getirterek gece tuvaletlerimizi onlara yapardık. Banyo yok, soğuk suyla Erzurum'un soğuğunda gusül abdesti alırdık.'' Cezaevinde yaşadıkları yiyecek sıkıntılarını da anlatan Danış, ''Devletime şikayet gibi olmasın da biz bu sıkıntıları yaşadık. Biz bu devletin neferiyiz, insanıyız. Benim her şeyim devlet, ben devletim için canımı veririm'' diye konuştu. 12 Eylül döneminde işkence gördükten sonra 1985 yılından bugüne kadar hastanelerde tedavi gördüğünü ifade eden Danış, ''İşkence sonucunda beynimde oluşan tümörden dolayı beynimden ameliyat oldum. Midem tamamen alındı. Verilen elektrik sonucunda vücudum tahribat gördü. Cerrahpaşa'da beyin ameliyatı oldum. Ameliyat sonucunda epilepsi hastalığına yakalandım. Sara nöbeti geçiriyorum. 4-5 kez yolda nöbet tutunca araba altında kalma tehlikesi atlattım. Hala da hastalığım devam ediyor'' dedi. Tanış, cezaevine girerken 6 aylık olan oğlunu uzun yıllar göremediğini de anlatarak, ''Geldiğimde bana 5 yıl baba demedi. Amcasına baba demiş, büyümüş'' ifadelerini kullandı. Başbakan Erdoğan'a teşekkür Bu kadar cezaevinde kaldıktan sonra beraat ettiğini anlatan Danış, 12 Eylül davasına müdahil olmak için başvurduğunu da belirterek, şunları söyledi: ''Sayın Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan beye biz zulüm gören insanlar olarak çok teşekkür ediyoruz. Bir çok hükümet geldi geçti 1980'den bu tarafa. Hiç kimse buna el atmak bir tarafa, ağzına bile almadılar. Ben de referandumda 'evet' oyu verdim. 'Yargılansınlar bunlar' dedim, çünkü çile çeken bendim. Ben bunları birebir yaşadığım için Başbakanıma teşekkür ettim ve 'evet' oyu verdim. Bana bir çok insan da niye AK Parti'ye 'evet' verdin dediler. Ölçü o değil, ölçü hadiseye Başbakanımızın düzgün bakması, düzenli bakması. Bu iş bundan başka türlü yapılmaz.'' Danış, Muhsin Yazıcıoğlu'nun helikopterin düşmesi sonucu hayatını kaybettiği olayın suikast olduğu düşüncesini taşıdığını da belirterek, olayın bir an önce aydınlatılmasını istedi.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.