Kapanmaz uçurum yok
Fethullah Gülen, Türkiye’de Kemalistler ve Müslümanlar diye birbirine zıt iki kutbun bulunduğu düşüncesinin yanlış olduğunu söyledi
Erzurum Güncel- Fethullah Gülen Almanya’da Türkçe-Almanca yayın yapan bir haber sitesine verdiği demeçte, Türkiye’de kemalist-müslüman ayrımı konusunda ilginç tespitlerde bulundu. Gülen “Türkiye’de Kemalistler ile Müslümanlar arasındaki uçurum hep devam edecek mi? Ya da pragmatik bir yan yana yaşam, hattâ bir barış söz konusu olabilir mi?” sorusunu şöyle cevapladı: “Bu soru, Kemalistler içinde Müslümanların, Müslümanlar içinde ise Kemalistlerin olmadığı veya bu iki kesimin birbirinin tamamen zıttı olduğu gibi bir düşünceyi barındırmaktadır. Bunu, soruyu tashih etmek gibi bir gaye için söylemiyorum, işte sözünü ettiğiniz problemin asıl sebebini ortaya koymak adına söylüyorum. Yani, ne Türkiye’de Müslümanlar ve Kemalistler olarak her bakımdan ayrışmış iki gruptan söz edilebilir, ne de bu iki grup arasında kapanmaz uçurumların varlığı söz konusu edilebilir. Biz, kaynaşmış bir mozaik niteliğine sahip bir ‘İmparatorluk’ toplumunun mirasçılarıyız. Asırlarca Müslüman, Hıristiyan, MusevÓ, SünnÓ, AlevÓ, Türk, Kürt, Çerkez, hattâ Yunan, Bulgar, Boşnak, Sırp, Arap, yani bir milletler, dinler, ırklar ve diller mozaiği olarak yaşadık. Türk toplumu, işte bu mozaiğin mirasçısı ve hangi din, ırk ve etnisiteye mensup olursa olsun bir arada kardeşçe yaşamayı bilen bir toplumdur. Fakat ne yazık ki Türkiye’de, kısmen bir takım haricÓ tesirlerle de, birlikte kardeşçe yaşamadan rahatsız olan ve bunu menfaatlerine aykırı bulan çok küçük fakat tesirli grup veya gruplar var. Yoksa ayrışmış Müslümanlar ve Kemalistler diye iki grup yok. Şahsen, sözünü ettiğim küçük grubun da bir gün gerçeği göreceğini, onların da menfaatlerinin, hayrına olanın, farklılıkları zenginliği olan Türk toplum mozaiği içinde kaynaşmaktan geçtiğini göreceklerini ümit ediyorum. Bu, hem Türkiye’nin, hem bölgemizin, hem de Türkiye ve bölgemizin dünya konjonktüründeki yerinin önemi zaviyesinden, dünyanın hayrınadır.” Gülen “Türkiye’ye tekrar dönecek misiniz?” dönecekmisiniz sorusu üzerine “Elbette “kerÓme-i tarih” olan güzel yurdumun hasreti içindeyim. Daüssıla, her garibin çektiği bir ağrıdır ve onu ancak vuslat giderir. Fakat bu mevzuda diyebilirim ki, bir bakıma Kader’in gönüllü mahkûmuyum” dedi.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.