Karayılan: Çekilme 8 Mayıs'ta başlıyor
KCK Yürütme Konseyi Başkanlığı, Öcalan'ın çağrısı ardından çok beklenen açıklamasını yaptı. Karayılan silahlı güçlerin çekilmesinin 8 Mayıs'ta başlayacağını açıkladı.
Erzurum Güncel- İmralı'da Abdullah Öcalan'la MİT görevlileri arasında aylar önce başlayan 'görüşme'lerin ardından bell ibir olgunluğa erişen ve ocak ayından itibaren, kamuoyunun da bilgisi dahilinde, İmralı-Kandil-Ankara-Avrupa hattında yürütülen 'çözüm süreci' açısından en çok merakla beklenen açıklama geldi. PKK 'nın iki numaralı ismi ve KCK Yürütme Konseyi Başkanı Murat Karayılan, PKK'nın silahlı güçlerinin 8 Mayıs'tan itibaren Türkiye 'yi terk etmeye başlayacağını ve bu sürecin "en kısa sürede tamamlanacağını" açıkladı. Murat Karayılan'ın, PKK'nın Kandil'deki kamp merkezinde yaptığı ve Kongra-Gel Başkanlık Divanı Üyesi Hacer Zagros ile KCK Yürütme Konseyi Üyesi Zeki Şengali’nin de katıldığı tarihi açıklamayı, aralarında Anadolu Ajansı’nın da bulunduğu çok sayıda yerli ve yabancı basın kuruluşu ile 100'e yakın gazeteci izledi. Ancak gazetecilerin mobil cihazları, açıklamanın yapıldığı kamp alanına hareket edilirken toplandığı için, anlık haber akışı sağlanamadı ve Türkiye kamuoyu Kandil'den merakla beklediği haberi Fırat Haber Ajansı (ANF) üzerinden öğrendi. Murat Karayılan açıklamasına, Abdullah Öcalan'ın Time dergisi tarafından 'en etkili 100 kişi' listesine alınması karşısındaki memnuniyetini dile getirerek başladı ve ardından dergiye Öcalan için bir tanıtım yazısını yazan Sinn Fein lideri Garry Adams'a teşekkür etti. Silahlı güçlerin 8 Mayıs'ta geri çekilmeye başlayacağını açıklayan Karayılan saldırıların olması durumunda geri çekilmeyi durduracaklarını söyledi. KCK'yı temsilen Karayılan tarafından okunan açıklamada, Diyarbakır, Ankara, Hewler (Erbil) ve Avrupa'da 4 konferans toplanacağı da belirtildi. Öcalan'ın, 21 Mart günü Diyarbakır'daki Newruz kutlamaları sırasında okunan mektubuna değinen açıklamada, bu mektup, 'manifesto niteliğinde' olarak tanımlandı ve "Silahların yerine demokratik siyaset zamanına geçişin kapısını aralayan" yeni bir sürecin başladığı vurgulandı. Açıklamada öne çıkan noktalar şöyle: KÜRT SORUNUNUN ÇÖZÜMÜ VE TÜRKİYE'NİN DEMOKRATİKLEŞMESİ “Önderliğimiz, devletle yaptığı görüşme ve müzakere sonuçlarını BDP heyetleri aracılığıyla bizlerle paylaştığı gibi, ilk etapta yazdığı iki ayrı mektupla ulaşılan sonuçları ve düşüncelerini hareketimizin yönetimine aktarmıştır. KCK yönetimi ve bütün bileşenleri gereken değerlendirmeleri yaparak, cevaplar yazmış ve hareketimiz görüş ile önerilerini Önderliğimize sunmuştur. Bütün bu görüş alışverişi, somut gelişmeler ardından yaşanan somutlaşma ve ulaşılan sonuçlar temelinde, 14 Nisan tarihli üçüncü mektubunda gerilla güçlerimizin geri çekilmesi için bizlere çağrıda bulunmuştur. Hareketimizin yönetimi, bu çağrıyı esas alması gereken bir perspektif ve talimat olarak ele almış ve üzerine düşen sorumlulukların gereğini yerine getirmek için bir kararlaşma düzeyine ulaşmıştır.” "Hareketimiz, müzakerelerde varılan sonuçlar temelinde 23 Mart tarihinden itibaren sürdürdüğü ateşkes pozisyonunu korumakla birlikte, gerilla güçlerimizin Türkiye sınırları dışına çekilme çağrısının gereklerini tam bir kararlılık ve irade birliği içinde tereddütsüz sahiplenerek yerine getirecektir. Kürt sorununun çözümü ile Türkiye’nin demokratikleşmesini sağlayacak ve Ortadoğu barışına giden yolu açacak olan bu tarihi adımın amacına uygun olarak başarıyla tamamlanması, barış, kardeşlik, demokrasi ve özgürlük isteyen herkesin, hepimizin temel hedefidir.” ‘SÜRECİN KESİNTİYE UĞRAMAMASI İÇİN’ 6 MADDE 1- Gerilla güçlerimiz hiçbir çatışmaya mahal vermeyecek şekilde, kendi inisiyatifiyle, öteden beri kullandığı güzergâhları kullanarak, bir örgütlülük ve disiplin içinde geri çekilme işlemini pratikleştirecektir. 2- Devam eden hazırlıklar temelinde geri çekilme, 8 Mayıs 2013 tarihinde başlayacaktır. Geri çekilme, kademeli gruplar halinde planlanmış olup, gerillanın hareket tarzı, gizliliği ve disiplini temelinde mümkün olan en kısa sürede tamamlanması hedeflenecektir. 3- Geri çekilmede güçlerimizin gelip üsleneceği yer Güney Kürdistan (Irak Kürdistanı)'dır. Güney Kürdistan’a çekilecek olan gerilla güçlerinin resmi varlığına gereken anlayışı göstermelerini, başta Federe Kürdistan Hükümeti olmak üzere ilgili güçlerden beklemekteyiz. 4- Geri çekilme esnasında Türk ordu güçlerinin de aynı duyarlılık ve ciddiyetle hareket etmesi bir zorunluluktur. Geri çekilen gerilla güçlerimize yönelik herhangi bir saldırı, operasyon, bombardıman olması halinde geri çekilme derhal durdurulacak ve meşru savunma temelinde güçlerimiz misilleme hakkını kullanacaklardır. 5- Gerilla güçleri çekilirken, Türk devlet güçlerinin de buna paralel olarak, Kürdistan’da herhangi bir askeri aktivite ve çatışmaya neden olabilecek tahriklerde bulunmaması ve fırsatçı yaklaşımlara yer vermemesi gerekmektedir. Bununla birlikte, geri çekilme sürecinin sağlıklı ve başarılı olabilmesi için, daha önce Önderliğimize mektuplarla ifade ettiğimiz ve devletin de bilgisi dahilinde olan hususlara dikkat edilmesi önemli olacaktır. 6- Bağımsız heyetlerce sürecin izlenmesi, her iki taraftan da engel olabilecek hatalı yanları tespit etmesi, sürecin sağlıklı gelişmesine imkan sunacaktır. ‘SÜREÇ ÜÇ AŞAMADAN OLUŞACAK’ ‘Çözüm süreci’nin üç aşamadan oluştuğu belirtilen açıklamada şöyle denildi: "Uygulanmakta olan ateşkes ve gerilla güçlerimizin başarılı bir biçimde geri çekilmesiyle birlikte birinci aşama sona erecek ve ikinci aşama başlamış olacaktır." “İkinci aşama, sorunun kalıcı çözümü için, daha çok devletin ve hükümetin yükümlülüklerini yerine getireceği aşamadır. Bu süreçte atılacak bazı adımlarla, Anayasal çözüm çerçevesinde yapılacak reformlarla Türkiye'nin gerçek anlamda demokratikleştirilmesi ve Kürt sorununun çözüme kavuşturulmasının koşulları doğmuş olacaktır. Koruculuk, özel tim, vb. tüm özel savaş yapılarının devre dışı edilmesi ve demokratik sivil toplum zihniyetine uygun bir ortamın oluşturulması gereklidir. Özellikle Türkiye’nin demokratikleşmesini sağlayacak, Kürt halkının inkarını sona erdirecek, varlığını ve özgürlüğünü kabul edecek, tüm kimliklerin, inançların ve mezheplerin hak ve özgürlüklerini garanti altına alacak, eşitliğini sağlayacak olan yeni demokratik bir anayasanın yapılması hayatidir." 'Normalleşme süreci' olarak altı çizilen üçüncü aşama ise şöyle formüle edildi: "Bu görevin gerçekleşmesiyle birlikte, üçüncü aşama olan 'normalleşme süreci' başlamış olacaktır. Normalleşme süreci, barışın kalıcılaşması, toplumsal uzlaşma, eşitlik ve özgürlükler sürecidir. Önder Apo dahil herkesin özgürleşeceği bu sürecin pratikleşmesi paralelinde silahın tümden devre dışı kılınması ve gerillanın silahsızlanması gündeme girecektir” ‘YENİ BİR DÖNEM’ Çatışmaların sona erdirilmesi, sorunların silahla değil siyaset ve diyalogla çözümden yana olduklarını söyleyen Karayılan şunları söyledi: “Bu süreç, sadece Türkiye'deki Kürt sorununun çözümü değil, tüm parçalarda Kürt sorununun çözümü ve Ortadoğu'daki çatışma sürecinin sona erdirilerek, bütün sorunların silahla değil, siyaset ve diyalogla çözümüne yol açabilecek yeni bir dönemin başlatılmasıdır. Gelinen aşamada bölge halkları çatışmalardan yorgun düşmüş, eşitlik ve kardeşlik temelinde sorunların çözümü bir aciliyet haline gelmiş bulunmaktadır. Ortadoğu ve Orta Asya halkları, çatışmalara son verecek barışçıl yeni bir sürece ekmek ve su kadar ihtiyaç hissetmektedir.” "Geliştirdiğimiz bu süreç, Kürt sorununun çözümü temelinde Ortadoğu bölgesinde barış içinde bir arada yaşama, özgürlük, demokrasi ve istikrarın geliştirilmesinde önemli bir adım durumundadır" diyen Karayılan; Ortadoğu’daki politikalarında bir değişikliğin olmayacağını söyleyerek sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu adımla birlikte mevcut durumda Ortadoğu'da var olan denge ve çatışma sürecine ilişkin politikamızda herhangi bir değişiklik söz konusu değildir. Ortadoğu'ya dönük politikamız, mevcut çatışmalara taraf olmayan 'üçüncü çizgi' dediğimiz halkların kardeşlik, demokrasi ve özgürlük çizgisidir. Hareketimiz yeni dönemde de bu çizgiyi sürdürmeye devam edecektir.” ‘ORTADOĞU’DA EN TEMEL SORUN KÜRT SORUNU’ Açıklamada, "Ortadoğu'nun en temel sorunu olan Kürt sorununun çözümü, bölge halklarına zarar değil, fayda sağlayacaktır; bölgede yeni bir kardeşlik ve barışçıl sürecin başlaması için önemli bir çıkış rolünü oynayacaktır. Bu nedenle başta Kürdistan üzerinde egemen olan devletler olmak üzere bölgedeki tüm devletleri ve bölge demokrasi güçlerini bu önemli tarihsel adımı desteklemeye çağırıyoruz", denildi. Kürt sorunun uluslararası bir sorun olduğunu hatırlatan Karayılan ABD, AB ve Rusya gibi ülkelerden sorunun çözümü için destek istedi: ‘ULUSLARARASI GÜÇLER DESTEK OLSUN’ “Kürt sorunu sadece bölgesel bir sorun değil, aynı zamanda uluslararası bir sorundur. Kürt halkının soykırım, katliam ve ağır trajediler yaşamasına yol açan Kürt inkar siyasetinin geliştirilmesinde uluslararası güçlerin de önemli oranda rolü olmuştur. Bugün bu haksızlığın giderilmesinde ve sorunun çözülmesinde de bu uluslararası güçlere önemli roller düşmektedir. Bu açıdan başta ABD, AB ve Rusya olmak üzere tüm uluslararası güçleri Kürt sorununun çözümüne dönük başlattığımız bu hamlenin başarısı için destek sunmaya çağırıyoruz.” TÜRKİYE’DE BARIŞ VE ÖZGÜRLÜK KONFERANSI YAPILMALI Murat Karayılan; Diyarbakır, Erbil, Avrupa ve Türkiye’nin bir kentinde çözüm konferanslarını yapılması çağrısında bulundu. Açıklamada bu konferanslara ilişkin şu detaylara yer verildi: “Tüm Türkiye halkı savaşın, baskının, işsizliğin, ayrımcılığın ve toplumsal cinsiyetçi politikaların son bulması, barış, kardeşlik ve huzurun gelişmesi için bu sürece katkı sunmalıdır. Barış, eşitlik, adalet ve özgürlüğe en çok ihtiyaç hisseden tüm ezilen kesimleri, emekçi sınıfları, kadınları, tüm inanç gruplarını ve dıştalanan tüm kültürler ile demokratik ve sosyalist güçleri, özgür, eşit, ortak bir geleceği birlikte yaratmak için bu sürece tüm gücüyle katılmaya çağırıyoruz. Bu amaçla ortak bir 'Barış ve Özgürlük Konferansı'nı toplamaya ve tüm kesimleri bu konferansa katılmaya davet ediyoruz.” ERBİL’DE ‘BİRLİK, DAYANIŞMA VE BARIŞ KONFERANSI’ Karayılan, “Dört parça Kürdistan’da bulunan tüm siyasi partileri, sivil toplum örgütlerini Hewler’de (Erbil) bir konferans yapmaya çağırıyorum” diyerek şöyle devam etti: “Kürt halkı, yüz yıllık inkar siyasetine karşı tüm parçalarda destansı bir direniş sergilemiş, ağır bedeller ödemiş, tarihe adını yazdıran kahraman şehitler vermiştir. Bugün artık Kürt sorununun çözümü ve yeni bir sürecin zamanı gelmiştir. Önder Apo, “Demokratik Kurtuluş ve Özgür Yaşamı İnşa Hamlesi”ni başlatmış bulunmaktadır. Tüm Kürdistan halkını, bütün parçalardaki siyasi partileri, örgütleri, sivil toplum kuruluşlarını, inanç gruplarını, emekçileri, hakikat arayışçısı kadınları ve gençleri, bu sürece güçlü destek vermeye ve katılmaya, Kürt halkının özgürlük maratonunu zaferle taçlandırmak için üstüne düşen sorumluluğun gereğini yerine getirmeye çağırıyoruz. Ortadoğu'da ve ülkemizde önemli tarihsel gelişmelerin yaşandığı bu süreçte tüm parçalar arasında milli dayanışma ve barış için ulusal bir platform oluşturmaya, Hewlêr'de 'Birlik, Dayanışma ve Barış Konferansı'nı örgütlemeye ve katılmaya çağırıyoruz.” DİYARBAKIR’DA ‘BİRLİK VE ÇÖZÜM’ KONFERANSI “PKK'nin Kürdistan'da geliştirdiği mücadelede belkemiği rolü oynayan ve büyük fedakarlıklar, kahramanlıklar sergileyen Kuzey Kürdistan halkımız bu hamle sürecine güçlü katılarak süreci başarıyla taçlandırmaya mükelleftir. Verilen bütün bedellerin karşılığı olarak gündeme giren demokratik çözüm sürecine Kuzey Kürdistan'daki tüm kesimlerin katılımını sağlamak için Amed'de 'Kuzey Kürdistan Demokratik Çözüm, Birlik ve Dayanışma Konferansı'nı toplamaya ve tüm yurtsever güçleri katılmaya çağırıyoruz.” AVRUPA İÇİN KONFERANS ÇAĞRISI "Başta Avrupa’dakiler olmak üzere, halkımızın özgürlük mücadelesinde önemli bir yeri bulunan yurtdışındaki tüm Kürdistanlıları bu tarihsel süreçte yurtdışında Kürt-Türk halklarının ortaklığını sağlamak, yurtdışından gereken katkıları yeni dönemde de sunmak ve sürecin başarısında rol oynamak için 'Halkların Demokrasi, Birlik ve Barış Konferansı'nı toplamaya çağırıyoruz." ‘GÖREVLERİMİZİ YERİNE GETİRMELİYİZ’ “Önder Apo, bu tarihi süreçte sorumluluklarının gereğini yerine getirmiştir. Sorunun köklü çözümü için şimdi sıra, Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Hükümeti'ne, yine hareket olarak bizler ile halkımızın görevlerinin gereğini yerine getirmesine gelmiştir. Öncelikle halkımız yeni ve siyasal bir mücadele hamlesinin başladığını bilerek, örgütlenmesini güçlü kılmalı ve yüksek düzeyde bir katılımla başarıyı hedeflemelidir. Başkasına değil kendine güvenmeli, özgücüyle demokratik çözümü geliştirmeyi önüne koymalı ve en büyük gücün bizzat halkın gücü olduğunu hiçbir zaman unutmamalıdır. Başarı bu temelde kesinleşecektir.” Karayılan son olarak da şu noktalara dikkat çekti; "Özgürlüğe, demokrasiye ve eşitlik hukukuna dayalı, kardeşliğe ve barışa inanan, emek veren, mücadele eden, dostluğunu ve katkısını esirgemeyen herkesi yürekten selamlıyor, saygılarımızı sunuyoruz."
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.