Katliamlar ve Gerçek Amaçları...!
Yazarımız Yıldıray Yıldız yazdı....
Erzurum Güncel- İşte o yazı.... Hiçbir büyük terör eyleminin ve kitlesel katliamın çok daha büyük ve gizli bir amacı olmadan yapılmadığını her aklı başında ve Türkiye’de siyasi hareketleri takip eden herkes bilir. Şayet siyasi bir tarihiniz varsa, “terörün ve kitlesel katliamların tarihine de vakıfsınız” demektir. Son yaşamış olduğumuz terör eğlemini öncelikle şiddetle kınadığımı belirtmek isterim. Bu tip toplu katliam ve terör olaylarında fikirlerimiz ve bizler sağa sola savrulmadan asıl amacının ne olduğunun üzerinde düşünmemiz gerektiği kanaatindeyim. Çünkü Katliamlar o anda bilinmeyen bir takım amaçlara hizmet eder. Gerçekleşen terör ve katliamla ilgili haberleri izlerken bana yakın tarihimizde yaşadığımız bir takım gelişme ve sonuçları anımsattı sizlerle bunları paylaşmak isterim. 1 Mayıs 1977’de 36 kişi Taksim Meydanı’nda 1 Mayıs’ı kutlamaya çalışırken, “bir katliama maruz kalıp öldüğünde;” bu kalleş saldırıyı yapanların meydanda toplanan kalabalığa gözdağı verdiğini sanıyoruz. Belirli bir kitleye yönelik olması, aklımıza sadece onun karşısında olanların bu işi yapabileceğini aklımıza getiriyor. Çok sonraları; 1 Mayıs 1977’deki Taksim katliamının 12 Eylül 1980 darbesine giden yolun sadece başlangıcı ve fitilini ateşleyen ilk eylem olduğunu anlıyoruz. 1977 Mayıs’ından 1.5 yıl sonra Kahramanmaraş’ta olaylar 19 Aralık 1978’de başlıyor... 26 Aralık 1978 gününe kadar bir hafta boyunca bir katliama dönüşerek sürüyor... 105 kişi ölüyor 176 kişi yaralanıyor Maraş katliamında... Bu da Alevilere dönük bir eylem olarak görünüyor.Katliam Alevi’lere dönük gerçekleşince, aklımıza zıt inançlar ve fikirler geliyor. Oysa; Maraş’daki Alevi-Sünni çatışmasını, körükleyen katliam da; 1.5 yıl sonra, kurulacak yeni düzenin habercisi ve biz hala uyumaya sağa sola savrulmaya asıl amacı görmemeye devam ediyoruz. Bir başka provokasyon, kanlı olaylar ve katliam; 27 Mayıs 1980’de MHP’nin önde gelen isimlerinden Gün Sazak’ın öldürülmesiyle başlıyor. Mayıs ayının sonundan Temmuz ayının başına kadar Çorum’da kanlı olaylar bitmek bilmeden sürüyor. “Korkuyoruz, yılgınlık içindeyiz ve ne olduğunu, nereye gitmekte olduğumuzu bilmiyoruz...” Size de bu hisler tanıdık geldi mi? Tamda yapılmak istenen hedeflenen bu zaten. Topluma korku endişe umutsuzluk pompalamak ve kurtarıcıyı sunmak. Sadece iki ay sonra, 12 Eylül darbesi geliyor.Darbenin geniş kitleler üzerindeki kitlesel algısının “haklı ve vazgeçilmez olduğunun” kabul edilebilmesi için bu katliamların gerçekleşmesi şart. Beklenen gün geliyor. 12 Eylül darbesi oluyor.Birileri halkı kurtarıyor! Sizler ne düşünür ve yaşadığımız olaylarla ilgili ne gibi okumalar yaparsınız bilemem. Ancak ben yaşamakta olduğumuz olayların ülkemiz ve geleceğimiz için birleştirici olmasını temenni ederim. Şunu sakın unutmayalım bir geminin üzerinde sağa sola koşmakla gemiden farklı bir limana varamazsınız… 12-10-2015
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.