Kaya, bugün kimlere ne dedi!
MHP Erzurum İl Başkanı Zekayi Kaya, bugün düzenlediği basın toplantısında verdi veriştirdi. Kaya, isim vermeden Kırkıncı hocaya ağır ithamlarda bulundu. İşte o çok konuşulacak basın toplantısının tam metni…
Erzurum Güncel- MHP İL Başkanlığında basın toplantısı düzenleyen MHP İl Başkanı Zekayi Kaya, şok açıklamalarda bulurdu. Değerli basın mensupları... Birlik ve dayanışma ruhunun doruk noktasına ulaştığı, yeri geldiğinde bir dilim ekmeğin bile bölüşülerek yenildiği mübarek Ramazan ayının ülkemize, milletimize ve devletimize hayırlar getirmesini diliyor, toplantımıza katıldığınız için de hepinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Kıymetli dostlar... Geçtiğimiz gün Erzurum’da miting yapan, bir yandan biz Türk Milliyetçileri’ne “kardeşim” diye seslenirken, diğer taraftan da Milliyetçi Hareket Partisi’ni, CHP’nin maşası olarak ilan eden, bu sözü söylerken, kendisinin Amerika’nın değil maşası, ülkenin en mahrem yerlerine uzanan kolu olduğunu unutan bir sayın başbakanı ağırladık. AKP Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, herkesin bildiği gibi Erzurum’a geldi, ilçelerden ve köylerden taşınan, cehennem sıcağı altındaki İstasyon Meydanı’nda adeta işkenceye maruz bırakılan mütedeyyin insanlarımıza yönelik olarak içi bomboş bir konuşma yaptı, kendisinden sorunlarına, sıkıntılarına yönelik müjde bekleyen Erzurum insanına boyunun ölçüsünü söyledi, bu arada fırsatını buldukça da Türk Milliyetçileri’ne olmadık iftiraları etti, bir ara cesaretlenerek önünü kesen ve “Su değil zehir içiyoruz” diye feryat eden vatandaşın bu feryadına aldırış bile etmeden çekti, gitti. kıymetli basın mensupları... Gerek içeride, gerekse dışarıda yığınla sorunu bulunan, kasabın satmaya et bulamadığı, yetiştiricinin beslemek amacıyla hayvan aradığı, üreticinin para etmediği için ürününü denize döktüğü, okul müdürlerinin keyfi şekilde sağa-sola sürüldüğü, kapalı kapılar ardında bölücülerle hain pazarlıkların yapıldığı ve geçici ateşkesin sağlandığı bir ülkede yaşıyor olmanın büyük sıkıntısı içinde, yarınlarımızdan umudu neredeyse kesmiş insanları olarak, sayın başbakan’ı ağırladık. Ancak... Siyasetçilerin, meydanlardan önce soluğu camilerde aldığı... Dolayısıyla siyasetin yalanla, riya ile, aldatmacayla kirletilen o çirkin yüzünün mabedlerimizin içine kadar sokulduğu... Bağırışla, haykırışla, “hoşgeldin” nidaları altında girilen Allah’ın evinden, yani Ulu Cami’den alkış seslerinin yükseldiği garip ve de hüzünlü bir dönemi birlikte yaşadık. Tüm bunlar yetmiyormuş gibi, toplumda “kanaat önderi” olarak bilinen din adamlarının bir siyasi partinin amigoluğu ve şakşakçılığına soyunuşlarını hayretler içinde kalarak seyrediyor ve de dini değerlerimizin işporta tezgâhında değersiz bir akçe misali pazarlanışına da birlikte tanıklık ediyoruz. Biz Milliyetçi Hareket Partililer olarak bizler ve Sayın Genel Başkanımız, hemen her fırsatta ülke olarak çok tehlikeli bir oyun ile karşı karşıya olduğumuzu sürekli söylüyor ve halkımızı uyarmaya çalışıyoruz. Hepimiz, sözde bir anayasa değişikliği adına 12 Eylül’de sandığa gidecek ve oy kullanacağız. Acaba hiç kendimize sorduk mu? Niye sandığa gidiyoruz, sebep ne? Neye oy verecek, niye “evet” diyecek, bu şekilde hangi özgürlüklerin önündeki engelleri kaldıracağız? Acaba ülkede din ve vicdan özgürlüğü mü yok? Bugüne kadar kimin namazına, orucuna müdahale edildi, kimin hacca gitmesi engellendi? Yoksa eğitim özgürlüğünü kısıtlayarak üniversiteleri mi kapattı, imam hatiplere öğrenci alınmasını mı engellediler? Ya da, Erzurum’da mesela hangi kadının, hangi kızın, anamızın, bacımızın hangisinin başındaki örtüye müdahale eden oldu? Bütün özgürlüklerin rahatlıkla yaşandığı bu ülkede insanımız örneğin seçme ve seçilme hakkını rahatlıkla kullanarak bu iktidarı başımıza bela etmedi mi? Haydi geçtik bütün bunları... Kim, harcında emeği, temelinde tek tuğlası bulunmayan bu ülkeyi haraç mezat satılığa çıkartan bu iktidara engel olabildi? Engel olmaya çalışanlar, uyduruk suçlamalarla içeri atılmadılar mı? Şimdi bir referandum safsatası tutturmuş, gidiyorlar. 13 Eylül’de kendisini neyin beklediğini bilmeyen benim saf ve temiz insanım da kapılmış bahtının rüzgârına, Teyyo’ya rahmet okutan yalancıların peşine düşmüş gidiyor. Bizim Türk Milliyetçileri olarak görevlerimizden birisi de, kandırılan, aldatılan, uyuşturulan insanlara doğru yolu göstermek, kardeşi kardeşe düşman edecek oyunların iç yüzünü anlatmak ve “Kıymayın. Kıymayın bu ülkeye, kıymayın kendinize. Çocuklarınızın geleceğini karartmayın, bölücülerin, emperyalistlerin oyununa gelmeyin” diye uyarmak. Bu amaçla sizin, dolayısıyla halkımın huzurundayım. Milliyetçi Hareket Partisi Erzurum İl Başkanı Zekai Kaya olarak sormak istiyorum: Bugün benim ülkemde olmayan özgürlük müdür, yoksa huzur mudur güven midir, “yarınım ne olacak?” endişesi midir, “üniversite mezunu çocuğum daha ne kadar aç ve işsiz gezecek” kaygısı mıdır? Olmayan şey, bugün eksikliği ciddi anlamda duyulan düşünce özgürlüğü, olmayan yargı bağımsızlığı, adaletsizlik, hukukun üstünlüğünün hiçe sayılması değil midir? Bana sorarsanız ülkede olmayan şey, korkuyla, tehditle sindirilmiş hür ve bağımsız bir basındır. Kısacası olmayan şey, hür ve bağımsız bir Türkiye’dir. Değerli Basın Mensupları 12 Eylül’de sandıktan “evet” oylarının fazla çıkması için eline geçirdiği her fırsatı insafsızca kullanmaktan çekinmeyen, devletin tüm imkânları yetmiyormuş gibi, holdinglerin, para babalarının desteğini arkasına alan AKP’ye verilen desteklerin yetmediği görülmüş olmalı ki, birden bire bizim kanaat önderi olarak gördüğümüz ve saygıda kusur etmediğimiz din adamlarından da ardı ardına “referandumda evet oyu vereceğiz” açıklamaları gelmeye başladı. Allah kimseyi şaşırtmaya görsün. Cenabı Peygamber, ilmi ile amel etmeyeni lanetliyor. Şimdi o kanaat önderinden çok AKP’nin amigoluğuna soyunan hocaefendilere sormak gerekmez mi, aldıkları ilim siyaset ilmi midir, yoksa din ilmi mi? Türkiye’nin Teyyo Pehlivanı olan AKP Genel Başkanı’na bile rahmet okutacak kıvraklıkla taraf olduklarını açıklayan o din adamları, kim bilir belki bir gün de bertaraf olurlar, belli mi olur? Oysa, mübarek Ramazan Ayı’nın feyiz ve bereketinden nasiplenmeye çalışan saf, temiz ve berrak insanımızın, sözde “çok daha özgürlük, çok daha demokrasi” vaadleriyle aklının karıştırıldığı bir dönemde, inaçları gereği doğruları, sadece doğruları Allah’ın rızasını kazanmak amacıyla söylemesi, “Durun ey insanlar, gittiğiniz o yol yol değil, o yol çıkmaz sokak” diyerek uyarması gereken kanaat önderlerinden biz ayrıştırmayı, kamplaştırmayı, safları daha da derinleştiren açıklamaları değil, birliği, beraberliği, kardeşliği öne çıkaran akil mesajları duymak isterdik. Ne yazık ki, ilim ve irfan sahibi olarak bildiğimiz, geçmişte de 12 Eylül Anayasası’na “evet” dediklerine şahit olduğumuz o hocaların “Bu anayasa değişikliğinde evet oyu kullanacağız” diyerek ortaya çıkması, dini bir, peygamberi bir, milleti bir, bayrağı bir insanlar olarak çoğumuzu üzmüştür. Ancak “her şerde bir hayır vardır” sözünü hatırlatan bu mesajlar, bugüne kadar samanı hep suyun altından yürütmeye alışmış o insanların gerçek yüzlerini göstermesi açısından da fayda sağlamıştır. Kıymetli basın mensupları... Allah’ın dinini ve kitabını, Cenab-ı Peygamber’in hadislerini kendilerine sermaye yapma insafsızlığından geri durmayan ve bu sayede holdingler kuran, mağazalar açan, sonuçta da isimlerini “ticari bir marka” haline getiren o ensesi kalın din adamlarını sanırım halkımız, bu açıklamalarıyla çok da iyi tanıma fırsatı yakalamıştır. İktidar olduktan sonra dünyanın en zengin insanları sıralamasındaki yerini alan Başbakan ile Yüce Allah’ın dinini sermaye yaparak yedi sülalelerine yetecek zenginliğe ulaşan ve aynı ortak payda etrafında buluşmaktan asla gocunmayan bu insanları, önce Yüce Mevla’ya, sonra da halkımıza havale ediyor, hepinizi saygıyla, sevgiyle selamlıyorum. Zekai Kaya MHP İl Başkanı Öte yandan, dün MHP’den istifa ettiği açıklanan Tortum Pehlivanlı Belde Belediye Başkanı Yunus Keskin’in 01.09.2009 tarihin de partisinden istifa ettiği belirtilerek, ilgili belge basına dağıtıldı.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.