Kelebekler son dansını yapmasın
Avrupa'da en çok kelebek türüne ev sahipliği yapan Türkiye'deki 381 kelebek türünden 37'sinin, nesli tehdit altında.
Erzurum Güncel- Çokgözlü Hatay Mavisi, Halikarnas Esmeri, Mezopotamya Çokgözlüsü ve Minik Zümrüt... Büyüleyici renkleriyle baharı müjdeleyen bu kelebek türleri, şehirleşme, tarımsal ilaç kullanımı, madencilik, aşırı otlatma, orman yangınları, yol ve baraj yapımı, bazı bitki türlerinin çok toplanması, kirlilik, iklim değişikliği ve erozyon gibi nedenlerle yok olmak tehlikesiyle karşı karşıya kalıyor. Doğa Koruma Merkezince “Türkiye'deki Kelebeklerin Kırmızı Kitabı” 40'a yakın ulusal, uluslararası uzman, bilim insanı ve kelebek gözlemcisinin aktif desteğiyle 2 yıl süren bir çalışmayla hazırlandı. Bu çalışmayla, Türkiye'de bulunan tüm kelebek türleri uluslararası kriterler kullanılarak değerlendirildi ve her bir türün insan etkinliklerinden nasıl etkilendiği, popülasyonlarının önümüzdeki 10 yıl içerisinde nasıl değişmesi beklendiği ortaya konuldu. Kitapta yer alan bilgiye göre, Türkiye'de bugüne kadar uzmanlarca tanımlanmış yaklaşık 381 farklı kelebek türü yaşıyor. Türkiye'deki kelebek türlerinden 45'i endemik (sadece Türkiye'de yaşayan tür), 21'i ise çoğunluğu Türkiye sınırları içinde olan endemiğe yakın tür. Türkiye, komşu ülkelerine göre çok daha zengin bir kelebek çeşitliliğine sahip ancak, Türkiye'de 37 kelebek türünün nesli tehlike altında. Oysa tüm Avrupa kıtasında bugüne kadar sadece 482 kelebek türü tespit edildi. Buna göre, Fransa'da 247, İspanya'da 221, İtalya'da 277, Yunanistan'da ise 229 kelebek türü bulunuyor. Kitaba göre, Türkiye'deki kelebeklerin yaşam alanları daralıyor ve yol ve baraj yapımı, şehirleşme, tarımsal ilaç kullanımı, madencilik, aşırı otlatma, orman yangınları, bazı bitki türlerinin çok toplanması, kirlilik, iklim değişikliği ve erozyon gibi nedenlerle daralıyor. Tüm bu nedenlerle pek çok endemik kelebek türünün nesli tehlike altına giriyor. ‘ROSE'NİN ÇOKGÖZLÜSÜ” 4 KİLOMETREKARELİK ALANDA YAŞIYOR’ Çalışmaya göre, “Çokgözlü Hazer Mavisi” isimli kelebek türü 1981 yılından bu güne kadar Türkiye'de görülmedi ve 1999 yılında “Bölgede Tükenmiş” olarak ilan edildi. Sadece İskenderun Arsuz'daki karaca ve yaban keçisinin korunması amacıyla oluşturulan Yaban Hayatı Koruma Sahası içinde görülen ve Türkiye'deki endemik türlerden olan “Çokgözlü Hatay Mavisi”nin neslini bölgedeki madencilik, aşırı otlatma, orman yangınları, nadir bitkilerin toplanması ve atık boşaltımı gibi faaliyetler tehdit ediyor. Çokgözlü Hatay Mavisi türünün yaşam alanı olan Yaban Hayatı Koruma Sahası'nın yönetmeliğinde bu türün korunmasına yönelik özel önlemler konulması önerildi. Listede “endemiğe yakın” olarak değerlendirilen ve sadece Van Kurubaş Geçidi'ndeki 4 kilometrekarelik bir alanda yaşayan “Rose'nin Çokgözlüsü”nün neslini bölgedeki yol genişletme çalışmaları ve madencilik faaliyetleri tehdit ediyor. Türkiye'deki en nadir ve en tehdit altındaki türlerden biri olarak kabul edilen “Rose'nin Çokgözlüsü” kelebeğinin popülasyonunun yaklaşık 300 birey olduğu öngörülüyor. “Balkan Menekşe Kelebeği”, Erzurum Palandöken Dağlarında 4 kilometrekarelik bir alanda yaşıyor ve yamaçlara kurulan kış sporları tesisleri, aşırı otlatma ve yanlış ağaçlandırma bu türün neslini tehdit ediyor. Tehlike altında ve endemik olan kelebek türlerinden olan “Torul Çokgözlüsü”, kuzeydoğu Anadolu'da, toplam 12 kilometrekarelik bir alanda, sadece 3 bölgede tespit edildi. Türün neslini tehdit eden unsurların başında ise bölgedeki altın madenciliği ve yol yapım çalışmaları geliyor. Ayrıca bu türün kaçakçılar tarafından yasadışı yollarla toplanarak, internet üzerinden satıldığı da tespit edildi. Adana, Malatya, Kahramanmaraş, Adıyaman, Mardin ve Erzincan'da gözlemlenen “Mezopotamya Çokgözlüsü”, endemik ve tehlike altındaki kelebek türlerinden. Bu türü, yol ve baraj yapımı, yanlış ağaçlandırma ve geleneksel tarımın terk edilmesi tehdit ediyor. Bu türün popülasyon büyüklüğünün tüm Türkiye'de 100 ila 500 birey arasında olduğu öngörülüyor. ‘IŞGININ AŞIRI TOPLANMASI “MİNİK ZÜMRÜT”Ü TEHDİT EDİYOR’ Sadece Adana'nın kuzeyindeki 4 kilometrekarelik bir alanda görülen “Çokgözlü Teresya” Türkiye'nin endemik ve nesli tehlike altında olan türlerinden. Toplam popülasyonu bin bireyden az olduğu tahmin edilen tür, yapılaşma nedeniyle yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. Endemiğe yakın ve tehlikede olarak tespit edilen “Minik Zümrüt” kelebeği Doğu ve Güneydoğu bölgelerindeki yaklaşık 24 kilometrekarelik bir alanda yaşıyor. Bu tür, tırtılların besin bitkisi olan ışgının aşırı miktarda üzerindeki tırtıllarla toplanmasının yanı sıra aşırı otlatma ve erozyon nedeniyle tehdit altında. Türün üzerindeki baskıyı azaltmak için ışgın bitkisinin yetiştirilmesi öneriliyor. Sadece Muğla'da görülen ve sınırlı bir dağılımı olan “Halikarnas Esmeri” tehlike altındaki türlerden bir diğeri. Bölgedeki turizm yoğunluğu ve yapılaşma türün yaşam alanının büyüklüğünü ve kalitesini azaltıyor. “Kafkasya Azameti” kelebeği de sadece Artvin'de yaşıyor. Bölgede kurulması planlanan hidroelektrik santrallerinin kelebeğin yaşam alanı kalitesinde düşüşe sebep olacağı öngörülüyor. Ayrıca köylerden göç nedeniyle geleneksel hayvancılığın terk edilmesi de bu türün neslini tehdit ediyor. Ağırlıklı olarak Ankara'da ODTÜ kampüsünde yaşayan “Güzel Nazuğum” kelebeğinin türü, düzlük ve bol çiçekli kuru çayırlıkların yok olması nedeniyle tehlike altında. Türkiye'deki endemik ve tehlike altında olan diğer bazı kelebek türleri ve yaşam alanları şöyle: “Tanker'in Çok Gözlüsü (Doğu Anadolu), Merhaba Çokgözlü (Çoruh Havzası), Artvin Çokgözlüsü (Çoruh Vadisi), Carbonell Mavisi (Antalya Beydağları), Çokgözlü İfikarmon (Isparta), Wiskott'un Akdeniz Melikesi (Mersin, Adana, Osmaniye), Urartu Esmer Perisi (Erzurum, Hakkari ve Şırnak), Anadolu Çokgözlüsü (İç Anadolu ve Marmara), Çokgözlü Güzel Mavi (Konya).
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.