‘Keşanlı Ali’ tiyatroda yine destan yazdı
Türk tiyatrosunda yüzyılın oyunu seçilen Haldun Taner’in ‘Keşanlı Ali Destanı’ TİM Show Center’da prömiyer yaptı. İlker Ayrık’ın ‘Keşanlı Ali’yi, Birce Akalay’ın ‘Zilha’yı ustalıkla canlandırdığı oyun izleyiciler tarafından dakikalarca ayakta alkışlandı.
Erzurum Güncel- Türkiye’de epik tiyatronun öncüsü kabul edilen Haldun Taner’in, epik bir halk tiyatrosu üslubunda kaleme aldığı yarım yüzyıllık ‘Keşanlı Ali Destanı’ perşembe akşamı TİM Show Center’da yeniden perde dedi. Bu kez Perva Tiyatrosu tarafından oyunun ilk bestecisi Yalçın Tura’nın besteleri ve Yücel Erten’in rejisiyle tiyatroseverlerle buluşturulan oyunda Keşanlı Ali’yi ‘Ben Bilmem Eşim Bilir’ yarışmasıyla bütün Türkiye’nin tanıdığı oyuncu İlker Ayrık, Zilha’yı ise dizilerin sevilen oyuncusu Birce Akalay canlandırdı. Oyunun 50 kişilik oyuncu kadrosunda ‘Şerife Abla’yı canlandıran usta oyuncu Meral Çetinkaya, ‘Derviş Dayı’yı oynayan Köksal Engür gibi usta isimler de yer alıyor. Bir süredir heyecanla beklenen oyunun prömiyerine katılan yaklaşık bin 500 kişilik davetliler arasında ise Hande Soral, Mustafa Uslu, Derya Alabora, Barış Dinçel, Şoray Uzun, Kubat gibi ünlü isimler vardı.
Oyun prömiyerlerinin, oyunun günler süren provaların ardından seyircinin karşısına ilk kez çıkmanın heyecanı nedeniyle birçok hatasını mazur görebileceğimiz bir etkinlik olmasına rağmen ekip oyunu neredeyse hatasız, profesyonel bir şekilde sahneledi diyebiliriz. Ses, ışık, dekor gibi unsurların yerli yerindeliğinin yanı sıra, oyunu daha önce izlemiş izleyicilerin ancak dikkatini çekebilecek sorunları sahnede görmedik. Oyuncuların şiveleri, şarkıları ve dansları ustalıkla sahneye taşımaları, oyuna hakimiyetleri tiyatromuzun bu kült eserine gereken emeği verdiklerini açıkça ortaya koyuyor. Basit görünen fakat oldukça kullanışlı dekorun en güzel ayrıntısı ise, yaklaşık 10 kişilik orkestranın oyun boyunca enfes müzikleriyle oyunculara eşlik ederken sahnede asla ayrıksı görünmemeleri, oyunla tam manasıyla bütünleşmeleriydi. Üstelik bu versiyon, daha önce izlediğim Keşanlı Ali Destanı yorumlarında karşılaştığımız tiyatronun o ‘görkemli gösteriş’ tutkusundan arınmışlığıyla oldukça farklı, geleneğe daha yakın sadeliğiyle hikayeyi daha da duru bir şekilde izleyiciye aktarıyor diyebilirim. İzlerken 50 kişinin aynı anda sahnede olduğu anlarda dahi hikayenin bütünlüğünden kopmuyorsunuz.
Hasıl-ı kelam, Notos’un bu yılki anketinde yüzyılın oyunu seçilen Keşanlı Ali Destanı, böyle özenle sahnelenmeye devam ettikçe yüzyıllar boyunca Türk tiyatrosu izleyicisinin de koşarak izlemeye gideceği bir oyun olmaya devam edecek görünüyor. ‘Keşanlı Ali ’nin tiyatro sahnesinde bir kez daha yazdığı destanı görmek isteyenler 29 Şubat’ta TİM Show Center’da izleyebilir.
KESİN BİR ŞEYLER OLDU
Oyunu 1984 ve 2006 yıllarında da yorumlayan Yücel Erten 2020 yorumunda günümüz Türkiye’sine göndermelerde bulunuyor. Örneğin oyunun muhtarlık seçimleri bölümünde Keşanlı Ali’nin taraftarlarının yukarı mahalledeki rakip adayın sandıkta hile yaptığını konuştukları sahnede, Haziran 2019 İBB seçimlerinin ardından AKP Seçim İşleri Başkanı Ali İhsan Yavuz’un sosyal medyanın diline dolanan ‘Hiçbir şey olmasa bile kesin bir şeyler oldu’ sözü oyunun bu bölümünde izleyici tarafından büyük bir alkışla karşılık bulan komik bir repliğe dönüşmüş. Herkesin bildiği gibi 1960’lı yılların toplumsal eşitsizliklerini hicveden oyunun uzun senaryosu ise, Yücel Erten’in modern dokunuşları sayesinde iki perde boyunca izleyicide merak duygusunu sürekli canlı tutuyor.Oyunu 1984 ve 2006 yıllarında da yorumlayan Yücel Erten 2020 yorumunda günümüz Türkiye’sine göndermelerde bulunuyor. Örneğin oyunun muhtarlık seçimleri bölümünde Keşanlı Ali’nin taraftarlarının yukarı mahalledeki rakip adayın sandıkta hile yaptığını konuştukları sahnede, Haziran 2019 İBB seçimlerinin ardından AKP Seçim İşleri Başkanı Ali İhsan Yavuz’un sosyal medyanın diline dolanan ‘Hiçbir şey olmasa bile kesin bir şeyler oldu’ sözü oyunun bu bölümünde izleyici tarafından büyük bir alkışla karşılık bulan komik bir repliğe dönüşmüş. Herkesin bildiği gibi 1960’lı yılların toplumsal eşitsizliklerini hicveden oyunun uzun senaryosu ise, Yücel Erten’in modern dokunuşları sayesinde iki perde boyunca izleyicide merak duygusunu sürekli canlı tutuyor.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.