Kopan parmağın hesabını kim verecek? Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi açıldıktan sonra da yazmıştık. 100 milyon lira harcanarak yapılan o güzelim hastane de önemli olan sağlık hizmetinin tam olarak verilmesidir. Sağlık Bakanı Recep Akdağ'ın Erzurum'a getirdiği özel bir yatırım. Ama hala doktor eksiği giderilemedi. Sonra bu nasıl bölge, eğitim ve araştırma hastanesi? Nerede servis şefleri, ya da araştırma görevlileri? Tek doktora mahkum bir hastane olur mu? Var, hem de o hastane, Erzurum’da... CELAL CAN İÇİN TALİHSİZ BİR GÜN 12 Temmuz Pazar günü, yaşanan skandalı unutmak mümkün mü? Pasinler ilçesine bağlı Ardıçlı köyünden 3 yaşındaki Celal Can Bakır, sağ elinin işaret parmağını traktörün vantilatör kayışına kaptırıyor. Rafet Bakır (38) çocuğunu hemen Erzurum'daki Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nin acil servisine götürüyor. İlk başta muayene edenler, sünnet parçasıyla parmağın tedavi edileceğini söylüyor. Ama plastik cerrah yıllık izinde. Çocuk perişan, ağlıyor sızlıyor. Babası ondan daha kötü. BELGELİ SKANDAL O sırada imdatlarına Erzurumlu yardımsever bir anne olan Şefkat Şadan Şengöz yetişiyor. Hemen bir tutanak hazırlıyor. Bu gelişmeden haberdar olan idare, harekete geçiyor. Acele hazırlanan ambulansa bindiriyorlar çocuk ile babasını, başlıyorlar hastaneleri dolaşmaya. Ne yazık ki hiçbirinde plastik cerrah bulunamıyor. Saat 18.00'de hastaneye geri dönüyorlar. O çocuk ile babasının yaşadığı acıyı unutmaları mümkün mü? Ağrıları biraz 'dinsin' diye bir iğne yapıyor, köyüne yolluyorlar. Çocuğa bir hafta sonrası için gün veriliyor. Gelince de işaret parmağını birinci boğumdan kesiyorlar. TESADÜFEN ÖĞRENİYORUZ Ama o müşfik, elleri öpülesi anne Şengöz, hastanenin disiplin kuruluna başvuruyor. Babası yine çocuğunu kucağına alıyor, düşüyor yollara. Bir belgeselci gibi çalışan Şengöz de Hastaneye geliyor ve yaşadıklarını bir kez daha disiplin kurulundakilere anlatıyor. Biz de hastane çıkışlarında onlarla tesadüfen karşılaşıyoruz. KOORDİNASYON KURAMAYAN SAĞLIK ORDUSU Sağlık Müdürlüğü soruşturma başlatmadan önce, kent merkezindeki üç hastane arasında bir koordinasyon sağlasa daha iyi olmaz mı? Bölge Eğitim ve Araştırma hastanesinden bir görevli Palandöken ve Aziziye Araştırma Hastanelerini telefonla arayıp soramaz mıydı? Bu nasıl bürokrasi anlayışı? Kim kandırılmak isteniyor? Boşu boşuna niye ambulansa hasta bindiriliyor ve hastaneler dolaştırılıyor? Hasta hakları ya da İnsan Hakları'ndan söz edenler nerede? Celal Can'ın kopan parmağının sorumluları kim? Ve o parmağın bedelini Celal Can'a nasıl ödeyeceğiz? SORUMLULUĞUNU BİLEN VATANDAŞ NELER SÖYLEDİ? Sorumluluğunu ve ne yapmasını bilen bir vatandaş olarak Şefkat Şadan Şengöz'ün kameraya söyledikleri ise unutulur gibi değil: "Çocuğun ağlamalarına babasının yalvarmalarına şahit oldum. Bir anne bir vatandaş olarak bundan vicdanen rahatsızlık duydum ve yardımcı olmak istedim. Çocuk ilk geldiğinde, parmağında kopukluk vardı ama herhangi bir morluk yoktu. Tutanak tuttuğumuzu gördüklerinde ambulans verdiler. Saat 09.00'da hastaneye giriş yaptı, biz saat 18.00'e kadar üç hastanede bir cerrah bulamadık. Akşam dönüşümüzde 'bu parmak bitmiş' dediler. Bir hafta sonrasında bu çocuğun parmağı ameliyat edildi. Şimdi ben devletimizin değerli büyüklerine soruyorum. Çocuğun ve insan sağlığının değeri bu kadar az mı? Bu çocuk ilkokula gittiğinde sağ elinin işaret parmağı koptuğu için kalem tutamayacak. Bizim namusumuz askerimize, polisimize emanet. Bu çocuk askere gittiğinde tetik tutamayacak. Ben aslında Sağlık Bakanımızı çok başarılı buluyorum. Çalışkan, başarılı işini ciddi yapan değerli bir büyüğümüz. Fakat bu tür meseleleri eğer gündeme getirmezsek maalesef büyüklerimiz bizi duyamıyorlar."