'Laf dinlenmediği zaman'
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan grup toplantısında konuştu. Gezi Parkı'nda yaşanan olayları değerlendiren Erdoğan polisin biber gazı sıkmasının en doğal hakkı olduğunu söyledi.
Erzurum Güncel- İşte o konuşmadan satır başları... Kazlıçeşme mitingi, milletimizin son olaylarla ilgili hissiyatını çok anlamlı şekilde yansıttı. Diğer partilerden inanıyorum ki mitinglere katılım oldu. Mitinge katılanlar kimseye rahatsızlık vermeden dağıldı. Demokrasi budur. Sincan'daki Kazlıçeşmedeki inların mesajını aldılar mı? 3 haftadır hem milletimize hem dünyaya çok farklı bir Türkiye fotoğrafı verilmek istendi. Son derece organize, son derece örgütlü yapıldı. Medya, sosyal medya bu iş için hazırlıklıydı. Polise, kamu binalarına, sivillere karşı şiddet uygulanırken, bu çarpıtıldı, masum bir çevre örgütü olarak yansıtıldı. Bir trafik kazasında yaralanan yavrumuz, Gezi Parkı'nda polis tarafından yaralanmış gibi yansıtıldı. 'GERÇEK DIŞI FOTOĞRAFLAR YANSITILDI' Suriye'de yaralanan bir kişi, CHP'nin provokatör vekilleri tarafından Taksim'de yaralanmış gibi gösterildi. Üzerinde beyaz önlük olan zanlı "doktorlar gözaltına alınıyor" haberine maruz kaldı. Çocukların yaşlıların şiddete uğradığı anlatıldı. Elinde sapan olan, molotof olanlar ya polis ya da sempatik eylemci olarak lanse edildi. Nice gerçek dışı fotoğraf, belge yansıtıldı. Tüm bu yalanlar dolaşıma sokuldu. 'POLİSİN EN DOĞAL HAKKIDIR' Polisimiz sistemli bir şiddet hareketi karşısında polis demokrasi sınavından başarı ile geçmiştir. Polisin biber gazı sıkmak en doğal hakkıdır, sıkar. Laf dinlenmediği zaman polis bu yetkisini kullanır. Şiddeti uygulayan teröristler, isyancılardır. Biz gerçek Türkiye fotoğrafını hem içerdeki hainlere hem de dışardaki işbirlikçilere göstermeye devam edeceğiz. Kalkıp da kurşun attı mı, silah attı mı? Yok. Bakın iş. 16. 17. Güne gelince, işte Adana’da yaşanan olay. Ve daha ileri gitti Mecidiyeköy’de bir komiserimiz silahlı bir, maalesef mermi neticesinde midesinden yaralandı. Bir diğer kardeşimiz ayağından yaralandı. Rabbim onları milletimize sağlığıyla lütfetti. Biz yine şifa diliyoruz. Cuma Kayseri, Cumartesi Samsun'da, Pazar Erzurum'da mitinglerimiz sürecek. 'GEZİ'DEKİLERİN YÜZDE 76'SI CHP'YE OY VERMİŞ' Kamuoyu araştırmasında gördük ki, Gezi Parkı içinde olanların yüzde 76’sı CHP’ye oy vermiş. Yüzde 16’sı. AK Parti 1,2, MHP 1,2. Tablo bu. Bu tablo içerisinde bize oradan girmek suretiyle yumuşatacaklar, buraya böyle bakın diyecekler. Yanlış yanlıştır. Kimden gelirse gelsin. Bizi ilgilendirmez, yapılan iştir önemli olan. Ne yapıyor bunlar? Terör mü estiriyor, yoksa barışa mı çağrı yapıyor. Bu bizim için önemli. 'BUNLARIN ARKASINDA HALK YOK' Bunlar Gezi Parkı halkındır dediler ama meselelerini ingilizce olarak CNN'e BBC'ye Reuters'e anlattılar. Bunların arkasında halk yok, Anadolu yok. Bunların arkasında medya, sermaye, faiz lobisi var. 'DÜN İŞ BIRAKMA ÇAĞRISI YAPTILAR' Bir şeyi de açık açık konuşmak durumundayız. Bazı sendikalar, bazı STK’lar var. Dün iş bırakma çağrısı yaptılar. Ne oldu? Vaka bu. Hani ne oldu? Çünkü yaptığınız çağrı kanunsuz. Yaptığınız çağrı hukuka aykırı. Hele hele, hele hele, Tabipler Birliği’yle alakalı söylüyorum. Sen kanunsuz bir eyleme nasıl destek verirsin? Sen hastaneleri boşaltma içine nasıl girersin yahu? Sizin insan sevgisi nerede? Hastalarla ilgilenme aşkınız nerede? Bunlarda insan diye bir dert yok. Bunların herşeyi menfaate dayalıdır. Aklı selim gaip geldi ve beklediklerini alamadılar. Bunlar güya solcu, emeğin alın terinin halkın yanındalar. 'ERGENEKON EYLEMİNDE EN ÖN SAFTALAR' Aidatlarıyla besledikleri bu örgütlerin üst yönetimlerinin her toplumsal olayda nerede durduklarına dikkat etsinler. Ergenekon eylemlerine dikkat edin, en ön saftalar. Cumhuriyet mitinglerinde en ön saftalar. Demokrasiye milli iradeye yönelik her girişimde bunlar en ön saftalar. Bunlar baş provokatörler, bunlar baş piyonlardır. Banka reklamında oynayıp Kapitalizm'e karşı olanlar ne kadar solcuysa, bu sendikacılar örgütçüler de o kadar solcudur. Faiz lobisinin kuklası olan kadar emek taraftarı ise bunlar da o kadar emek taraftarı. Maske düştü artık 'TÜRK BAYRAĞINI SALLAYANLARLA YAKANLAR BİR ARAYA GELDİ' Bir tarafta Türk bayrağını sallayanlar, diğer tarafta alçakça Türk bayrağını yakanlar bir araya geldiler. Bir tarafta Gazi Mustafa Kemal'in posterini salladılar, diğer tarafta terör örgütü fotoğrafları ile yan yana getirdiler. Bir taraftan namaz kıldılar, diğer taraftan camide içki içtiler. Bir tarafta demokrasi, hak, ağaç, çevre dediler. Diğer tarafta ağaçları söküp etrafa zarar verdiler. 'TENCERE TAVAYLA SINAVA GİRECEKLERİ RAHATSIZ ETTİLER' Pazar günü üniversiteye giriş imtihanı vardı. O gece sabah 4’e kadar tencere tava. Öyle devam ettiler. Bu ifademden çok rahatsız... Beni sen üçe dörde kadar rahatsız etme hakkın var mı? O yavruları rahatsız etmeye hakkın var mı? Kadıköy’den al, İstanbul’un her yerinde aynı şeyi yaptılar. Senin böyle bir hukuk okuman söz konusu mu? Böyle bir hukuk var mı yahu? Sen beni nasıl rahatsız ediyorsun. Hala tencere tava çalmayı bile özgürlük olarak niteleyenler var. Bunların özgürlük anlayışı da farklı. Bu oyunu millet ve milletin partisi AK Parti bozmuştur. HALK 'HAYIR DERSE VAZGEÇECEĞİZ' DEDİK En başından itibaren masum, sivil, demokratik hak arayışlarıyla art niyetli şiddet kullanan demokrasiye hükümete yönelik hareketleri birbirinden ayırdık. Gezi Parkı'nda gerçekten ağaç için eylem yapanlarla, bunları kullananlar arasında çok net çizgi çizdik. Gezi parkı eylemlerine katılanlarla oturduk, saatlerce istişare ettik. Bazı sanatçılarımızı dinledik. Hem bazı sanatçıları hem de STK temsilcilerini kabul ettik. Kararımızı çok anlaşılır biçimde açıkladık. Yargı kararını bekleyeceğiz dedik. Lehimize çıksa bile halk oylaması yapacağız dedik. Gezi Parkı projesini halkın onayından sonra yapacağız dedik. Halkımız kalkar da hayır derse biz bundan vazgeçeceğiz dedik. 2011 Haziran seçimlerinde biz bunları halkımıza sunduk. Halkımız bizi destekledi. Diğerlerinde zaten proje falan yok ki. Diğerleri sadece hakaret edecek sadece vuracak. Var mı bir projen? Yok. 'GEZİ PARKI'NI İŞGALCİLERDEN TEMİZLEDİK' İstanbul halkı çok farklı bir heyecanı yaşadı. Bunları nasıl görmemezlikten gelirsiniz. Gezi Parkı halkın olsun diyorlardı. Çark etmeye başladılar. Bize orayı boşaltma sözü verenler anında çark ettiler. Eyleme devam ettiler. Hukuk devletinde yapılması gerken neyse, Taksim’i, Gezi Parkı’nı bu işgalcilerden temizledik. Şimdi oralardaki o ağaçlar yeniden dikiliyor. Çiçeklendirme çalışmaları yapılıyor. Dün utandım. Bir profesör çıkmış utanmadan sıkılmadan, Gezi Parkı diyor çöplükten geçilmiyordu, Anıt aynı şekilde geçilmiyordu. Ayıptır, ya İstanbul’u tanımıyorsun, temizlikse bu AK Partili belediyelerin en büyük başarısıdır ya. Sen bunu nasıl söylersin? Ama kirlilik bunların ruhunda var. Biz diyoruz ki işte burası halkındır. Gezi Parkı sahibine teslim edilecek diyoruz. Tekrar Gezi Parkı'nı sahibine, halka teslim ettik. Yaptığımız iş bu. 'ORAYA ŞEHİR MÜZESİ KURULACAK' Türkiye'de ciddi bir şehir müzesi yok. Topkapı Sarayı'nın depolarında çürümeye terk edilmiş binlerce obje var. Fransa'ya bakın, iftihar ettikleri müzeleri var. Biz de bununla iftihar edelim. Taksim Meydanı, meydan olarak 103 bin metrekare. Burada Topçu Kışlası, yeni proje olarak şehir müzesi 11 bin metrekare. Şehir müzesi alanın yüzde 10'nuna kurulacak. Geri kalan alan halkın hizmetine sunulacak. Sökülen 70-80 ağaç çevreye dikilecek. Tabi Yargı'dan çıkacak karara göre... Böyle bir proje çevreyi korumaktır, niye rahatsız oluyorsunuz? Hani bunlar fakir fukaradan yanaydı. Sizi rahatsız eden neydi? Dünyada herkesin takdirle andığı bu ülkeyi ne oldu da siz karıştırdınız. Her yerde esnafımı tüccarımı niçin rahatsız ettiniz. Vatandaş çocuğunu yanına alıyor eve gidecek, giyimine kuşamına bakıyor hakaret, saldırı taciz. Aynı şekilde aracında gidiyor filanca, taciz. Bakanlarımıza varıncaya kadar. Sen yüreğin varsa, düşüncene güveniyorsan düşünce hürriyeti sınırsız zaten bu ülkede. İnancına güveniyorsan korkma, rahatlıkla yaşa. 'YURTSA YURT YAPTIK, BURSSA BURS VERDİK' 10 yıl önceyi düşünün, 10 yıl önce. Bu yapılanlar yapılabilir miydi bu ülkede? Bunların kadir kıymet diye bir şey yok. Şu atılan adımların hepsi ortada. Fakat onlar ne yaparlarsa yapsınlar biz özgürlüğü kazanmanın bedeli ne olursa olsun, biz bu bedeli ödeyerek özgürlüğü kazanacağız. Esnaf bunlardan illallah dedi. Üniversite öğrencilerini sokağa döküyorlar. Bazı rektör, dekan, öğretim üyeleri. Bu öğrencilere bunca imkanı veren iktidar AK Parti iktidarı değil mi? Neyini kısıtladık? Yurtsa tarihinde görmediği yurtları yaptık. Tarihinde görülmeyen burs verdik. Lisans öğrencileri 45 lira alırken 280 lira alıyor. 200 lira da beslenme yardımı alıyor. Bire on katlanmış vaziyette. 'HARÇLARI BİZ KALDIRDIK' Bunu solcuysan eğer komünist ülkelerde göremezsin. Harç harç harç, bunu da biz kaldırdık. Bu kadar hassas, bu kadar gencinin hukukunu koruyan iktidar, muhatap olduğu bu. Bu örgütler lisemize de soktu. Bu liselerdeki öğrencileri, bazı kendilerini bilmez müdürler, öğretmenler bakın kendini bilmez diyorum ve istisna ediyorum. yoksa bizim için öğretmen başımız üzerinde tutmamız gereken insandır. Ve bu yavrularımızı sokağa döktüler. Bu yavrularımıza biz, okulların yapımından tutunuz, ücretsiz kitaba kadar bütün bunları yaptık. Aynı şekilde Fatih projesiyle yeni dönemin adımlarını atıyoruz. Sınıflarımızı 30 öğrenci standardına yükseltiyoruz. Hiçbir dönemde olmayan, Milli Eğitim’e milli bütçenin yüzde 50’sini ayırma sürecini biz başlattık. Personel atamada, birinci sırada personel atamasını Milli Eğitim’de yaptık. Hala devam ediyor. Bazıları çıkıyor şu kadar eksik var. Eyvallah, tabi var. Bunu inkar etmiyoruz. Bunu sen bir anda kapatamazsın. Bu bütçeyle alakalıdır. Bizden önceki dönemde siz bunu da yapamadınız. 'POLİSİMİZİ DAHA DA GÜÇLENDİRECEĞİZ' Polisimizde kanunların kendisine verdiği yetki dairesinde, bundan böyle hiçbir hukuka göz yummayacak, gerekeni yapmaya devam edecektir. Polisimizi daha da güçlendireceğiz, müdahale gücünü artıracağız. 'CHP'NİN DEĞİŞECEĞİ UMUDU VARDI' Elbette bu olayları inceliyoruz, inceleyeceğiz. Araştıracağız. Arkasında kimlerin olduğunu, şiddet uyguladığını hukuk dairesinde belirleyeceğiz. Bu olayları tüm boyutlarıyla analiz etmeye sorunları da çözmeye devam edeceğiz. Bir hususa dikkat çekmek istiyorum. Bundan yaklaşık 3 yıl önce, CHP 33. Kurultay’ını yaptı. Şu andaki zatı genel başkan olarak seçti. Bu yeni başkan CHP’ye gönül vermiş vatandaşlarımız tarafından umutla karşılandı. CHP’nin değişeceği, etkin muhalefet umudu vardı. Ama bu yeni genel başkan, ilk günden itibaren hayal kırıklığına sebep oldu. Oturduğu koltuğu maalesef dolduramadı, çok zayıf kaldı.Her gün yeni bir yalanı çıktı. Her gün çark etti. Kendi söylediğini kendisi yalanladı. O kadar ki bütün CHP kitlesi kendisine güvendiği halde, oy vereceği sandığı dahi bulamadı oy kullanamadı. 'ACEMİDİR DENİLDİ AMA 3 YIL GEÇTİ LİDER OLAMADI' Peki ne dediler? Acemidir denildi, kendisini geliştirir denildi, değişir denildi. Aradan geçen 3 yıla rağmen bu zat lider olamadı, genel başkan olamadı. Olsa olsa CHP’de genel müdür olarak kaldı. Geçmişte genel müdürlüğünü yaptığı SSK’yı nasıl batırdıysa, CHP’yi de tepetaklak aşağılara çekmeye başladı. Şu anda kamuoyu yoklamaları onu gösteriyor. Böyle bir partinin, böyle bir genel başkanın oluşturduğu hayal kırıklığını biz çok iyi anlıyoruz. 'BAZI VEKİLLER SOKAK SOKAK ÇATIŞMA ÇAĞRISI YAPMIŞLARDIR' Biz doğrusu böyle bir genel başkandan memnunuz siyasette. Fakat Türkiye’de muhalefet boşluğu olmasını talihsizlik olarak görüyoruz. İşte maalesef hayal kırıklığı içindeki kitleleri çok açık provokasyonlar neticesinde sokağa dökmüştür. Meclis’teki partisi tarafından etkin şekilde temsil edilemediğini düşünenler sokağa çıkmıştır. Bazı milletvekilleri de son derece sorumsuz sokağı adres olarak göstermiş, sokak sokak çatışma çağrısı yapmışlardır. Meclis’te muhalefeti başaramayanlar, sokaktaki Vandalların arkasına çıkmıştır. Kennedy Caddesi'nde yürüyen isyancıların önünde, TOMA’ların karşısına dikilen milletvekilleri bu ülkenin huzuruna hizmet eden milletvekilleri değildir. O bir özgürlük mücadelesi de değildir, o kamu düzenini bozmaktır. Yapılan budur. Kamu düzenini bozmaya kimsenin hakkı yoktur. 'MİLLETVEKİLİ KÜFÜREDEN GENÇLERE PARA VERİYOR' Bir milletvekili çıkıyor bizim polisimize en ağır ifadelerle küfrediyor. Kamera kayıtlarında var. Biz kendimizden vazgeçtik. Onlara küfür ediyor. Bir başka milletvekili küfür eden gençlere para veriyor. Ne kadar fazla küfür ederseniz o kadar fazla para vereceğiz. Günlerdir, CHP milletvekili gibi terör örgütü militanı gibi mezhep çatışması için tahrik ediyor, attığı tweetlerle her türlü yalanı söylüyor. 'DİVAN OTELE GİRİP ORADAN YÖNETİYORLAR' Bir tanesi maalesef İstanbul’da Divan Oteli’nde, orada gösterileri yapanlar, artık açıklıyoruz. Divan Oteli’ne giriyorlar, otelden oraları yönetiyorlar. Ama orada onlarla beraber olan milletvekillerinden bir tanesi de benim valime her türlü hakareti yapıyor telefonda. Sen milletvekili misin eşkıya başı mısın? Nesin sen? 'ATATÜRK'ÜN YANINDA BÖLÜCÜ BAŞLARININ RESMİ VAR' Bizim bu Hatice’miz gerçekten Şırnak’ta AK Parti’nin muhafazakar demokrat kimliğinin mücadelesini çok güçlü veren bir kızımız. Hani bu CHP Atatürk’ün partisiydi? Bu nasıl Atatürk’ün partisi ki, Atatürk’ün yanında bölücü başlarının resmi var? Neredesiniz CHP’liler, neredesiniz ulusalcılar? O anıtı ne hale getirdiler niye temizlemediniz? Kim temizledi orayı? Bu milletin polisi gitti temizledi. Vaka ortada. 'TERÖR ÖRGÜTÜ MİLİTANI GİBİ DAVRANIYOR' Bu genel başkan ve bu yönetimin elinde CHP, irili ufaklı terör örgütlerinin sığınağı olan bir parti durumuna düşürülmüştür. CHP genel başkanı çıkıyor, polis emirlere itaat etsin çağrısı yapıyor. Genel başkan gibi davranmayı başaramıyor, Terör örgütü militanı gibi davranmayı çok iyi başarıyor. 'ONLARA GÖRE REYHANLI DA DEMOKRATİK BİR EYLEMDİR' O Vandallar gelip seni başbakan mı yapacak? Artık bu kadar mı çaresizsin. Sandıktan umudunu bu kadar mı kestin? CHP aylardır çözüm sürecine karşı çıktılar. Bizi bölücülükle suçladılar. Akil insanlar heyetini rahatsız ettiler. Sonra geldiler taksim’deki o bölücü paçavralarını savunur onları himaye eder duruma düştüler. Hakkari’de nasıl Türk bayrağı sallayamadılarsa, Ankara’da Türk bayrağının yakılmasına çıtlarını çıkaramadılar. İnanın, Reyhanlı’ya yapılan saldırı da demokratik bir eylemdir onlara göre. Nitekim irtibatları ilişkileri tek tek ortaya çıkıyor. "BU OYUN BOZULMUŞTUR" Biz CHP’nin Reyhanlı saldırılarıyla ilgili irtibatlarını hatırlatmaya devam edeceğiz. Bu oyunların arkasından da yavaş yavaş çıkıyor. CHP’nin milletvekilleri içinde aktif var mı var, getirip götürenler olayların içinde mi? İçinde. Sağa sola bakmaya gerek var mı? 'VUR DE VURALIM ÖL DE ÖLELİM' DEMEYECEĞİZ' Bu süreç Reyhanlı saldırısının bir devamıdır. Tekrar ediyorum bu oyun bozulmuştur. Bu senaryo hedefine ulaşamadan çöpe atılmıştır. Hamd olsun, şimdi biz birileri gibi “öl de ölelim vur de vuralım” demeyeceğiz. Onu bahçeli yapıyor zaten. Biz ne kılıçdaroğlu’yuz ne bahçeli’yiz. Ne şu ne bu. Biz bu milletin değerleriyle hareket eden bir partiyiz. vatan
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.