MHP'ye yaklaşan ne olacağını görür
Meclis'teki kavga yeni bir boyut kazandı. Partisinin grup toplantısında konuşan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Buradan bütün Meclis’e sesleniyorum, MHP’nin sıralarına bir metre yaklaşan, bundan sonra ne olacağını görecektir" dedi.
İşte konuşmasından satır başları: - Siyaset kurgularını MHP’siz bir meclis üzerine şekillendiren AKP, ülkemiz üzerindeki bütün tasarruflarını rahatça yürütmek için planlarını o dönemde hazırlamıştı. - Dış dayatmalara boyun eğmek, fitne tohumları ekmek AKP zihniyetinin en büyük emeli ve heyecanıydı. Bunları gözden kaçırmanın yolu ise, ana muhalefet ise kayıkçı kavgası yaparak yapay gerilimler oluşturmaktı. SENARYOLARI BOZULDU - Taviz teslimiyet ilkesizlik boyun eğme üzerine şekillenmiş bu çürümüş siyaset anlayışının beklentileri, milletvekili genel seçimleriyle suya düşmüştür. - MHP’nin 71 milletvekiliyle Meclis’te yerini alması ve oynanan oyunlara çomak sokması, AKP ve CHP’nin iki kutuplu senaryosunu bozmuştur. HAZMEDEMİYORLAR - İktidarını tazeleyen AKP ve arkasındaki işbirlikçi odaklar partimizin meclis’e girmiş olmasını hazmedememişlerdir. - Bugün partimize yönelik ağır saldırıların hakaretlerin ardında işte bu derin hayal kırıklığı vardır. MHP, TBMM’nin çatısı altında bulunduğu sürece yıkılmaya direnmiş, milletinin kendisinden beklediği direnişi göstermiştir. - Tek başına iktidarlığın hoyratlığıyla, açılım denen yıkımın ve PKK’yla işbirliği arayışının MHP kalesine çarparak paramparça olması, Başbakan ve arkadaşları bozguna uğramıştır. - Bugün öfke panik ve tükeniş, AKP zihniyetinin durumu budur. Türk milleti kavramından duyduğu rahatsızlık Başbakan Erdoğan’ı, MHP’nin temsilcilerine saldırmaya varan bir tükenişin içine sürüklemiştir. AKP ZİHNİYETİNE SES ÇIKARAN VAR MI - Buradan sormak ve cevabını yaşananlardan çıkarmak lazım. AKP, 7 yıldır TBMM’dedir. - MHP’nin sözde sindirmek korkutmak için ayağa kalkanlara bakarak, bu 7 yıl içinde Habur’dan giriş yapan PKK’lılar için düzenlenen PKK kucaklaşmasına, AKP içinden en küçük tepkiyi veren var mıdır? - Eli kanlı İmralı canisine karşı duran, öfkeleyen lanetleyen var mıdır? BİLİN Kİ DOĞRU YERDEYİZ - Milletimiz açlıktan inim inim inlerken, esnaf işçi kan ağlarken, vicdanı sızlayan bir vekil var mıdır? - Hükümet Washington masalarına yüz sürerken, bunun şerefine kondurmayıp eleştiren bir AKP’liye rastgelen var mıdır? - Şehide kelle diyen çürümüş zihniyeti duyunca, İmralı canisine sayın denince, Mehmetçiği yan gelip yatmakla suçlayan kokuşmuş zihniyeti öğrenince, bunu şerefine ahlakına ailesine ve mukaddesatına yediremeyip, bu kepazelikler için ayağa kalkmış bir AKP’li vekil gördünüz mü? - Vereceğiniz cevap hayır ise, AKP’nin yanlışları bizim doğrularımızdır. Biliniz ki doğru yerdeyiz, doğruların peşindeyiz. - Bin yıldır Türk milletinden intikam almak isteyenlerin haçlı zihniyetinin bir saldırısıdır. Bu MHP’ye karşı işbirlikçilerin saldırısıdır. - Brüksel’de Avrupalı, Washington’da Amerikalı Erivan’da Ermeni, Ankara’da bir türlü Türk milletinden diyemeyenlerin, açıkça saldırısıdır. - PKK ile kolkola ama MHP’yle düşman, Rumla kardeş, Ermeni’yle dost ama MHP’yle hasım olanların, Türk milletinden utananların son çırpınışlarıdır. - Bu düşüncelerimizden abartı bulanlar, o günlerde yeterince ciddiye almamıştı. Bu son olay yalnızca meclis zemininde meydana gelen bir taşkınlık değildir, Türk milletiyle tam bir hesaplaşmadır. HAÇLI KALINTILARI GİBİLER - Bunun adı 9. Haçlı seferidir. Yerlerinden kalkarak, MHP sıralarına gelmeye çalışan, son bir hamle yaparak yanımıza gelmeye çalışanlar yorgun Haçlı kalıntıları gibidir. - Başbakan’ın kulaklarına kadar kızarmasına neden olan ne eşi olan hanımefendinin yaşadıklarıdır, ne de peygamber yakıştırmasıdır. Hesap verme korkusu iliklerine işlemiş, her ahlaksızlığa tutunmuş bir zihniyetin iflasının tükenişidir - Milletin gözünden düşmenin, yönetemez hale gelmenin, her gün adım adım erimenin gerginliğidir. - Gerçekleri görmeye başlayan ve son oturumda, Başbakan’a karşı metanetlerini koruyan AKP’li vekilleri sorguladıklarına inanıyorum. - Yalanlar iftiralar beyhudedir. Kaçış yoktur. Er yada geç milletin karşısına çıkılacaktır. Beklenen son AKP zihniyetinin karşısına çıkacaktır. O gün geldiğinde ne yandaşların çıkışları, ne başka başkentlerin yalvarışları onları kurtarmaya yetmeyecektir. - Milletimiz uğruna ne baskılardan yılacağız, ne geri adım atacağız ne de dayatmalara boyun eğeceğiz. Doğru olduğuna inandığımız yolda, sonuna kadar gideceğiz. TEHİDİTLERE PABUÇ BIRAKMAYACAĞIZ - Niyet sahipleri ayaklarını denk alsınlar, kuru tehditlere pabuç bırakmayacağız. Nereden gelirse gelsin, o saldırıyı defedeceğiz. BUNDAN SONRA NE OLACAĞINI GÖRECEKLER - Buradan bütün Meclis’e sesleniyorum, MHP’nin sıralarına bir metre yaklaşan, bundan sonra ne olacağını görecektir. - Bizim bu siyaset şebekeleriyle onların anlayışlarını taklit ederek mücadele etmemiz mümkün değildir. Başbakan Erdoğan ve ekibinin bir gün fazla iktidarda olmak için yapmayacağı şeyin olmadığını biliyoruz. - Bir taraftan Çanakkale şehitlerini sahipleniyor gibi görünürken diğer tarafta PKK’lılarla kucaklaşan, öte yandan yandaşlarına helal haram demeden yağdıra, demokrasi ararken muhalefeti aşağılayan, haktan bahsederken, memuru çiftçiyi sindiren, yağmacılara göz yuman bir zihniyet karşımızdadır. ÇUKURDA SİYASET YAPILMAZ - Bunların düştükleri ve bizi de çekmeye çalıştıkları çukurda siyaset yapmamız mümkün değildir. - Alparslan Türkeş’i bile istismar etmek istedikleri malumdur. Türkeş beyi ağızlarından düşürmeyenler, ne olmuştur da partimizi ve Türkeş beyi faşistlikle suçlamıştır? - Dün başörtüsü yasağının kalkması için bizimle işbirliği yapmak zorunda kalanlar, cumhurbaşkanlığı seçiminde demokratik adımlarımıza alkışlar ne olmuştur da kesilmiştir? - Yıkım yolunda el ele verdiği işbirlikçi medya gücü de, beklenen sonu durduramayacaktır. Biz ise milletimiz adına yolumuza devam edeceğiz. AKP’nin foyasını ortaya çıkartacak ve vatandaşımıza anlatacağız. Sataşmalara kulak asmayacağız. MİLLETİMİZ MÜSTERİH OLSUN - Aziz milletim müsterih olsun, kaygıya ve korkuya kapılmasın. MHP varsa çare tükenmemiştir. MHP varsa hesaptan kaçış yoktur. - Geçtiğimiz haftaki grup toplantımızda, yaptığımız konuşmada, Başbakan ile medya arasındaki kirli mutabakata dikkat çekmiş, partimize yönelik karartmalara karşı uyarılarda bulunmuştuk. - Buradan açıklamak lazım, kimse partimize sevmek zorunda değildir. kimse fikirlerimizi desteklemek mecburiyetinde değildir. Bunların tamamı, kalem ve fikir sahiplerinin tercihleridir. Ne var ki ekranlar önünde, yaşanan son olayla ilgili yapılan haberlerin yapılan yorumların ahlaka da insafa da meslek terbiyesine de sığdığını söylemek mümkün değildir. AHLAKİ SINAV OLDU - Geçtiğimiz hafta TBMM’de yaşananlar yalnızca AKP’nin acziyetini değil, aynı zamanda kalemlerini satmış olanların da ahlaki sınavı olmuştur. - Partimizin tamamen haklı olduğu bir konuda bile, gerçeğin arkasında durmaktan korkanlar, gırtlağına kadar hükümete bağımlı kiralık vicdanlar aynı ahlaksızlığı sergilemiştir. ÇABALARI BOŞUNA - Şerefini ve haysiyetini kaybetmişlerin, fikrini iktidara teslim etmişlerin, bundan sonraki çabaları boşuna olacaktır. - MHP, bunların papağanı olmuş yazarları asla affetmeyecektir. Yazılan yalanları, sipariş yorumları, ısmarlama manşetleri asla unutmayacak, zamanı gelince açmak üzere tek tek not edecektir. - Patenti başbakan’a ait olan, siyasi gerilim stratejisi, milletimizin huzurunu etkilemektedir. İnsanımız bir yandan açlıkla boğuşurken, öbür tarafta toplumsal çatışma dinamiklerinin harekete geçmesiyle iyice köşeye sıkışmıştır. - Kendi izansızlığını kapatmaya çalışanların gerçekleri saklama gayretleri bu süreçte artık mümkün değildir. - Her seçim öncesinde klasik haline gelmiş olan siyasi gerilim taktikleri, Başbakan’ın yaşam enerjisi hale gelmiştir. GÜNDEMİ SAPTIRIYORLAR - Milletimizin geçim şartlarını kötüleştiren iktidar partisi özellikle ekonomideki başarısızlığını örtmek için gündemi saptırmakla meşguldür. - Vatandaşlarımızın şikayetleri endişe verici bir duruma gelmiştir. AKP markalı yolsuzluklar, yandaşlarını zengin etmiştir. - Krizin teğet geçtiğini tekrarlayan bu özürlü bakış, ekonomik buhranın etkisini her geçen gün artırmaktadır. KRİZ MİLLETİMİZİN BAĞRINI DELİP GEÇTİ - Teğet geçen kriz, milletimizin bağrını da delip geçmiştir. Kriz teğet geçtiği iddia edilen Türkiye ekonomisinde, bütçe açığı artmış ve enflasyon insanımızın cebinden kırpmaya başlamıştır. AKP hükümeti en ufak bir iyi gelişmeyi de kendi marifetleriymiş gibi sunuyor. İşsizliğin gerekçesini başka ülkelerde var diyerek savunuyor. Huzurlarınızda Başbakan Erdoğan’ın belirli aralıklarda gündeme getirdiği bir istismar konusunu sizlerle paylaşmak istiyorum. BAŞBAKAN KİRLİ PROPAGANDA YAPIYOR - Bunlardan birincisi, öncelikle bu krizin küresel kriz olduğu hareketle, dışarıdan kaynaklandığını ileri sürmüştür. Bu nafile boş ve temelsiz bir iddiadır. Ekonominin dengeleri 2006’dan itibaren kötüleşmeye başlamıştır. - İkinci olarak, ısrarla krizin teğet geçtiği mantığıyla şekillenmiştir. Elbette krizin milletimizi can evinden vurduğu bir gerçektir. Az önce de belirttiğim gibi, ekonomik daralma ve işsizlikteki artma, bir çok ülkeden kötü performans sergilendiği açıktır. - Üçüncü yol ise, bugünkü kriz 2001 kriziyle karşılaştırılmıştır. Başbakan da hala bu kirli propagandaya devam etmektedir. Bazı gerçeklerin üzerindeki sis perdesinin aralanması gerekmektedir. Başbakan, 2009 krizinin felaket tablosunu, dünü hatırlatarak unutturacağını zannediyorsa büyük bir yanılgı içindedir. - Bizim saklayacak gizleyecek utanacak bir şeyimiz yoktur. Asıl utanması gereken, vatandaşımıza bu tabloyu reva gören, ekonomiyi krize sokan Başbakan Erdoğan ve arkadaşlarıdır. “MERKEZ BANKASI BİR GECEDE BOŞALTILDI” - Türkiye 2000 Kasım ayındaki krizin hemen arkasında 19 Şubat 2001 tarihinde MGK’da başlayan bir tartışmayla, küresel mihrakların uzantıları yeni bir spekülatif saldırı başlatmışlardır ve maalesef 21 Şubat’ta gecelik faiz ortalama yüzde 4’e çıkmıştır. Merkez Bankası’nın döviz rezervi düşmüştür. Yani Türkiye ekonomisine yönelik saldırı sonucunda rezerv kaybı 5.36 milyar dolar olmuştur ve bu para mihraklarca yönetilmiştir. Bundan asla kuşkumuz yoktur. - Başbakan’ın Erdoğan’ın bir gecede çekildiğini iddia ettiği paranın kısa özeti bu şekildedir. Sen ve partin 2000 ve 2001 yılındaki krizden doğdunuz. Siyasi virüsle hayat bulan ve iktidara ulaşan AKP zihniyeti, yine ürediği yere geri dönmeye mahkumdur. Biliniz ki vatandaşlarımızın gelirlerini, devletimizin rezervlerini kim hortumladıysa, AKP’ye destek olan ve iktidara ulaşmasına zemin hazırlamıştır. BEN GÜLE GÜLE YÜCE DİVAN’A GÖNDERECEĞİM - lletimiz bu hesabı sorma imkanını sayısal anlamda maalesef partimize vermemiştir. Başbakan 7 yıldır iktidardadır. Hali hazırda siyasal gücüyle aşamayacağın engel de yoktur. Bu konusu sürekli gündemde tutacağına, sorumlularını bir an önce ortaya çıkarmalıdır. Bu zamana kadar konuyla ilgili bir girişimde bulunulmaması, Başbakan Erdoğan ve partisinin, Merkez Bankası’nı talan edenlerle ilişiksi olduğunu göstermektedir. - Beni Yüce Divan’a göndermeyene ben güle güle Yüce divan’a göndereceğim.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.