Milli mücadele kahramanına saygı!
Milli mücadele kahramanı şair Hüseyin Köycü, ölümünün 53. yıldönümünde Çiftehavuzlar Büyük Kulüp’de düzenlenen törenle anıldı. Erzurum yine her zalanki gibi Milli kayramanı unuttu...
Erzurum Güncel- Milli mücadele kahramanı şair Hüseyin Köycü, ölümünün 53. yıldönümünde Çiftehavuzlar Büyük Kulüp’de düzenlenen törenle anıldı. Hüseyin Köycü Eğitim Kültür ve Araştırma Derneği tarafından düzenlenen panele, eski bakanlardan CHP Parti Meclisi üyesi Önay Alpago, emekli Orgeneral Çevik Bir, eski İstanbul Valisi Nevzat Ayaz, Prof. Dr. Koptagel İlgün, Köycü’nün torunları ve davetliler katıldı. Törende konuşan Prof. Dr. İlgün, “I. Dünya Savaşı’da Allahuekber Dağı eteğindeki Örtülü Köyü ve çevresinde halkı örgütleyen, milli mücadelenin o bölgede şahlanmasını sağlayan şiirler yazarak Oltu, Ardahan, Kars ve Erzurum yöresinde gösterdiği kahramanlıklarla düşmana karşı kurulan her harekette başta gelen kişi olmuştur. Köycü 80 yıl önce tüm kız çocuklarının okutulması için aileleri ziyaret edip onları iknaya çalışıyordu” dedi. Hüseyin Köycü'nün Hayatının Kısa Bir Özeti 20 Şubat 1895’de Örtülü Köyü’nde doğdu (şu anda Erzurum İli’ne bağlı Şenkaya İlçesi). Babası din alimi ve halk ozanı Hıfzı Efendi, devrin ünlü ozanları olan Sümmani ve Şenliği ile aynı meclislerde bulunmuştur. Küçük Hüseyin 12 yaşına geldiğinde Kuran’ı hafzetmiş, Arapça ve Farsça’yı bilen, babası gibi şiirler yazan bir çocuktu. Bu arada tarih, coğrafya, edebi, içtimai ve iktisadi konularda kendini geliştirmesi için kitaplar getiriliyor, adeta özel bir öğrenim görüyordu. 17 yaşında yörenin en büyük köylerinden olan Örtülü Köyü’ne muhtar seçildi. Köy odasında halkı eğitmek için öğrendiği bilgileri onlara aktarıyordu. Ülkemizin işgal altında bulunduğu yıllarda halkın milli şuurunu tetikleyen şiirler yazıyordu. 1916 yılında yazdığı islam destanını, köyün gençleri yardımıyla çoğaltarak etrafa yaymaya çalışıyordu. Oltu ve havailisinde düşmana karşı örgütlenme çalışmalarının tamamında Örtülü Köyü’nden Hüseyin Efendi (Hüseyin Sırrı) başta geliyordu. 1917’de Oltu Gizli İslam Cemiyeti’nin kuruluşunda yer aldı. Kosor (Akşar Nahiyesi) ve Örtülü teşkilatlarını kurdu. 1918’de Oltu’nun kurtuluşunda önemli rol aynadı ve Kosor Nahiye Müdürlüğü görevine tayin edildi. Aynı yıl Kars’ta milli müdafaa teşkilatı olarak kurulan; Milli İslam Şurası kurucu üyesi oldu. 1919’da Cenubi Garbi Kafkas Cumhuriyeti kurucu üyesi, Oltu Milltvekili ve Meclis İdare Amiri seçildi. Aynı yıl Allahuekber Cephesi komutanlığı da Hüseyin Sırrı Efendi’ye verildi. Bu hükumetin ingilizler tarafından dağıtılmasından sonra Oltu Serbest Gençler Teşkilatı’nı kurdu ve başkanı oldu. İkinci Oltu şurası üyeliğine seçildi. 1920’de Oltu İslam Terakkiperver Cemiyeti’nin kurucusu ve umumi katibi oldu. Bu yıllarda Kâzım Karabekir Paşa’nın Kars’ta çıkardığı haftalık Varlık Dergisi’nde makaleler yazmaya başladı. 1920’de TBMM’de kurulması ve Atatürk’ün ışığının bütün yurdumuzu aydınlatmasından ve Anadolu’muzun düşman işgalinden kurtulmasından sonra Hüseyin Efendi kendisini ölümsüzleştiren eserlerini vermeye başladı, Önce köylünün eğitiminden başladı ve bu yıllarda köye öğretmen getirip, gençleri eğitmek için hususi mektep kurdu. Savaş bize toplu olarak bilgi dairesinde çalışmamızın gerekliliğini öğretti diyordu.. 1925’te Oltu İlçesi İdare Heyeti Üyesi ve 17 sene müddetle Erzurum İl Genel Meclisi üyeliğinde bulundu. Bu dönemde yaptığı çalışmalar ve cesaretinin örnek anekdotları dillerde dolaşmaya başlamıştı. 1928’de köyde halka açık şirket ve kooperatif kuruyordu. Çevre ilçeler halkınında şirketten hisse almalarını sağlıyordu. 1929 yılında Örtülü ve havalisine örnek olursam bu çalışmalar ülkemizin bir çok yöresin de emsal teşkil eder diyerek, adına Sarı Karton Projesi dediği Kalkınma Planını kaleme aldı. Yani zihin haritama metodunu geliştiren İngiliz bilim adamı Tony Bousan’dan tam 34 yıl önce. Bu planı bugün inceleyen bilim adamları, öncelikle bu kişinin eğitimini soruyorlar. Kendini geliştirme için devamlı okuyan, okuduğunu iyi anlayan ve o bilgileri çevresinin kalkınması için kullanan kişi diye cevap verince hayretlerini gizliyemirlar. Yine 1920’li yıllarda köyüne imece usuliyle ilkokul yaptırarak eğitim seferberliği başlatıyor. Haydi kızlar okula, baba beni okula gönder gibi çalışmaları daha o yıllarda yapan Köycü, kalkınma planında yazdığı aktiviteleri harekete geçirerek köyünü ilçe yapma yolunda hızla mesafe kaydediyordu. 1930’lu yıllarda eğitici ve öğretici tiyatro eserleri yazıp sahneye koyarak çevre ilçelerde turne düzenliyordu. Evini vererek ortaokul açılması yönünde çalışmalara başlıyordu 1932 yılında Erzurum Halk Evi Köycülük Şubesi Başkanı olan Köycü, kalkınmanın köyden başlamasının yılmaz savunucusu olduğundan, 1934’te soyadı kanunu çıkınca kendisine “Köycü“ soyadı veriliyor. Köyün ve yörenin ağaçlandırılmasına çok önem veriyordu. Bu maksatla tiyatro eserleri, makaleler, şiirler yazarak ağaçlandırma bayramları düzenler ve devlet yeşil yapraktır derdi. Başta Gazi Mustafa Kemal olmak üzere TBMM üyelerine mektuplar yazarak kanunlarımızda yapılmasını istediği değişme ve düzenlemeleri dile getirirdi. Yine bu yıllarda 12 el sanatı dalında usta öğretmanler getirerek köy halkını kabiliyetlerine göre zanaata yönlendirir. Sergiler, pazar ve panayırlar ihdas eder. 1946’da Örtülü Köyü ilçe olur ve “Şenkaya” adını alır. Köycü uzun yıllar bu ilçenin belediye başkanlığını yapar. 1950-55 yılları arasında Şenkaya Gazetesi’ni çıkarır. 1954’te bağımsız milletvekili adayı olur. 12 oyla seçimi kaybeder ama üzülmez “Benim asil görevim milletimi mecanni avukatlığıdır...” diyerek çalışmalarını sürdürür. Maddi her imkanını köyü için harcadığından maddi sıkıntıların yanında şeker hastalığı da yakasını bırakmaz. Bacağı kesilir ama yine boş durmaz, 1957 yılında Türkiye Ufak Partisi’ni kurar, genel merkezi il dışında olan ilk partidir ve amblemi kurşun kalemdir. 1958 yılında bacağına protez yaptırmak için geldiği İstanbul da 31 Ocak günü hayata veda eder. Mezarı İstanbul Kozlu Mezarlğı’ndadır. Yurdun her tarafına yayılmış, daha yıllarca evvel okur- yazar yüzdesi ile Türkiye sıralamasında en yukarıları işgal eden Şenkayalılar, Köycü için anma törenleri düzenler. İstanbul’da yaşayanlar bu anma törenlerini mezarı başında da gerçekleştirirler.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.