Hiç zannetmiyorum, ama yine de kendi kendime acaba birkaç işgüzar bu haltı etmiş olabilir mi diye sormadan edemiyorum.

Ölümünün üzerinden 13 yıl geçti; merhum Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu’nun…

Muhsin beyle, Ankara’da bizim Ahmet’in Enerji Oteli’nde tanışmıştım.

O benim adımı medyadan biliyormuş, bense zaten herkes gibi O’nu tanıyordum…

Son derece naif bir insandı ve asla buyurgan değildi.

Ahmet, mutfağa talimat vermişti, her özel günde olduğu gibi o gün de yumurtalı kıyma ve makarna vardı.

Ve tabii ki olmazsa olmaz kadayıf dolması…

Ülkücü camiayı çok iyi bilen biri olmadığım için doğaldır ki Muhsin beyle ilgili malumatım da sınırlıydı.

Enerji Oteli’nin lobisinde, Muhsin beyle yemek yedik ve yaklaşık iki saat sohbet ettik.

O Sivas fıkralarını ben de Erzurum fıkralarını anlattım…

Kim kimi yendi hatırlamıyorum, ama unutmadığım tek şey: Muhsin beyin hakikaten bir beyefendi olduğudur. O sohbetimizde ne o bana sen hangi partiyi tutuyorsun diye sordu ne de ben O’na Büyük Birlik Partisi’ne dair tek kelime eleştiride bulundum…

Yumurtalı kıymamızı yiyip ardından da kıtlama çayımızı yudumladık.

O akşam Muhsin beyden daha önce pek çok dava arkadaşının duymadığı bir işkence hikayesi dinledim.

Meğerse Muhsin bey, sorgudayken işkenceciler çıplak sorgulamış.

Hani şimdi FETÖ’cü kanallar yayıp duruyor ya, cezaevlerinde kadınlar çıplak aranıyor diye…

Muhsin beyin anlattıkları aklıma geldi.

Seksenli yıllarda bunlar olmuştu, tamam da; 2020’li yıllarda da böyle şeyler mümkün müydü?

Tabii ki FETÖ militanları yalan söylüyordu.

Gazetecilik mesleğinin dışında bir de sivil topluma karşı görevlerim var.

Misal…

İnsan Hakları Kurulu üyesiyim…

İşimizin bir gereği olarak hapishaneye gidip hangi suçtan olursa olsun fark etmez, tutuklu ya da mahkumlarla yüz yüze görüşüyoruz.

Bu mahkum ya da tutuklular içerisinde nice militan olmasına karşın bugüne kadar hiç biri bize çıplak aramaya dair bir şikayette bulunmadı.

Bilakis cezaevleri şartlarının aslında hiç de kötü olmadığını anlatıp durdular.

Bu sistem içerisinde elbette ki işgüzarlar var; ve elbette ki bu işgüzarlar zaman zaman haddini aşar…

Asla onaylamıyorum da, diyelim ki bir memur, maksadını aşıp bir FETÖ’cü mahkumu çıplak aradı.

Bu genele teşmil olur mu?