Naci Cinisli Diyanet’e sorsun: “Erzurum’da kaç erkek çocuğu imam ya da belletmenin tecavüzüne uğradı!?”
AK Parti milletvekilleri sus pus!
Müftü dersen, mübarek zaten kapı duvar!
Şehri yöneten yetkililer “itti bitti” oynuyor!
Erk Haber’de Sinan Özçaylak bugün yine yeni istismar iddialarını haberleştirdi.
Aynı ihbarlar dünden beri Palandöken’e de geliyordu; Sinan bizden önce davranıp yazdı.
Haksızlık etmeyelim; alkış O’nun hakkı…
Lakin Palandöken de kimsenin yazamayacaklarını yazdı ve birilerinin sinir uçlarına bastı.
Görünen o ki birilerini hop oturtup hop kaldırmaya devam edeceğiz.
Çünkü neredeyse gazetenin telefonu her çaldığında ya bir Kur’an kursu ile ya da bir camii imamı ile alakalı benzer ihbarlar geliyor.
(Önemli bir not: Merak ediyorum, üç yıl önce Kayakyolu’nda bir camide imam efendi, Cuma namazı kılmak isteyen kadınlara izin vermek istememiş ve kendince Allah adına yasaklar koymuştu! Acaba o imam efendi, Kur’an kursunda tecavüze uğrayan 7 erkek çocuk için ne düşünüyor? Kamuya açık olan bir camiyi babasının dükkanı sanarak kadınlara yasaklarken benzer camide başka imamların erkek çocuklarına istismarda bulunmasını dini açıdan nereye koyuyor? )
Adını bile öğrenme ihtiyacı duymadığım Erzurum Müftüsü günlerdir sessizliğini koruyor.
Be insan evladı; ya çık de ki “…bütün bunlar külliyen yalandır” (bunu diyemeyeceği aşikar) ya da çık de ki “…evet ne yazık ki bu tür rezaletler oldu, ama idare olarak gereğini yaptık.”
Meselenin acı veren bir başka yanı ise şudur:
Biliyoruz ki, iktidar milletvekilleri böyle bir konuda ne Diyanet’e ne de bir bakanlığa soru önergesi veremez!
Bu sebeple alayı birden derin bir suskunluk içerisinde…
Derin uyku dedikleri bu olsa gerek!
Peki ya, İYİ Parti Erzurum Milletvekili Naci Cinisli’ye ne demeli?
O niye meselenin üzerine gitmiyor?
Naci Bey, bir muhalefet milletvekili olarak bu rezaletin enikonu araştırılmasını ve tüm sorumluların cezalandırılmasını bugün talep etmeyeceksen ne zaman konuşacaksın?
Ne yazık ki şehir genelinde şöyle bir kanaat hakim:
“Yahu birader, kimse bu ahlaksızlığı ve şerefsizliği elbette ki savunmuyor. Lakin bu tür haberleri geniş kitlelere duyurmakla da şehrimizin adı lekeleniyor.”
Yanlış bir anlayış…
Niye mi?
Çünkü bu rezil insanlar, geniş kitlelere duyurulmadığı ve olayın üstü örtbas edildiği sürece, vaka sayısı çığ gibi artıyor. Alçak herif icabında kendi kendine diyor ki, nasılsa kimse benim tecavüzcü olduğumu bilmiyor; yine din alıp din satmaya devam edeyim. Olmaz bu köy, olur filan ilçe…”
Bunun adı şudur:
Kapalı toplum tutuculuğu…
Hangimizin mahallesinden olursa olsun fark etmez…
Ahlaksıza ahlaksız, şerefsize de şerefsiz diyebilmeliyiz.
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.