Nene Hatun senaryosuna tepki geldi
Erzurumlu tarihi kahraman Nenehatun'un hayatının anlatıldığı ve başrollerinde Zeki Alasya, Eşref Kolçak, Selehattin Taşdöğen, Nuri Alço, Levent Ülgen gibi tanınmış isimler de rol alacağı “Nene Hatun” filminin senaryosu için “Efsane Kadın
Talat Uzunyaylalı; “Nene Hatun’ la ilgili iyi bir film yapılmak isteniyorsa bunun yolu reel tarih değil edebiyattır” dedi. Nene Hatun ve ailesi hakkında yazılı kaynaklarda ve internette onun kahramanlığını anlatan kısa bir paragraf dışında fazla bilginin olmadığı dile getiren Talat Uzunyaylalı, Nene Hatun’un edebiyatçılar ve gazeteciler tarafından ortaya çıkarılmış bir değer olduğunu ifade etti. “Nene Hatun, önemli bir milli kahraman. Türkiye’de hemen herkes Nene Hatun’u biliyor. Nene Hatun tarihi bir figür olmaktan çok edebiyatın konusu olmuştur,” diyen Uzunyaylalı, tarihi kaynaklarda ve tarihi arşivlerde Nene Hatun ismine rastlanılmadığını, sadece şehir halkının Aziziye tabyasına giderek yurt savunmasına katıldıkları bilgisinin yer aldığını söyledi. Uzunyaylalı, 93 Harbini yöneten Ahmet Muhtar Paşa’nın savaşı anlattığı iki ciltlik kitabında ve Mehmet Arif Bey’in Başımıza Gelenler isimli kitaplarında, Nene Hatun ismine rastlanılmadığını belirterek, “Kahramanımızı ortaya çıkaran Mehmet Emin Yurdakul, İsmail Habib Sevük gibi edebiyatçı ve gazetecilerdir,” değerlendirmesini yaptı. “Nene Hatun’un Pasinler’in Çeperli (Çepelli) köyündendir. Hüseyin Efendi ile Zeliha Hanım’dan, 1853-54’de doğar. Nene onun asıl adı, soyadı ise Kırkgöz’dür. Üç oğlundan Nazım ile diğer bir çocuğunu Birinci Dünya Savaşı’nda şehit verir. Diğer oğlu Yusuf, uzun yıllar yaşar,” diyen Uzunyaylalı, şöyle devam etti: “1877 Türk-Rus Savaşı’nın başlangıcından sonuna kadar Başkumandan Gazi Ahmed Muhtar Paşa’nın Mühimme Başkâtipliği’nde bulunan, askerî ve mülkî birçok belgeler eline geçen Mehmed Arif Bey, “Başımıza Gelenler” adlı eserinde, Aziziye İstihkâmı’nın Ruslar tarafından kuşatılması ve nasıl geri alındığı hakkında geniş bilgiler verir. Erzurum’un Top Dağı ilerisindeki Aziziye İstihkâmı’ndaki savaş 8 Kasım 1877 gecesi sabaha karşı başlar. İstihkâmların imdadına koşan askerin arasına şehir ahalisi de karışır. Birçok kadın, muharebe eden askerlere çamaşır sepetleriyle yiyecek içecek taşır, onlara cesaret verici sözler söyler. Ama isim olarak kimse zikredilmez. M. Emin Yurdakul ise, Erzurum’da görev yaptığı sırada, konuyu araştırır ve yayınlar. Yurdakul’un tespitlerinde, Sultan Melik, Kutlu Dere ve Hasan Basri mahallesi sakinlerinin Aziziye Tabyasına nasıl koştukları ve Aziziye Tabyası’nı basıp baltalarla Rus askerlerini nasıl öldürdükleri, cesetlerin Tabya’nın pencere ve kapılarından dışarı nasıl atıldıkları, kendilerinin de dişi aslanlar gibi, yaralanıp kanlar içinde nasıl şehit oldukları anlatılır. Gazeteci İsmail Habib de 93 Harbiyle ilgili yazılar kaleme almıştır. Habib, Erzurum’u ziyareti sırasında, 93 Harbi gazilerinden erkek ve kadınlardan Haydar kızı Hürmüz, Hüseyin kızı Nene, Kadir kızı Name, Haydar oğlu Şükrü, Kasapbaşı Ağabey, Mirza oğlu Hacı Hasan ve Behlül oğlu Arslan adlı yaşları seksene dayanmış gazileri bulup bir araya getirmiştir. Gazilerin toplu fotoğraflarını çeker ve savaş hatıralarını dinler. Bu çalışmasını Cumhuriyet Gazetesi’ndeki Yurttan Yazılar başlıklı köşesinde yayınlar. General Ali Fuat Cebesoy ise, 1956 yılında yayınlanan, “Moskova Hatıraları” adlı kitabında, Erzurum ahalisinin Aziziye kahramanlığından ve Nene Hatun’dan söz eder.” Uzunyaylalı, kahramanlık öykülerinin nesnel tarih üzerinden değil de edebiyat üzerinden anlatılmasının en doğru yol olduğuna dikkat çekerek, film ya da dizi yapılmak istendiğinde reel tarihin değil edebiyatın esas alınmasının daha doğru sonuçlar vereceğini kaydetti.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.