O günleri anlattı!
İşte devletin en kritik, en kilit makamlarında yıllarca görev yapan Mehmet Ağar'ın, cezaevinde TBMM Darbeleri Araştırma Komisyonu'na verdiği ifadeler...
Erzurum Güncel- UÇUM YOK HİZMET KUSURU: Yıllarca benim gibi kaymakamlık, valilik, polislik yapmış bütün kafası suçluyla mücadeleye şartlanmış bir adamın suç işlemek için örgüt kurması düşünülebilir mi? Ama bu suçla mücadelede organizasyonu yanlış yapmakta hizmet kusurum olabilir. 27 MAYIS'LA 12 EYLÜL HESAPLAŞTI: Meclis de 27 Mayıs'la hesaplaşma yapan bir yer oldu. 12 Eylül yönetimi yaptı. 27 Mayıs'ı bayram olmaktan çıkardı mı? İkinci bir şey daha yaptı, tabii senatörleri Meclis dışı yaptı. KÖY BOŞALTMASI KÖTÜ MÜ OLDU?: Köy boşaltma güvenlik endişesinden kaynaklanıyor, askerin kendi stratejisi. O neden düşünülmüş? 'Efendim işte burada yuvalanacak'. Zararlı mı oldu? Bugün 'Git, köye geri dön' deniliyor, kimse de dönmüyor. Büyük şehrin tatlılığına alıştı kimse geri dönmüyor. - Kumarhaneleri ben kapattım. Bunun şerefi de bana ait. - Görevden alındım, Anasol-D geldi, dokunulmazlığım kalktı. 28 Şubatın mağdurlarından biri de biziz de biz sesimizi çıkarmıyoruz. - Uğur Bey'i (Mumcu) yakından tanırdım. Ankara Emniyet Müdürü'yken sık görüşürdük. İstememesine rağmen özel korumam altındaydı, aile bilir, gizli, saklı polisler tarafından. Olay sırası Erzurum Valisi'ydim. - Türkiye'de kontrgerilla olsa hiçbir zaman yaygın terör örgütleri olamazdı böyle, keşke olsaydı. - (Özal'ın ölümünden soruşturmayı yürüten Ağar'ın suikastın arkasındakileri bildiği iddiası üzerine) Babamdan sonra en sevdiğim adam Turgut Özal'dır. Memuriyet hayatımda elimi tutan, arkamda olmuş yegane siyasi güçtür. BİRAND VURULACAK İHBARI: İstihbarat geldi, 'Kimliğini tespit edemediğimiz bir yapı Mehmet Ali Birand'ı vurup kaos yaratacak' diye. Ekip kurduk, 24 saat haberi olmadan, paniğe de kapılmasın kontrol altına aldık. Duymuş. Dört beş sene sonra geldi, sordu 'Yok kardeşim, öyle bir şey' filan dedim. En sonunda öğrendi 'Vardı geldi geçti' dedim. O da senaryosunu Yeşil'in üzerinden yazmış. - Erbakan herkese hoşgörü gösterdi bizim yaptığımız o ciddi siyasi hataya rağmen ama Türkiye'de bir tek ona kimse hoşgörü göstermedi. Kürt işadamları listesi yoktu AĞAR: Bildiğim, öyle bir liste yok. Çünkü tehditten korkan gelirdi bize, tedbirleri alırdık. Ha, bu şimdi devamlı 'İşte bunları siz öldürttünüz'. Yahu, kardeşim, niye öldürtelim? SORU: Sayın Bakan, onlarca faili meçhul cinayet var orta yerde. AĞAR: Birçoğu aydınlandı. Mesela, Mehmet Sincar. Ya, faili yakalandı bunun. Çoğu aydınlandı. '50 bin faili meçhul var'. Yalan. Bulunan fail hiç kimseyi tatmin etmiyor. SORU: Sayın Çiller dedi ki: 'Biz sadece bu öldürülmesi düşünülen ve listesi ifade edilen bu liste önüme geldiğinde, Nahit Menteşe Bey zamanında çalışma başlatılmış, PKK'dan korkmamaları gerektiğini, arkanızda devlet var düşüncesiyle kamuoyuyla paylaştık'. AĞAR: Bir listenin yayınlanıp yayınlanmadığını hatırlamıyorum ama tabii ki çalışma yaptık. PKK'ya finansörlük yapan var mı, yok mu? Bu zaten MGK'nın amir emirleri. SORU: Listedeki isimlerin de, üçer gün, beşer gün ya da on beşer gün arayla. AĞAR: Hayır, söz konusu bile olamaz. Bucak'a dokunmayın dedim çünkü SORU: 'Sedat Bucak'ın dokunulmazlığını kaldırmayın, benim kaldırın. Devletin yanında silah tutacak adam bulamazsınız' diyorsunuz. AĞAR: Bucak'ın şu özelliği var. Terörün en yoğun olduğu dönem, ben Emniyet Genel Müdürü olmadan evvel, Leyla Zana, Sedat Bucak'a gelir. Meclis lojmanlarında. 'Başkan Apo'dan bir mesaj getirdim. Örgütün yanında yer alman mühim değil, tarafsız dahi kalsan örgüt için makbuldür' demesine rağmen kabul etmemiştir. Bir daha gelmiştir, bu sefer Bucak devlete söylemiştir ve ses bandını almak suretiyle mahkemeye vermiştir. Bucaklar, tıpkı 80 öncesinde olduğu gibi, para almadan koruculuk yapmışlardır ve o coğrafyaya PKK'nın girmesini engellemişlerdir. MECLİS'te söylemek istediğim buydu ve bugün hala o olay oldu, hala koruculuk statüsünde devam etmektedirler. Madem bunlar devlete zararlı niye devam ettiriyordunuz bu hizmeti? Değiller. Bucak, korucu olması için ikna ettiğim, Hüseyin'in (Kocadağ) iknasıyla getirip ben yaptım onu korucu, rica ettim. Hatta 'Ağabey, devlet bizi 80'de bir daha aldattı, bak biz yine mahvoluruz, sana güvenip geliyorum ben'. dedi. Sonra da geldi yüzümüze vurdu 'Ben sana demiştim, bizi niye soktun?' dedi. Söyleyecek bir laf bulamadık ama Allah'a çok şükür ki devletin devamlılığı var, bugün de halen o statü devam ediyor. Ağca'yı tanımam Çatlı MİT'le çalışmış SORU: Abdullah Çatlı'yla, Ağca'yla ne bağınız var? AĞAR: Ağca'yı hiç tanımam, bilmem. SORU: Abdullah Çatlı'nın ASALA'yla mücadelesi? AĞAR:MİT'le çalışmışlar, bizimle bir ilgisi yok. SORU:Marsilya'daki hapishaneden... AĞAR: MİT'le çalışmışlar, öyle söylediler. AĞAR, Susurluk sonrası istifası için aleyhine görülmemiş ölçüde haberler yapıldığını söyledi, 'Ben parti lideri değilim o zaman, hiçbir şey değilim' dedi. Mahkumiyeti içinse şöyle konuştu: Tarihin en başarılı dönemidir. hem olayları önlemede hem geçmişteki olayların faillerinin yakalaması açısından. Devletin hukuki mücadelesi, şiddetle takdim edilmeye çalışıldı ve davanın sonucunda mahkumiyet aldık. İsrail'de Öcalan'ı konuştuk Ecevİt'e nasİp oldu SORU: Çiller'in Başbakanlığı döneminde İsrail seyahatinde sadece siz ve Çiller'in bulunduğu bir görüşme yaptığınız İsrailli yetkililerle söylendi. AĞAR: Tansu Hanım söylemiş zaten, o görüşmenin kaynağını. Merhum Ecevit'e nasip oldu, Abdullah Öcalan'la ilgili operasyon görüşmesiydi. Yakalanması konusunda iş birliği konuştu. Bir günde olmuyor bu işler. Meyveyi o zamana verdi. Şimdi, hep gazetelerde geçti, yok 'İsrail'den silah aldılar'. Göstermelik olarak da onları aldık temelindeki mesele buydu. Yok Uziler alındı. Ne yapacağız? Yani işte onun yakın adamlarıyla ilgili bazı müşterek operasyonlar yapıldı ama bunlar muvaffak olmadığı için açıklanmadı. 28 Şubat nasıl ertelendi? AĞAR: İçişleri Bakanı olduğum sırada irticai faaliyetlerle ilgili MGK'degörüşme istendi (Güven Erkaya'nın talebi). Cumhurbaşkanına (Demirel) gittim. Dedim ki, 'Talebi iyi niyetli görmüyorum. Abartılacak bir irticai faaliyet yok. 'Haklısın, ne yapmamız lazım?' dedi. Şu yapılacak dedim, 'Size arz ettiğimizi söylerseniz, bu çok kapsamlı bir çalışma, kısa zamanda bunun yapılabilmesi mümkün değil' Erbakan Hoca'ya bunu söyledim. 'Çok iyi yaptın' dedi. O toplantı geldi, bana sordular tabii. 'Ciddi bir çalışma lazım, ileri toplantılara bırakacağız.' Kapandı konu. Benden sonra direnemediler anlaşılan. Ben kasım ayında ayrıldım. Aralık toplantısında bindirdiler, şubat toplantısında çıktı iş.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.