Ön teker nereden giderse
Daha beş yaşında motor sahibi olan ve onlarca makine parçalayan Avrupalı şampiyon olur, kürsüye çıkar. Çok binen iyi biner, o kadar!
Erzurum Güncel- Kız çocukları daha çabuk memnun olur, bir kilim parçası, üç beş bez çaputla oynar, oyalanırlar. Çoook ama çok işleri vardır, daha ortalığı toplayacak, yemek yapacak, çamaşır bulaşık yıkayacaktırlar. Çocukları da yaramazdır zaten, hiç uyumaz. Derken tık tık kapı. “Teyze müaitseniz annemler size...” Haydaaa!
Ama kibar kibar güler “Bekleriz" derler, “maaile buyursunlar!"
İşte şimdi kekler kurabiyeler yapmalı baklava börek açmalıdır, iş yeni başladı, pişsin kahveler, demlensin çaylar… Aynı annesinden gördüğü tavır edalar.
Erkek çocukların iki merakı vardır. Biri bilumum nakil vasıtaları; vapur, tayyare, otomobil, polis arabası, itfaiye ve cankurtaran... Kamyonla gezmek için çöpçü bile olurlar.
Diğer merakları da envaiçeşit silah. Ok, mızrak, kılıç, top, tüfek, tabanca...
Büyüyünce bir otomobil alacak, annesiyle ablasını oturtacaktır arkaya. “N’olur dur, aman yavaş” dedikçe basacaktır gaza. Nasıl mahir bir sürücü olduğunu gösterecektir onlara. Yalnız başına tadı mı çıkar yoksa?
İlk oyuncaklarınız naylon taksilerdir, o zamanın malları tel maşa, tekerlekler alındığı gün kopar daha. Amaaan üzüldüğünüze değmez, elinizle sürecek değil misiniz nasıl olsa? Saatlerce bırrrn bırrrrn bırrrrn demekten dudaklarınız acır, tıkanmalı olunca “iiii ciiiyyk” diye fren yapar bi’ nefes alırsınız.
ŞOFÖR OLACAK ÇOCUK
Şoför olacak çocuk arabaları birbirine çarpmaz, incitmez, yormaz. Bu yüzden kopan kavgalara çok şahit olmuştur, başına iş açmaz.
Bir süre sonra elle itilen arabalar sıkmaya başlar. Bir mukavva kutu, sandık, sepet bulup içine girer. Tükenmez kalemle kilometre saati, benzin göstergesi, takometre, radyo teyp ve marş çizer kartona, evin anahtarını da taktı mı tamam. Direksiyon genellikle tencere kapağı olur, eğer ananızın aşure pişireceği tutmazsa.
Bir sonraki merhale tel arabadır. Artık dümen elinizdedir, kasa yamuk yumuk olmuş kimin umurunda? Bazı çocuklar maharetlidir, koluna vites takar, koltuklarını bile yaparlar.
Ve o da kesmez olur, üstüne binilecek bir şey istiyorsunuzdur bundan sonra. Artık üçe gidiyorsunuzdur, çocuk değilsinizdir ya.
Hâli vakti yerinde olanlar babalarına paten, scooter aldırır, olmayanlar gider tamirciye yalvarır, birkaç eski rulman koparır. İnşaatlarda kenara atılmış kalıp tahtaları olur, düzgün bir parça seçer “bubenimossunmu” dersiniz masum edalarla.
Olur. Usta elinize ney batmasın diye çivilerini de söker hatta.
Eğer testeresi, keseri olan bir evde yaşıyorsanız ne mutlu, yoksa kör çakınızla yonta yonta bir tornet yaparsınız. O uyduruk arabanın o gün dağılması lazımdır ama dayanır. Hepi topu on beş okkasınızdır daha.
Evet bunu yokuştan aşağı salıp keyifle kayabilirsiniz, tabii mahallenizin yolları asfaltsa.
Laf aramızda çok pis ses çıkarır, ya sabır çektirir yaşlılara.
Bilyelerin arasına kum kaçarsa kitlenir kazıklanır, bence hiç sokmayın toprağa.
SAHA TESİS MALZEME
Babalar ikiye ayrılır, daima yorgun olanlar ve oyuna katılanlar. Birincisi ırgattır ameledir, garibim sabah gün doğmadan çıkar, akşam bitap gelir uyuyakalır sofrada.
İlgili babalar da kendi aralarında ikiye ayrılırlar. Parası ve vakti olanlar, meteliğe kurşun atanlar.
Birinci grup gel deyip elinden tutar, çocuklukta binemediği ne varsa alır. Hatta bi’ bisiklet de kendine alır, pedallarsınız yan yana.
Fukara babalar bayramdan bayrama bisiklet kiralar. Beş dakkası yimbeş, gelgelelim üç dakkası atan zinciri dişliye oturtmakla geçer, üstünüz başınız yağ olur kapkara. Saklasanız da anneniz görecek, hesabını soracaktır akşama.
Babanız da fırçadan nasibini alacaktır, olsun birlikte yapılan şeyler güzeldir, sonunda azar bile olsa.
Bazı babalar sanatkârdır ve bir şeyler kesip çakmaktan hoşlanırlar. Kar yağınca bi’ kızak yaparlar, on numara.
Ne bileyim balık tutuyorsa sana da olta alır. Bisikleti varsa öğretir, cesaret verir. “Bak ben tutmuyorum ha, kendin gidiyorsun şu anda!”
DELİKANLIYI BOZAR
Babasının bisikleti olanlar gizli gizli araklar. Birileri koşar yetiştirir, “Senin oğlan var ya, dün velespitle filan mıntıkada...”
-Hımmm sorarım ben ona.
Akşam gelir, eli belinde. “Len, sen benim bisikleti mi çalıyon yoksa?”
İnkâr edeceğinizi sanıyordur, “Hee” dersiniz “alıyom, n’olcak?”
Bakar tıfılın kuyruğu dik. Vitesi geriye takar.
-Yok bi’ şey canım, asfalta çıkma ama.
Rahatlarsınız, artık aleti okula çarşıya götürmeye başlarsınız, o da gider kendine bi’ mopet alır, sınıf atlar aklı sıra.
MOTOSİKLET "ÇOCUK İŞİ"
Veled bu defa gözünü motora diker ve üç günde işi kapar... Gezer gezer, benzini azalınca bırakır avluya.
Bunların sesi boğazlanan enik gibidir, felaket cırlar, dumanı da bi’ pis kokar ki sorma. Karter yoktur, yağını benzine katarlar zira.
Eğer babanız BMW, NSU, Jawa,, IZH gibi ağır motor aldıysa işiniz zor; vites, debriyaj sizi aşar. Meret gâvur ölüsü gibidir, devrildi mi kalkmaz bi’ daha.
Bazı babalar oğullarıyla birlikte motor yıkar, zincir yağlar, birlikte gezmeye çıkarlar.
Avrupalı dahasını yapar, 50 cc’lik bir çocuk motoru alır, elemanı kırlara çıkarır peşi sıra. Mont bulur, kask uydurur, dizlik, dirseklik artık ne gerekiyorsa. Çocuk elbette stop ettirecek, devirecektir. Bu iş böyle böyle abisi, düşe kalka... Peki ya motora?
Hiç de bi’ şeycik olmaz. Kroslar dayanıklıdır, sürüklense de çalışır, kaldığı yerden devam eder yola.
Henüz beş yaşında motor sahibi olan ve yirmisine gelmeden düzineyle makine parçalayan ecnebi şampiyon olur, kürsüye çıkar.
Biz büker boynumuzu, bakarız kenarda.
Ne yani, motorumuz vardı da...
İrfan Özfatura/ Türkiye Gazetesi
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.