Önce Ritim Sonra Eğitim
Uzmanlar, çocukların zorla değil dans ederek daha kolay okuma yazma öğrenebileceklerini belirtti.
Erzurum Güncel -m Uzmanlar, çocukların zorla değil dans ederek daha kolay okuma yazma öğrenebileceklerini belirtti. Birinci dönem okuma yazmayı öğrenemeyen, öğrenmede güçlük çeken minikler; ses, müzik, ışık ve ritim eşliğinde, beş duyuyu çalıştıran öğrenme metodu sayesinde daha çabuk ve kolay okuma ve yazma öğrenebiliyorlar. Psikolog İnci Özkoray; öğrenme güçlüğü çeken öğrencilerin farklı metodlarla öğrenebileceğini, bu metodları uygulayan uzmanların sabrının, sevgisinin ve empatisinin yeterli olduğunu belirtti. HERKES AYNI YÖNTEMLE ÖĞRENECEK DİYE BİR KURAL YOK Öğrenme güçlüğünün bir kusur ya da eksiklik olmadığını belirten İnci Özkoray; “Her çocuk aynı yöntemle öğrenecek diye bir kural yok, farklı öğrenme metodları kullanılarak bu sorun ortadan kaldırılabilir” dedi. Özel olarak hazırlanmış egzersizler sayesinde çocuklar ses ve görüntü farklılıklarını ayırt etmeyi, hafıza, yönelme ve beden farkındalığını kazanmayı öğreniyorlar. Algı fonksiyonlarını düzelterek okuma-yazma öğrenme sürecinde cesurca yerlerini alıyorlar. 5 DUYUYU ÇALIŞTIRAN ÖĞRENME METODUNUN ÖZELLİĞİ NEDİR? Özkoray; farklı öğrenme metodlarından biri olan 5 duyuyu çalıştıran bu yöntemin; ses, müzik ve ışık eşliğinde öncelikle hece farkındalığı yarattığını belirtiyor. Hece farkındalığını yapılan tekrarlarla ses ve ışık uyarıcıları ile beyne yerleştirdiklerini, müziğin yanında dramayı da kullanarak okumayı pekiştirdiklerini vurguluyor. Harflerin ve sayıların ritmik beden hareketleri ile canlandırıldığını, bu çalışmanın parmakları hazırladığını ve yazmayı kolaylaştırdığını belirtti. Özkoray; ünlü müzik eğitimcisi Wolfgang Löscher’in “Dinleme Oyunları” adlı kitabından alıntı yaparak şöyle diyor; “Yazıya geçişte müzik eşliğinde çalıştırılan minik parmaklar kalemleri dansettirerek bir ritm oluşturuyor ve yazı yazma kolaylaşıyor. Bedenin ritim alması ile kalem kullanımı kolaylaşıyor ve yazmayı öğrenmek bir problem olmaktan çıkıp çocuğun bütün akademik hayatını etkileyici zevkli bir faaliyete dönüşüyor. Psikolog İnci Özkoray; en önemli becerinin duyulan sesleri sembollere yansıtılabilmek, yani harfleri oluşturulabilmek olduğunu belirtiyor. Duyuların işitsel – görsel – dokunsal işbirliği ile okuma zorluğunun üstesinden gelinebileceğini, bu güçlü işbirliğinin okuma yazma becerisinin (Literacy) kazanılmasında vazgeçilmez olduğunu belirtiyor.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.