Öyle şeyler yazdı ki!...
Erzurumspor kapandı ve kapatıldı. Ama tartışmaları bitmiyor. Yine Orkun Çizmeli, öyle şeyler yazdı ki, bu yazı yine çok konuşulacak ve çok tartışılacak...
Erzurum Güncel- İşte o yazı... Küçükler-Ilıcalı-Çelik ilişkisi... Toplum olarak geçmişi çok çabuk unutuyoruz. Onun içindir ki, geçmişte olup bitenleri ve kimin, neler yaptığını da hatırlayamıyoruz...… Bugün geçmişten, bugüne yaşananların kısa bir hatırlatmasını yapmak istiyorum... Erzurumspor'u amatöre kadar düşüren süreçte hiç kuşku yok ki, başrolü oynayan isim Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Küçükler oldu... Elbette bunu söylerken, Küçükler'in Erzurumspor'a tarihinin en büyük desteğini de veren isim olduğunu da söyleyelim... 'Hopbalaaaaa, bu ne şimdi, nasıl bir tezatlık oldu' dediğini duyar gibiyim... Hemen izah edeyim... Öncelikle tezatlık benden değil, bizzat Sayın Küçükler'in anlayışından, tavrından kaynaklanıyor... Bakın, Küçükler Erzurumspor'a el attığında kulübün borcu 2.5 milyon lira civarındaydı... Bugün ise kendi deyimiyle 15 milyon lira oldu... Nasıl mı? Büyük gayretler sonucunda getirip, Erzurumspor'a başkan ettiği Tefik Özel'in 1.2 milyon, delegeyi açık açık tehdit edip, hesaplarını ibra ettirdiği Bekir Ilıcalı'nın ise 1.8 milyon lira alacağı var. Aynı Bekir Ilıcalı'nın 2 milyon lira civarında da futbolcu borcunu koyun üstüne... Toplam rakam 5 milyon lira... "ERZURUMSPOR'U YÖNETMEK, ADAM İŞİDİR!!!" Dönelim tekrar Tefik Özel dönemine, daha doğrusu Özel'in başkan seçildiği kongreye... Erzurumspor'a Özel ile birlikte İbrahim Erkal da talip olmuştu... Ancak, 'samimiyet ölçer' cihazına sahip olan Sayın Küçükler, Erkal ve oluşumunu da samimi bulmamış olsa gerek, tercihini Özel'den yana kullandı. O günlerde ne demişti Sayın Küçükler; Erzurumspor'u yönetmek, adam işidir!!! Yerinde bir söz... Avuçlarımın içi patlayıncaya kadar alkışlıyorum Küçükler'i... Alkışlıyorum ama söz ağızdan çıktığı gibi kalınca da, sert bir dille de eleştirmeden edemiyorum... Tefik Özel, Bekir Ilıcalı'nın ardında hep Sayın Küçükler var... Sormadan edemiyorum; Hani Erzurumspor'u yönetmek adam işiydi? Neden gereğini yapmadınız, kulübün yanlış yönetilişini neden izlediniz? Dün yazımızı bitirirken, "Küçükler-Ilıcalı-Çelik ilişkisi" diye son noktayı koymuş, detaylarını da bugün paylaşacağımızın notunu düşmüştük... O halde hemen paylaşmaya başlayalım... Daha önce okuyucularıma söz verdiğim üzere, Sayın Küçükler'in, Bekir Ilıcalı'nın hesaplarını ibra ettirdiğini bir kez daha hatırlatayım... Çünkü, dünya döndükçe bu gerçeği hep anlatacağıma dair verilmiş bir sözüm var... "ILICALI, BAĞIŞLARI BİLE HESABINA GEÇİRMİŞ" "Küçükler-Ilıcalı" ilişkisiyle ilgili, bugüne kadar hiç söylenmemiş bir detayı aktarmak istiyorum... Ilıcalı'nın alacaklı pozisyonuna geçip, Erzurumspor'un boynuna urgan geçirilmesini sağlayan Küçükler, işte bu tarihi kongrede delegelere seslenip, "Ya bu hesaplar ibra edilecek, ya da ben artık Erzurumspor'a destek vermeyeceğim" mealinde açık bir tehditte bulunmuştu. (Tekrara düşmüyorum, hatırlatıyorum. Ne de olsa sözüm var!!!) Şimdi anlatacaklarımı, kusura bakmasın ama Cemal Polat'tan izin almadan sizlerle paylaşıyorum... Kongreden iki gün sonra, Cemal Polat Ankara'da Sayın Küçükler ile karşılaşır. Dikkat edin sadece iki gün sonra... Sabah kahvaltısını beraber yapan Polat ve Küçükler, iki gün önceki kongrenin değerlendirmelerini yaparlar... Bu esnada, iki gün önce Ilıcalı'nın hesaplarını ibra ettiren Sayın Küçükler'den, Polat'ı şoke eden bir ifade çıkar. "Bekir Bey, benim verdiğim paraları bile kendi alacak hesabına yazdırmış!" Polat, şaşırır ve "O halde neden ibra ettirdiniz" diye sorar... Cevap, "Kongreden sonra öğrendim" olur!!! "Küçükler-Ilıcalı" ilişkisi daha başka nasıl izah edilebilir ki? Bu diyalog her şeyi ortaya koymuyor mu? Cemal Polat, Küçükler ile arasında geçen bu diyaloğu ben ve DAGC Başkanı Feridun Fazıl Özsoy'un yanında Bekir Ilıcalı'ya aktardı ve "Git, konuş Sayın Küçükler'le. Burada bir suçlama var. Ben yüzleşmeye de hazırım. Yanlış diyor isen de, gereğini yap" ifadelerini kullanmıştı. Öfkeyle oturduğu yerden kalkan Ilıcalı, hemen Küçükler'le konuşacağını ve gereğini de yapacağını söyledi... Söyledi ve söylediğiyle de kaldı... Ertesi gün, dediği gibi Sayın Küçükler ile buluşuldu ama bu diyalogun, doğruluğu veya yanlışlığıyla ilgili tek satır açıklama da yapılmadı... ILICALI, KÜÇÜKLER'DEN NE İSTEDİ? Şimdi paylaşacaklarım ise bizzat Sayın Küçükler'in anlattıklarından ibarettir... Bekir Ilıcalı, kârlı Erzurumspor macerasının ardından İstanbul'a döner... Aradan aylar geçer ve bir gece Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Küçükler'in cep telefonu çalar... Arayan Bekir Ilıcalı'dır... "Çok sıkıntıdayım başkanım. Bir icra takibi var, acilen 50 bin lira lazım. Bana yardımcı olun" der… Sayın Küçükler ise, "Erzurumspor'dan alacaklarından vazgeç, 50 bin lirayı ben ödeyeyim" cevabını verir... Yanıt, "Hayır" olur ve görüşme biter... Sizce de garip bir durum değil mi? Erzurumspor'dan ayrılmış, Büyükşehir Belediyesi ile ticari bir bağı olmadığını söyleyen bir kişi, gecenin bir yarısı belediye başkanını arayarak, 50 bin lira açıktan isteyebiliyor... Bugün siz de bir deneyin bakalım, Sayın Küçükler nasıl bir cevap verecek, öğrenelim... Ortada bir garip ilişki var gerçekten... TESADÜF MÜ, SENARYONUN PARÇASI MI? Gelelim, Hasan Çelik mevzusuna... Burada da şeytanın avukatlığını yapmak istiyorum açıkçası... Önce bir durumu özetleyelim... Hasan Çelik kim? Sıralayalım isterseniz... Erzurumspor'u 13 puanla devralıp, ikinci yarıda mucizeyi başarıp ligde bırakan bir isim… Yani başarılı bir teknik direktör... Başkan Küçükler'in takıma dağıtılması için verdiği paraları, futbolculara fahiş rakamlarda prim olarak dağıtıp, kulübün lisans engeliyle karşılaşmasına neden olan kişi... Para krizi sırasında, kriz ortamını iyi yönetemeyip, topluca şehri terk ettiren ve eden biri... Erzurumspor'dan 100 bin lira alacağı olan ve bu parasından asla vazgeçmeyeceği söyleyen bir teknik adam. Tesadüfe bakın ki, bugün de Küçükler'in takımı Büyükşehir Belediyespor'un başında olan hoca... Kısa bir Hasan Çelik analizi bu... Yine tesadüfe bakın ki, Hasan Çelik ile birlikte Erzurumspor'dan alacaklı olan, kulübün kapanması pahasına alacaklarının peşinde koşan 7-8 oyuncu da Küçükler'in takımının bünyesi içerisinde... Bunların hepsi bir tesadüf mü acaba? Yoksa, Erzurumspor'un yok edilme senaryosunun bir parçası mı? Dedim ya, şeytanın avukatlığını yapayım istedim sadece... Yorumu varın siz yapın... Yazının hemen başında, Küçükler'i hem Erzurumspor'u amatöre düşüren sürecin başrol oyuncusu hem de Erzurumspor'a en çok yardımı yapan belediye başkanı olarak takdim edip, bir tezat oluşturdum ya... Yazının genelinin analizi yapıldığında, tezatlığın kimden kaynaklandığı sorusunu da umarım iyi aktarabilmişimdir... KÜFRÜN FATURASI KESİLDİ Son olarak Büyükşehir Belediyespor'daki küfür krizinin sonuçlarına değineyim... Önceki gece Kulüp Başkanı Yardımcısı Cevdet Tamgaç aradı ve yaşanan skandalla ilgili olarak BESTDER'in tespit ettiği futbolcu Engin'i süresiz kadro dışı bıraktıklarını ve futbolcuya da, "Artık Erzurum'a gelme" dediklerini söyledi. Küfür yüzünden iki kez kırmızı kart gören Erkan'ın da kadro dışı bırakıldığını söyleyen Tamgaç, bu kararlarından da dönüş olmadığının altını çizdi... Palandöken'in konuyu gündeme taşımasının ardından, kadro dışı olaylarının yaşanması da düşündürücü tabii ki... Demem o ki, Palandöken olayı yazmamış olsaydı, bir hafta önce 'sanal' diyerek, olayı geçiştirenler, Sayın Küçükler'e edilen küfrü ve Erzurum'a edilen hakareti geçiştirmiş olacaktı... Bazıları kızsa da, gerçek bu...
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.