Paşa'nın kellesini geri verin
Kararı yetkili merciler verecek
Erzurum Güncel- Arnavutluk Başbakanı Sali Berişa, ülkesine resmi bir ziyarette bulunan Savunma Bakanı İsmet Yılmaz ve AK Parti İzmir Milletvekili Rifat Sait'ten Galatasaray'ın kurucusu Ali Sami Yen'in babası Şemsettin Sami'nin mezarı ve 1822'de Osmanlı'ya isyan ettiği gerekçesiyle kurşuna dizilerek idam edilen ve kesilen başı İstanbul'a gönderilen Tepedelenli Ali Paşa'nın kafasının Arnavutluk'a naklini istedi. İSYAN BAŞLATTI KURŞUNA DİZİLDİ Balkan temasları kapsamında Arnavutluk ve Kosova'ya giden Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz ve Türkiye Arnavutluk Dostluk Grubu Başkanı AK Parti İzmir Milletvekili Rifat Sait, Arnavutluk temasları çerçevesinde Başbakan Sali Berişa ve Cumhurbaşkanı Buyar Nişanı, Kosova temaslarında Kosova Başbakanı Haşim Taçi ve Meclis Başkanı Yakup Krasniçi ile bir araya geldi. Temaslar kapsamında Arnavutluk Başbakanı Sali Berişa, İzmir Milletvekili Sait'ten Arnavut asıllı Ali Sami Yen'in babası ve ilk Türkçe sözlüğün yazarı olan Şemsettin Sami'nin (Sami Fraşeri) mezarının Arnavutluk'a getirilmesini istedi. Başbakan Berişa ayrıca Osmanlı İmparatorluğu'na isyan ettiği gerekçesiyle 1822 yılında kurşuna dizilen, kesilen başı da Padişah II. Mahmut'a gönderilen Arnavut asıllı Tepedelenli Ali Paşa'nın kafasının da Arnavutluk'a getirilmesini istedi. Berişa, Silivrikapı dışındaki bir mezarlıkta üç oğlu ve bir torununun başıyla birlikte gömülü olan Ali Paşa'nın kafasının Arnavutluk'a getirilmesi halinde 191 yıl sonra vücuduyla bir araya geleceğini söyledi. YETKİLİ MERCİLER KARAR VERECEK Konuyla ilgili konuşan AK Parti İzmir Milletvekili ve Türkiye Arnavutluk Dostluk Grubu Başkanı Rifat Sait, "Çok ilginç bir talep bu. Şemsettin Sami'nin mezarının Arnavutluk'a devir tesliminin ve naklinin istenmesi karşısında biz de bunu not aldık. Arnavutluk tarafının resmi yazısı da bir not şeklinde ülkemize gönderildi diye biliyorum. Kararı yetkili merciler verecektir. Ancak Sami Fraşeri olarak bilinen ve Ali Sami Yen'in babası olan Şemsettin Sami'nin mezarının nakli sağ kalan aile efratlarının ne düşündüğü de çok önemli, muhtemelen onlara da sorulacaktır" dedi. YANYA ASLANI TEPEDELENLİ ALİ PAŞA KİMDİR? Tepedelenli Ali Paşa 1744 yılında bugünkü Arnavutluk'un Tepelen (Arnavutça: Tepelena) kasabasında doğdu. Zengin ve nüfuzlu bir ailenin çocuğu olmasına rağmen 1758 yılında babasının öldürülmesinden sonra ailesi nüfuzunu büyük ölçüde kaybetmişti. 1768 yılında zengin bir paşanın kızıyla evlendi ve Osmanlı Devleti hizmetinde hızla yükselmeye başladı. 1788 yılında Yanya Valiliği'ne getirildi. Ali Paşa bu dönemde Yanya Aslanı olarak anılmaya başlandı. Bu dönemde bölgedeki Rumlar Filiki Eterya Derneği gibi dernekler kurarak Osmanlı Devleti'nden bağımsızlıklarını kazanmak üzere çalışmalara başlamışlardı. Tepedelenli Ali Paşa bu bağımsızlık hareketlerini bastırmak için sert önlemler aldı. Fakat Osmanlı Devleti'nin o dönemdeki zayıflığından yararlanarak Arnavutluk ile Yunanistan arasındaki Epir bölgesinde nüfuz bölgesini genişletti. Osmanlı Devleti'nden yarı bağımsız bir şekilde davranmaya başladı. Değişik Avrupa ülkeleriyle çıkarlarına göre doğrudan ilişkiler kurdu. 1809 yılında İngiliz yazar/şair Lord Byron, Tepedelenli Ali Paşa'yı ziyaret etmiş ve bu ziyareti yazılarına konu almıştır. Ayrıca Fransız yazar Alexandre Dumas, Monte Cristo Kontu romanında Tepedelenli Ali Paşa'nın kızını konu almıştır. Osmanlı Devleti, Tepedelenli Ali Paşa'nın gitgide artan gücünden rahatsız olmakla birlikte başka sorunlarla uğraşmaktan dolayı uzun süre fazla bir şey yapamadı. Tepedelenli Ali Paşa'nın oğullarıyla birlikte bağımsız bir devlet kurma aşamasına gelmesi üzerine II. Mahmut mühürdarı Mehmet Sait Halet Efendi'nin de etkisiyle Tepedelenli Ali Paşa'yı görevden aldı. Tepedelenli Ali Paşa bu kararı dinlemedi ve bir isyan başlattı. Bu isyanı bastırmak üzere II. Mahmut sadrazam Hurşit Ahmet Paşa'yı Tepedelenli Ali Paşa'nın üzerine gönderdi. Hurşit Ahmet Paşa, Tepedelenli Ali Paşa'nın işgal ettiği yerleri geri alarak Tepedelenli Ali Paşa'nın oğullarıyla birlikte ordusunu yendi. Canına dokunulmaması şartıyla 24 Ocak 1822'de teslim olsa da ileride tekrar isyan çıkarma riskine karşı olarak bu karar bozuldu ve idam edilmesi kararına varıldı. Bu haberi alınca silahına davrandığı için kurşunla vurularak öldürüldü. İkinci Mahmud, Tepedelenli ile oğullarının ve torunlarının kesik başlarını görmeyi emretmişti. Kelleler bal dolu keçeler içerisinde İstanbul'a getirilip hükümdara gösterildi. Paşanın vücudu da Yanya'daki Fethiye Camii avlusunda bulunan karısı Ümmügülsüm Hatun'un üzerine defnedildi, kesik başı ise idam edilen oğulları Muhtar, Veli ve Salih paşalar ile torunu Hüseyin Paşa'yla birlikte Silivrikapı dışındaki bir mezarlık duvarının dibine gömüldü.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.