Erzurum Güncel- Çetin Baydar ne bedel ödeyecek? Devlet Demir Yolları Genel Müdürlüğü'nün 'Raillife' adlı aylık dergisinin Şubat sayısında yer alan ve Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım'ın basın danışmanlığını yapan Mehmet Aycı imzasını taşıyan 'Trenden kaçan oğlan' başlıklı makale, geride bıraktığımız haftanın en çok konuşulan konusu oldu. Erzurum kadınlarının gösterdiği tepkinin, bir çığ gibi büyümesinin ardından, siyasetçilerimiz hemen olaya atlayarak, bu konuyu da 'şov' malzemesi yapmayı başardılar! Tek bir siyasetçi bile iftiracı yazarın görevinden alınmasını kendi başarısı olarak görmeye veya göstermeye kalkışmasın. Herkes çok iyi biliyor ki, Türkiye'yi saran tepki selini başlatan da, sonuç alan da Erzurum kadınından başkası değildi… Birkaç gündür kulis çalışması yapan, "Bakanla ben konuştum", "Ankara'da gerekli temaslarda bulundum" gibisinden türlü türlü kahramanlık (!) hikâyeleriyle kendini yücelten siyasiler olduğunu görmeye başladık… Bunların hiçbiri doğru değil… Bu işin doğrusu Erzurum kadınıdır… Zaferin kadınlara ait olduğunu söyleyip, gelelim asıl konumuza… Sözde yazar ve şair olan zat-ı muhterem, Erzurum kadınına attığı iftiranın ilk bedelini görevinden alınarak ödedi malumunuz… İlk diyorum, çünkü ödeyeceği bir de hukuki bedel olmalı… Özür dileyip, görevinden alındı diye, bu işin peşinin bırakılmaması gerekiyor… Erzurum kadın örgütlerinin, görevden almayla tatmin olmayarak, hukuki süreci başlatacağına da inanıyorum… Ancak iftiracı yazar gibi bir bedel ödemesi gereken bir kişi daha var ki, bu süreçte kendini gizlemeyi, tepkileri bertaraf etmeyi büyük ölçüde başardı gibi… Bizim görevimiz de, kendini saklayan bu kişiyi, yeniden gündeme getirmek… O kişi, Mustafa Çetin Baydar'dan başkası değil… Öyle ya, iftiracı yazara ilham kaynağı olan kişi Baydar değil mi? İftiracı yazar, yazısından, "Mustafa Çetin Baydar" anlattı demiyor mu? Hem de açık açık… Peki, özür açıklamasında, "Hayır bana anlatan Mustafa Çetin Baydar değilmiş, ben uydurmuşum" gibi bir ifade gördünüz mü? Hayır… Ama Mustafa Çetin Baydar, diyor ki, "Ben anlatmadım" İftiracı yazar, ekmeğinden olmuş, bir Türkiye karşısında rezil duruma düşmüş, özür dilemiş ama "Mustafa Çetin Baydar bana böyle bir şey anlatmadı" dememiş… "Anlatmadım" diyen Çetin Baydar… Ankara'da yaşayıp, Erzurum üzerine ahkâm kesen Çetin Baydar… Çok açık ve net ki, bu iftirayı atan asıl isim Mustafa Çetin Baydar… İftirayı attı, çekildi kenara… Ne güzel memleket değil mi Sayın Baydar? İnkâr etmek ne güzel bir yöntem değil mi Sayın Baydar? O iftiracı yazar, yaptığı yanlışın, attığı iftiranın farkında ve özür diliyor. Bedel ödüyor ama bugüne kadar "Anlatan kişi de Mustafa Çetin Baydar değildi" demiyor… Sizce de garip değil mi? Atılan iftira, "Ben anlatmadım" denilerek, işin içinden sıyrılamayacak kadar ağır ve mide bulandırıcı… İftiracı yazar, çıkıp "Mustafa Çetin Baydar'a da iftira attım" demediği müddetçe, kendinizi temize çıkaramazsınız… Yaşamınız boyunca sizinle aynı düşüncede olmayan herkese ağır hakaretlerde bulunmuş biri olarak, ben böyle bir iftiranın merkezinde olmayacak kadar da, gözünüzü 'kin' bürüdüğüne inanmak bile istemiyorum… Ancak kamuoyu, "ben anlatmadım"dan öte bir cevap bekliyor Sayın Baydar… Hem de bu açıklamanızı internet gruplarında değil, Erzurum kadınının gözünün içine baka baka söylemenizi bekliyor… Ya herkesi ikna edin ya da bir daha Erzurum ve Erzurumlu üzerine ahkâm kesmeyin… Belli ki, Erzurumlu'nun olmadığı ortamlarda, Erzurum ile ilgili çok da güzel tespitleriniz, hikâyeleriniz olmuyor… Artık hikayeyi bırakın da, Erzurum kadınına edilen hakaretin ortağı olarak, nasıl bir bedel ödeyeceğinizi siz belirleyin… Bu bedel, ölene kadar "Erzurum" adını ağzınıza almamak sizce de hayırlı olmaz mı Sayın Baydar… En azından bir Erzurumlu olarak, beklentim ve arzum da budur.