Perinçek gül verdi sen ne vereceksin?
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Kızılcahamam’daki il ve ilçe başkanları toplantısında konuştu. Erdoğan, Taksim'de yapılacak Topçu Kışlası'nın AVM ve rezidans olarak faaliyet göstereceğini de açıkladı.
Erzurum Güncel-şte Erdoğan'ın açıklamalarının satır başları: Bizler Ak Parti'yi istişare üzerine inşaa ettik. Her kademede istişareyi pusulamız olarak değerlendirdik. AK Parti'nin üye sayısı 8 milyon 300 bin. Son seçimde AK Parti'nin Türkiye genelinde aldığı oy 21 milyon 400 bin raklamına ulaştık. Biz 76 milyona karşı sorumluyuz. Biz 6 ay arayla yaptığımız genişletilmiş istişare toplantımız ve aynı şekilde illerimizde yapılan il dayanışma meclisi toplantıları istişare içindir. Ayrıca bizim her ay genişletilmiş il başkanları toplantımız da farklı bir istişare toplantısıdır. Sadece milletvekili düzeyinde istişare yeterli değildir. Kafa dilin, tahrik dilinin tuzağına düşmeyeceğiz. Altadan olmayacağız aldanan da olmayacağız. Siyasi partilerin süt yönetimleriyle o partilere oy vermiş kardeşlerimizi ayrı tutacağız.Sabır her zaman bizimle olacak bıkmayacağız, usanmayacağız. Tekrar tekrar anlatacağız. Unutmayın su damlaya damlaya sabırla mermere nasıl işliyorsa nasıl deliyorsa biz de öyle sabırla çalışacağız. 2014 yılı Türkiye açısından kritik bir seçim yılı. Yıl ortasında Cumhurbaşkanlığı seçimi yapılıyor. Bir halk oylaması da gündeme gelebilir. Açıkçası kurulduğumuz günden beri gireceğimiz en kritik seçimlere hazırlanıyoruz. Önceki seçimler bir altyapı ve temel oluşturdu. Zemini güçlendirdik. Demokrasinin, hukukun milli iradenin sarsılmaz şekilde kuvvet kazanmasını sağladık. Artık istikbale çok daha ağırlık vereceğiz. Doğrularını kendilerine anlatmadığımız tek bir vatandaş bırakmayacağız. Teşkilatta ahenge genel merkezle irtibata önem vereceğiz. Biz aldığı komutla hareket eden robotlar değiliz. Biz farklılıklarımız da olsa gönül birliği yapmış bir teşkilatız. Biz kesrette vahdet anlayışını yaşayacak bir teşkilatız. Renklerimizi muhafaza edecek ancak uyum içinde yeni zaferlere imzamızı atacağız. Kamuoyu araştırmaları yaptığında bir şeye çok dikkat ediyorum; acaba AK Parti teşkialatı o konuda ne diyor? Hangi oranda bu soruya destek veriyor? Çözüm sürecine destek vermede AK Parti'nin tabanı ne diyor? AK Parti'nin tabanı yüzde yüze yakın destek vermiyorsa orada tepe ve taban arasında bir sıkıntı var. Sadece Genel Başkan'ın ilgili başkanların verdiği mesajlar yetmez. Bir başkanlık sistemi tartışılıyor. Bunu Başbakan söyledi tamam. Bunu ilk defamı söyledi Başbakan? Turgut Bey de söyledi bunu. Bizim ecdadımıza baktığımızda Osmanlı bunu yaşamış. Dünyada yüzü aşkın ülke bunu yaşıyor ve bizde muhalefetin propagandalarına AK Parti'ye oy verenler aldanırsa o zaman bize şuna inanıyoru; tavrını koyamayan bir teşkilat anlayışı ortaya çıkıyor. Sizlere gönderilen büroşürler okunmuyor, verdiğimiz mesajlar yeterince dinlenmiyor. 'BİZDEKİ CAHİLLER YALANCI...' Partili cumhurbaşkanlığını gündeme getirdik yine farklı yerlere çektiler. Fransa ve ABD’de durum böyle. Almanya’da şansölye diyorlar. Ne diyorlar, parlamenter sistemi Başkanlık sisteminde yok diyorlar. Bugün Amerika'da parlamento yok mu, Rusya'da yok mu? Var. Başkanlık sisteminde başkan bir kral değildir. Ama bizdeki bazı cahiller başkanı bir kral gibi gösterme cüretine girerek yalan söylüyorlar. Öyleyse AK Parti'nin kendi tabanı başkanlık sistemiyle ilgili çalışmayı çok daha farklı bir noktaya taşımalıdır. Öyle olmazsa meydanı boş bulanlar istedikleri gibi at sürerler. 'ÇANAK ÇÖMLEKLE BİZE KAÇ SENE KAYBETTİRDİLER' Çılgın projeler için bize hendek atlatıyorlar. Bakın Marmaray’a bizi çanak çömlekle bize kaç sene kaybettirdiler. Üç dört sene önce açılacaktı. Biz muasır ülkeler seviyesinin üzerine çıkacaksan bu yatırımları hızla yapmalıyız. 'TARİHİ KIŞLAYI NEDEN KORUMUYORSUN' Kanal İstanbul’la ilgili birileri gelip bize akıl veriyor “bu yanlış” diye. Ya arkadaş sen aklını kendine sakla. Dört yıl gibi bir sürede üçüncü havalimanını bitireceğiz. Taksim Gezi Alanı dedik hemen karşı çıktılar. Kışlayı yeniden yapacağız dedik başta ana muhalefet partisi karşı çıktılar. Ben de reddinize ret dedim ve sonra retlerine ret kararı çıktı. Yahu çanak çömleği koruyorsun da oradaki tarihi kışlayı neden korumuyorsun. Denizin kenarında üç beş çanak çömlek, üç beş çatal bıçak bulunmuş onu koruyorsun da bu tarihi binayı neden korumuyorsun. O zaman ne dedik, “olacak” dedik, şimdi oluyor. Bu tabi kışla olmayacak. AVM, belki rezidans olarak hizmet görecek. 'YASSIADA'YA DEMOKRASİ VE ÖZGÜRLÜK' Divan Oteli tarafında da bir şehir müzesi yapmak üzere adım atacağız. Trafiği alta alıyoruz meydan yayalara kalacak. Yani insana kalacak. Galataport, Haydarpaşaport hazırlanıyor. Yassıada bir demokrasi ve özgürlükler adası haline getireceğiz. '3. KÖPRÜNÜN TEMELİ BİR İKİ AY İÇİNDE ATILACAK' Önümüzde üçüncü köprü çalışmaları var. Temel atma merasimimiz yapacağız. Böylece 3. köprünün yapımıyla ilgili çalışmalar hızla başlayacak. İstanbul İzmir arasındaki viyadüklerin çoğunun temeli atıldı. Çok kısa bir süre sonra 2015'te projenin 3'te 2'sini bitireceğiz. 2016 gibi de İstanbul-İzmir otoyolunu tamamlamış olacağız. Bütün bunlar AK Parti iktidarına yakışır. Diğerlerinin böyle bir derdi var mı? Biz ne dedik hep? Halka hizmet hakka hizmet. 'ONLAR NE DEDİYSE TERSİ OLDU' Türkiye Cumhuriyeti özellikle son dönemde gerçekleştirdiğimiz reformlarla herzamankinden daha güçlü bir çınara dönmüştür. AK Parti tıkanan kanalları açmış, yanlı devlet ve bozuk çarkı düzeltmiştir. Türkiye'de statiko partileri cumhuriyetimize miyop bir gözle bakmış. O koca çınarı cılız bir filiz olarak görmüşlerdir. CHP ve MHP bu kökleri göremedikleri için koca cumhuriyeti de korunmaya muhtaç bir filiz gibi görmeye devam etmişlerdir. Türkiye Cumhuriyeti kökü derinlerde olan dalları semayı kucaklayan güçlü bir çınardır. Esen her fırtınada sallanacak kadar zayif değildir. Bu çınar içinden çürütülecek kadar aciz değildir. Ekonomsiyle milletiyle azametli bir çınardır. Cumhuriyeti taze bir filiz gibi görenler, temellerin her an sarsılacağını zannederler. O genç dinamik nesilleriyle görenler bu çınarın hep güçlendiklerini görecekler. 10 yıldır birileri Türkiye'nin bölündüğünü Cumhuriyet'in temelinin sarsılacağını bir papağan gibi dile getiriyor. Onlar ne dediyse tersi oldu. Onlar her zaman kaybetti. 10 yılışkın sürede millet hep kazandı. 'SESSİZ DEVRİM DEDİLER AMA...' Muhalefet partileri 10 yıldır bölündük bittik diyor. Tam tersine 10 yıldır büyüyor gelişiyoruz. Bütün bu krizlere rağmen biz yolumuza devam ettik. Sessiz devrim dediler ama biz yola devam ettik. 10 yıl önce görevi devraldığımızda MB'nin döviz rezervi 27.5 milyar dolardı. Şu anda en son açıklanan rakamla MB'nin döviz rezervi 132 milyar dolara ulaştı. Sevgili kardeşlerimiz IMF'ye 23 milyar dolar borcumuz vardı. Şu anda borç 400 milyon dolar. 14 Mayıs'ta bu borcu tamemen kapatıyoruz borcu sıfırlıyoruz. Şimdi soruyorum ey Bahçeli ey avaneleri, ey Kılıçdaroğlu ey avaneleri, bölünen batan ülke bu mu? Ey bahçeli siz borçlandınız biz ödedik. 'BUNLAR TÜRKİYE BORÇLU DİYORLAR AMA...' Şimdi diyor ki hadi gönder yüce divana. Valla seni Yüce Divan kabul eder mi bilmiyorum? Malum zaman aşımı falan da var. Belde başkanlarımız, ilçe başkanlarımız sizlere göndereceğimiz belgeleri halkımıza anlatın. Bunların kirli yüzlerini görsünler. Ziraat Bankası yüzde 59 faizle kredi veriyorlardı. Hem de çok ufak bir meblağa. Bunlar Türkiye borçlu diyorlar. Ekonomi bildikleri de yok. o zaman 100 liranın 70 lirası borçtu. Biz onu yüzde 34'e düşürdük. Eğer bizi G-20'ye aldılarsa bunun için aldılar. Yeter ki siz size verdiğimiz bilgileri halka doğru anlatın. Şimdi ben burada bir meseleye değinmek istiyorum. Son 10 yılı geride bırakın yaptığımız her reformun karşısında blok bir cepe oldu. Bir tarafta AK Parti oldu, bir tarafta da blok halinde adeta tespih taneleri gibi dizilmiş muvazzaf siyasetçiler dizildi. 'İŞÇİ PARTİSİYLE MHP'NİN NASIL KUCAK KUCAĞA OLDUĞUNU GÖRÜYORLAR' 2010 halk oylamasını hatırlayın. CHP, MHP, BDP, İşçi Partisi, TKP cephe halinde karşımızda oldu. Milletim halk oylamasında bunlara cevabını verdi. Derslerini defalarca aldılar ama derslerini alamadılar. Şu anda çözüm sürecinde yine aynı cephede milletin defterini dürdüğü adamlar İşçi Partisi'nin kontrolüne girdiler. Dün lakabı çoban olanlar İşçi Partisi'nin koyunu oldu. CHP İşçi Partisi'nin kuyruğuna takıldı. MHP'nin İşçi Partisi ile nasıl kucak kucağa olduğunu benim MHP'li kardeşlerim görüyor. Akil insanlara yönelik saldırıları bir avuç işçi partili ve MHP'linin yaptığını benim MHP'ye oy vermiş kardeşlerim biliyor. Bekaa Vadisi'ne gidip terör örgütü iel hatıra fotoğrafı çekenler bugün benzer bir cephenin içinde yer alıyorlar. Yoksul gariban ailelerin çocukları dağa çıkıyor şehit oluyor naaşı geliyordu. Bu kan ticareti içinde al gülüm ver gülüm şeklinde geçinip gidiyordu. Şimdi takke bir kez daha düştü. Bunların ellerinde tek bir tutunacak dal vardı o da terördü. Şimdi o da sona eriyor. Ve onlar da son sığınaklarını kaybediyorlar. CHP-MHP-İşçi Partisi-Emekli siyasetçisi çırpınıp duruyor. Ekmek teknelerini kaybediyorlar. Ellerinde siyaseti dizayn edecek malzeme kalmadı. Bunlar iktidara gelseler Kandil'e davet mektubu gönderip mağaralarına terörist çağırırlar. İstedikleri kadar sokakları terörize etsinler, istedikleri kadar ittifak yapsınlar biz bunların değil milletin ittifakına bakarız. PERİNÇEK GÜL VERDİ SEN NE VERECEKSİN? İktidarın İşçi Partisi ve onun üzerinden MHP'ye yönelik eleştirilerine, MHP'den "dolaylı" yoldan yanıt geldi. MHP'nin yayın organı olan Ortadoğu Gazetesi, 'Milli Merkez' oluşumu ve İP Lideri Doğu Perinçek'i yaylım ateşine tuttu. Perinçek'in, Öcalan'a çiçek verirken çekilen fotoğrafının yer aldığı bugünkü Ortadoğu gazetesinde, Başbakan Erdoğan'ın, İşçi Partisi ve İP üzerinden MHP'ye dönük eleştirilerine de yanıt verildi. Gazetenin yazarlarından Yıldıray Çiçek'in, "Doğu Perinçek Öcalan'a Gül verdi, sen ne veriyorsun?" başlığı sürmanşete taşınırken, hem iktidar hem de Perinçek eleştirildi. "PKK'nın arka bahçesi gibi çalışan, AKP, MHP'ye laf söyleyebilecek bir sicile sahip midir?" diye soran Çiçek, "Hele MHP'yi düşmanı İşçi Partisi ile yanyana anmak, sağlıklı bir ruh hali değildir" ifadesi kullanıldı. Çiçek, "İP'in geçmişteki misyonunu sürdüren AKP'dir. Doğu Perinçek geçmişte Öcalan'a gösterdiği ilgiyi bugün fazla fazla gösteren Recep Tayyip Erdoğan'dır. Dünün İşçi Partisi bugünün AKP'si, bugünün AKP'si dünün İşçi Partisi'dir" dedi. PERİNÇEK MİLLİ DEĞİL Kİ... Gazetinin diğer yazarı Neval Kavcar'dan da hem İP'e hem de Meclis eski Başkanı Hüsamettin Cindoruk'un başkanlığını yaptığı "Milli Merkez"e sert tepki geldi. Kavcar, "Perinçek milli değil ki, Milli Meclis kursun" başlıklı yazısında şu ifadelere yer verdi: "Son dönemde ulusalcı kimlikleri ile tanınsalar da halkın 'komünist' gözüyle baktığı, vatandaşta karşılığı olmayan, Perinçek çevresine yuvalanmış bu insanların 'milli meclis', 'Milli Anayasa' diye gezmeleri, AKP'nin Türk'süz Anayasası'nı halk nezdinde geçerli kılabilir. 'Demokratik Anayasayı kimse istemiyor' demesi bile yeter Erdoğan'ın....Perinçek geçmişte solu böldü, şimdi görevi ne? Oluşumda kırk tiklinin kırkının da kuyruğu birbirine değmiyor. MHP'ye türlü kulpu takanlar, Ülkücü düşmanları ve 'aman MHP'ye tek oy kaçmasın' zihniyetindekiler, 'milli meclis' demekle milli olmaz." BAHÇELİ'DEN YANIT GELDİ MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, MHP’nin çözüm sürecine ilişkin Meclis Araştırma Komisyonu ile ilgili tavrının çok net olduğunu belirterek, "İmralı canisinin önermiş olduğu çözüm komisyonu veyahut bir başka adıyla hakikatler komisyonuna MHP’in katılması, üye vermesi, kabul etmesi mümkün değildir" dedi. Bahçeli, Gölbaşı’nda bir alışveriş merkezinin açılışında gazetecilerin sorularını yanıtladı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın "MHP’nin İşçi Partisi’nin yedeği haline geldiği" açıklamasıyla ilgili değerlendirmesinin sorulması üzerine Bahçeli, şöyle konuştu: "Sayın Başbakanımız, son aylarda özellikle de bu çözüm sürecine girildiği günden itibaren dengesini kaybetmiş, ağzından çıkanı kulağı duymaz hale gelmiştir. Şimdi Abdullah Öcalan’ı siyaseten öne çıkartmıştır. Silivri’de tutuklu bulunan bir başka siyasi parti genel başkanının tutukluluğunu ortadan kaldıracağı yerde, onun etrafında muhalefeti toplamanın da mantıki hiçbir izahı yoktur. Bu İşçi Partisi hayranlığı nereden başladı? Öcalan’dan sonra Perinçek hayranlığına mı düştü, onu bilemiyoruz tabii." Bahçeli, Erdoğan’ın "akil adamlara karşı yapılan saldırıların sorumlusunun bir avuç MHP’li olduğuna" ilişkin açıklamasının hatırlatılınca, bunun iyi tetkik edilmesini istedi. Bahçeli, "Devletin tüm imkanları kendisinde. Halkın tepkisini saptırmasın" dedi. TBMM Başkanı Cemil Çiçek’in çözüm komisyonu ile ilgili yazısının ulaşıp ulaşmadığı sorusunu yanıtlayan Bahçeli, şunları kaydetti: "Böyle bir yazı henüz gelmedi. Gelse de nezaketen gönderilmiş bir yazıdır. MHP’nin çözüm komisyonu ile ilgili tavrı çok nettir. İmralı canisinin önermiş olduğu çözüm komisyonu veyahut bir başka adıyla hakikatler komisyonuna MHP’nin katılması, üye vermesi, kabul etmesi mümkün değildir." AYRAN TARTIŞMASI Bahçeli, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın "milli içkimiz ayrandır" sözlerinin sorulması üzerine, "Ayran Anadolu’da halkımızın katık diye nitelendirdiği, ekmeğinin yanında boğazını yumuşattığı bir tabii içecektir. Bunu içki kavramı ile izah etmesi bir başka yanlışlıktır" diye konuştu. Bahçeli’ye katıldığı açılış töreninde, kumdan bir portresi ile Devlet Can Çelik isimli çocuk tarafından da üzerinde kurt resmi bulunan eski 5 lira hediye edildi.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.