Prof. Dr. Pala’dan dikkat çeken açıklama: Dünyada ikinci dalga konuşulurken…
Uludağ Üniversitesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ve Türk Tabipleri Birliği (TTB) Covid-19 İzleme Grubu üyesi Prof. Dr. Kayıhan Pala, yeni normalleşmeyle ilgili Sözcü'ye önemli açıklamalar yaptı.
Erzurum Güncel- Uludağ Üniversitesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ve Türk Tabipleri Birliği (TTB) Covid-19 İzleme Grubu üyesi Prof. Dr. Kayıhan Pala, yeni normalleşmeyle ilgili Sözcü'ye önemli açıklamalar yaptı. Pala, "Sahillerdeki maske ve sosyal mesafe ihlalleri, önümüzdeki iki hafta içerisinde vaka sayısında önemli artış gösterebilir. Entübe hasta sayısının açıklanmaması Sağlık Bakanlığı'na olan güveni zedeledi. Dünyada ikinci dalga konuşulurken, henüz Türkiye birinci dalgayı bitiremedi" dedi.
Uludağ Üniversitesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ve Türk Tabipleri Birliği (TTB) Covid-19 İzleme Grubu üyesi Prof. Dr. Kayıhan Pala, Kurban Bayramı sonrası artması beklenen corona vakaları ve yeni normalleşme süreciyle ilgili önemli açıklamalarda bulundu.
Yoğun bakımda yatan ve entübe edilen hastaların açıklanmasından vazgeçilmesi, Sağlık Bakanlığı’na duyulan güveni zedelediğini belirten Prof. Dr. Kayıhan Pala, “Medyadan da takip ettiğimiz üzere sahillerde fiziksel mesafenin korunmadığına ve maske takılmadığına şahit olduk. Önümüzdeki iki hafta içerisinde Kurban Bayramı etkisi olarak, Türkiye’de vaka sayısında önemli artış beklemek lazım. Türkiye'nin değişik illerinde özellikle Anadolu’da Diyarbakır, Erzurum, Konya, Mardin, Ege’de ve Antalya’da çok sayıda vaka artışı olduğunu görmekteyiz” dedi.
“VAKA SAYILARINDA FARKLILIKLAR VAR”
Sağlık Bakanlığı’nın günlük vaka sayıları hakkındaki açıklamalarına da değinen Prof. Dr. Pala, “Yerel basından takip edebildiğimiz örneğin Erzincan, Malatya ve Erzurum Valisi’nin açıklamalarına baktığımızda bunlarla Sağlık Bakanlığı’nın açıkladığı rakamlar arasında farklılıklar var. Dolayısıyla bu durumda Sağlık Bakanlığı’nın verileri açısından bir güvensizlik ortamı oluştuğunu söyleyebiliriz. Bu da hastalıkla mücadeleyi günden güne zorlaştıracaktır” diye konuştu.
“DÜNYA İKİNCİ DALGAYI KONUŞURKEN TÜRKİYE BİRİNCİ DALGADAN ÇIKAMADI”
Son zamanlarda vaka sayılarındaki artışa dikkat çeken Prof. Dr. Kayıhan Pala, sözlerine şöyle devam etti; “Dünyada vaka sayılarında çok artış var. Ölümlerde de öyle. Benzer bir eğilim maalesef Türkiye’de de var. Öyle anlaşılıyor ki, Eylül ayından itibaren bu mevsimsel grip hastalığı da buna eklenirse Ekim ve Kasım ayları daha da zor geçebilir.
Dünyada 20’nin üzerinde ülkede şu anda ikinci dalga konuşması yapılıyor. Henüz Türkiye birinci dalgayı ortadan kaldıramadığı için, ikinci dalgayı konuşmuyoruz. Ama öyle anlaşılıyor ki, Türkiye birinci dalgayı bitirmeden birinci dalga içerisinde ikinci tepe noktasına doğru yükselme eğilimi gösterebilir”
“NORMALLEŞMENİN MÜCADELEYİ ZAYIFLATACAĞINI DAHA ÖNCE DE SÖYLEMİŞTİM”
Normalleşme diye bir kavramdan söz etmenin mümkün olmadığını ifade eden Pala, şunları kaydetti; “Corona virüsü etkisini dünyada da sürdürüyor, Türkiye’de de sürdürüyor. Bu koşullarda normalleşme diye geçmişteki gibi davranmaya, tutum almaya başlayacak olursak, bunun hastalıkla mücadeleyi zayıflatacağını birkaç kez dile getirmiştik. Ve maalesef önerilerimiz doğru çıktı.
Vaka sayısında 800’e kadar bir inme söz konu iken, bu yeniden açılma ile birlikte 1 Haziran’dan itibaren vaka sayısı tekrar yükselmeye başladı. Bin 500’lere kadar çıktı. Şimdi binler dolayında bu vaka sayısının Türkiye’de gerçek vaka sayısını gösterdiği de tartışmalı.
Türkiye hem erken normalleşmeye açıldı hem kamusal denetimin olmadığı sahillere bakıldığında insanlar bırakın 2 metre mesafeyi 20 santim mesafe ile bir araya geliyorlar. Bunlar hastalığın birinci dalgasını zorlaştıran ve önümüzdeki günlerde de okulların açılması gibi toplumsal hareketliliği daha da artıracak etkinlikler açısından risk oluşturan durumlar”
“MUTASYONA UĞRAMASI İÇİN İNSANDAN İNSANA GEÇİŞİ ENGELLEMEMİZ GEREK”
Virüsün mutasyonu hakkındaki soruları da yanıtlayan Prof. Dr. Kayıhan Pala, “Virüsün mutasyona uğradığına ilişkin kesin veriler elimizde yok. Daha doğrusu mutasyonla ilgili bilgiler var ama mutasyon nedeniyle hastalık yapma yeteneğinde bir azalma olduğuna ilişkin bir bilgimiz yok.
Virüs insandan, insana geçişi bu kadar kolay olduğu müddetçe, hastalık yapma yeteneğinde bir azalmayla karşımıza çıkmayabilir. Virüsün mutasyona uğrayarak insanda hastalık yapma becerisini kaybedebilmesi için insandan, insana geçişi zorlaştırmamız gerekir. Daha önceki SARS’da ve MERS’de olduğu gibi…
Şu anda dünyada ve ülkemizde de bu hastalık bir sorun değilmiş gibi bir algının giderek artış gösterdiğini görüyoruz. İşte Amerika, Meksika, Brezilya buna tipik örnekler. Bu koşullar da virüs mutasyona uğrasın da hastalık yapmasın diye beklemek en azından önümüzdeki kısa vadede çok gerçekçi görünmüyor” diye konuştu.
“AŞIYA 2020 YILINDA KAVUŞMAK PEK GERÇEKÇİ GÖRÜNMÜYOR”
Son olarak aşı konusuna değinen Pala, sözlerini şöyle noktaladı; “İki gün önce Dünya Sağlık Örgütü, aşılarla ilgili genel bir değerlendirme yaptı. Şu anda aşının üçüncü fazı dediğimiz artık insan üstündeki denenmesi aşamasına gelebilen bütün dünyada altı tane aşının varlığı doğrulanmış durumda.
Bunlar üzerindeki çalışmalar bitirildikten sonra insanlar da kullanılabileceğine ilişkin bir oynayın gelmesinin ardından aşılar üretilecek ve dağıtılacak. Ama 2020 yılı için dünyada aşıya kavuşmak ve aşının koruyuculuk sağlaması pek gerçekçi görünmüyor.”
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.