Şeker hastalarında beslenmeye dikkat
Uzman Diyetisyen Aslıhan Küçük, hem beslenme alışkanlıkları hem de yaşam tarzına bağlı olarak son yıllarda diyabet hastalığının görülme sıklığında önemli bir artış gözlenmeye başlandığını söyledi.
Erzurum Güncel- Sık sık idrara çıkma, aşırı susama, yorgunluk, ani kilo kaybı, acıkma hissi, nefes kokusu ve yaraların geç iyileşmesi gibi sebeplerin diyabetin belirtileri arasında sayıldığını anlatan Uzman Diyetisyen Aslıhan Küçük, diyabetin zaman içerisinde farklı hastalıklara da yol açtığının altını çizerek, diyabet hastaları ve potansiyel diyabetliler için beslenmenin önemine değindi.
Diyabetin; pankreastan salgılanan insülin hormonun yetersizliği veya etkinliğinin azalması sonucu kandaki şeker miktarının artması ile ortaya çıkan bir hastalık olduğunu belirten Uzman Diyetisyen Aslıhan Küçük, “Türkiye’de ve dünyada şeker hastalığının hızla yayıldığı bu dönemde kişilerin hastalıktan korunması ve hasta olanların da yaşam kalitesinin korunması yönünde diyetisyenlerin de rolü çok büyük” dedi.
Türkiye Diyabet Epidemiyoloji (TURDEP-I) çalışmasına göre, toplumdaki tip 2 diyabet yaygınlığının 1998’de yüzde 7,2 iken 2013 yılında yüzde 13,7’ye ulaştığını vurgulayan Uzman Diyetisyen Aslıhan Küçük, dünyada ise 2013 itibariyle 382 milyon olan tip 2 diyabet hastasının 2035’te 600 milyona kadar çıkacağının tahmin edildiğini söyledi. İyi beslenmenin diyabet riskini düşürdüğünü belirten Uzman Diyetisyen Aslıhan Küçük, daha sonra şunları kaydetti;
DİYABET TÜRLERİNİ TANIYALIM
“Tip 1 diyabet: Vücut çok az insülin yapar veya hiç insülin yapmaz. Özellikle çocukluk ve gençlik yıllarında görülmektedir. Dışarıdan insülin tedavisi uygulanır.
Tip 2 diyabet: Vücut insülin üretir fakat yeterli seviyede kullanılamaz. Çoğunlukla yetişkinlikte görülür. İnsülin, beslenme tedavisi veya oral ilaç alımıyla kontrol altına alınabilir. Diyabet tedavisinde kan şekeri kontrolünü sağlamak için sağlıklı beslenme alışkanlıklarının kazanılması önemlidir.
DİYABETİN NEDEN OLDUĞU HASTALIKLAR
Kan şekerinin yüksek olması birçok sağlık sorununu da beraberinde getirebiliyor. Nefropati (böbreklerin hasar görmesi), nöropati (sinirlerin hasar görmesi), retinopati (gözlerin hasar görmesi) ve diyabetik ayak gibi sağlık sorunları, diyabet kontrol altına alınmazsa kaçınılmaz olmaya başlıyor.
MEYVEYİ POSASIYLA TÜKETİN; SAKATAT VE KIZARTMADAN UZAK DURUN
Kan şekeri kontrolü sağlamak diyabet tedavisinde öncelikli hedeftir. Kan şekerinin mümkün olduğunca normale yakın düzeylerde olması kalp hastalığı, inme, böbrek ve göz hastalığı, sinir hasarı gibi diyabetle ilişkili komplikasyonlarının gelişme riskini azaltabilir. Aynı zamanda kişiye özel beslenme planı oluşturulurken kişinin ihtiyacı olan enerjinin yüzde 50-55’i karbonhidratlardan, yüzde 15’i proteinlerden, yüzde 30’u ise yağlardan sağlanmalıdır. Karbonhidrat kaynaklarından kompleks karbonhidratlar seçilmelidir.”
Uzman Diyetisyen Aslıhan Küçük, diyabet beslenmesinde dikkat edilmesi gereken hususları ise şöyle sıraladı;
“Az az sık sık yemeye özen gösterin. Kepekli, çavdarlı, yulaflı ekmeği tercih edin. Sızma zeytinyağı ile birlikte mısırözü yağı veya soya veya fındık yağını eşit oranda karıştırıp yemeklerinizde bu yağ karışımını tercih edin. Kabuklu yenebilen meyveleri soymayın ve günlük posa tüketiminizi arttırmaya çalışın. Günde en fazla 2 kahve veya 3-4 bardak açık çaydan fazlasını içmeyin ve içme zamanının yemeklerden en az 1 saat sonra olmasına dikkat edin. Şeker ve şekerli besinler (çay şekeri, reçel, bal, marmelat, şuruplu tatlılar, pasta, kek, kurabiye, şekerleme, çikolata, tahin, tahin helvası, pekmez, pestil, vb.) tercih etmeyin. Sakatatlar (karaciğer, beyin, böbrek, işkembe vb.) ve şarküteri ürünlerin uzak durun. Yağlı gıdalar (kaymak, krema, mayonez, çikolata, ve yağlı soslar), yağda kızartma veya kavurmaları tercih etmeyin. Tam yağlı süt, alkollü içkiler, hazır meyve suları, meşrubatlardan uzak durun. Turşu ve salamuralar, içeriği bilinmeyen hazır gıdaları tüketmeyin. Yağlı hamur işleri (kek, kurabiye, krema pasta vb.) ve hamur tatlılardan uzak durun.
TİP 2’DEN KAÇINMAK İÇİN KAN ŞEKERİ KONTROLE ALINMALI
Kan şekerinin kaynağı çeşitli besinlerde bulunan karbonhidrat kaynağıdır. Karbonhidratlar, kan şekerini bir anda yükselten basit karbonhidratlar (tüm şekerli besinler, beyaz ekmek, makarna, tatlılar, beyaz un, meyve suyu gibi) ve kan şekerini yavaş yavaş yükselten kompleks karbonhidratlar (tam buğday ekmeği, bulgur pilavı, kuru baklagiller gibi) olmak üzere ikiye ayrılır. Diyabette beslenmede tercih edeceğimiz karbonhidrat kompleks olanlardır. Aynı zamanda şekeri yüksek meyveler (muz, üzüm, incir, kuru meyveler vb.) ve şekeri yüksek sebzeler (mısır, patates, havuç vb.) diyabet için zararlı olan gruptadır. Belirli bir yaştan sonra herkeste görülebilen Tip 2 diyabetinden kaçınmak için bu besinlerin tüketilmemesine özen göstermek gerekir.
HAFTADA 150 DAKİKA SPOR DİYABETE BİREBİR
Egzersiz, yani fiziksel aktivitenin artması yiyeceklerin parçalanması sonucu oluşan şekerin, kas dokuları tarafından kullanılmasını hızlandırarak kan şekerini düşürür. Özellikle, şişman-obez diyabetlilerde egzersiz ile harcanan enerjinin artması, vücut ağırlığını azalmasına yardımcı olur. Ayrıca egzersiz fiziksel zindelik sağlar. Bu noktada en çok dikkat edilmesi gereken aç karnına spor yapılmamasıdır. Egzersiz için en uygun zaman, yemek yenildikten sonraki 1-2 saattir. Dünya Sağlık Örgütü’nün de önerisindeki gibi haftada 150 dakika fiziksel aktivite hem sağlık hem de diyabetten korunmak için oldukça önemlidir.”
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.