1. HABERLER

  2. EGE

  3. Seks, yalan ve internet
Seks, yalan ve internet

Seks, yalan ve internet

Sanal alemde aldatan koca kıskanılır mı?

A+A-

Erzurum Güncel-Cep telefonları, internet, elektronik posta ve benzeri teknolojik yenilikler belli bir yaş grubu çok hazırlıksız yakaladı. Bir yandan anne baba olarak insanlar internetin çocukların ruh sağlığına kötü etkilediğini, onları yalnızlaştırdığını, arkadaşlarıyla oynamak yerine saatlerce bilgisayar karşısında oturarak ilişki kurmada beceriksizleştiklerini düşünüyorlar. Öte yandan neredeyse her erişkinin en az iki cep telefonu var. Hemen her yerden internete bağlanıyorlar, Türkiye’ye gelen ilk 10 bin adet iPhone 4 hemen tükeniveriyor. Yani erişkinler de en az çocuklar kadar internet bağımlısı haline gelmiş durumda. Ama benim ilgilendiğim konu erişkinlerin chat odaları ve internet aracılığıyla insanlarla tanışmaları ve birçok insanın yeni ilişkilerini internet aracılığıyla başlatması ve sürdürmesi. Size bugün İsviçre’de yaşayan bir Türk ailesinin internet nedeniyle yaşadığı sorunu anlatmak istiyorum. Bundan 5-6 ay kadar önce 40 yaşlarında bir kadın eşiyle olan sorunları nedeniyle terapiye gelmeye başladı. Kocasının son 4-5 aydır internetle çok fazla vakit geçirmeye başladığını, kendisi ne yaptığına bakmak için yanına gittiğinde hemen açık olan sayfayı kapattığını ve sorularına kaçamak yanıtlar vermeye başladığını anlattı. Bundan birkaç ay önce, bilgisayarı açık unutması nedeniyle, danışanım kocasının genç bir kızla uzun süreden beri sanal düzeyde bir ilişki yaşadığını öğrenmiş. Üstelik kendisini 20 yaşında, anne-babasıyla yaşayan ve üniversite eğitimi gören bir genç olarak tanıtmış ve ismini de değiştirmiş. Fotoğraf olarak da kuzenlerinden birinin fotoğrafını göndermiş. Arada bir yerde yaşamak... Bu sanal ilişkiyi fark ettiğinde kendisini önce çok kötü hissettmiş, ama genç kızın Türkiye’de yaşıyor olmasından dolayı hiç görüşmemiş olduklarından da emindi. Bu durumda kocasını kıskanması mı gerektiğine, yoksa bunun abartılı bir tepki mi olacağına bir türlü karar veremiyordu. Bunu kocasıyla konuştuğunda kocası kıskanmasının çok aptalca olduğunu söylemiş. Ona göre bu yalnızca bir oyun, bir eğlenceymiş. Akşamları canı sıkılıyormuş ve film seyretmek, okey oynamak yerine bu kızla sohbet ediyormuş. Üstelik kendi adını da vermediği için kıskanması çok saçma olurmuş. Ama bir süre sonra işler garip bir hal almaya başlar. Çünkü kocası çok uzun saatlerini bilgisayar başında geçirir. Birasını, çerezinin yanına alır, saatlerce yazışır, ekran başında kah kahkahalar atar, kah sinirlenip söylenir. Yani sanki evinde değil de orada, “arada bir yerde” yaşıyordur. Danışanım ise hâlâ daha kıskanıp kıskanmamaya karar verememiştir. Ama kendini kötü hisseder. Dahası eşi gün geçtikçe daha sinirli olur, evde kendisine ve çocuklara sık sık bağırır ve daha fazla alkol tüketir. Cinsel hayatları bile bozulmaya başlamıştır. Neler yazıştıklarını çok merak etmeye başlar. Ya şans yüzüne güler ya da kocası artık oldukça pervasız mı davranmaya başlamıştır bilinmez, bir gün yine yazışmaları okuma olanağı bulur ve dehşete düşer. Kocası Türkiye’deki kızın başkalarıyla da yazıştığından şüphe etmeye ve kışkançlık krizleri yaşamaya başlamıştır. Bu kıskançlık krizleriyle kendisine ve çocuklara kötü davranmaya başladığı zaman diliminin de birbirine oldukça uyduğunu fark eder. Bu durum yalnızca basit bir kıskançlık olarak kalmamış, kızı tehdit etmeye kadar varmıştır. Kocası kızın bütün reddetmelerine rağmen ona inanmadığını, onu “aldattığını” kanıtlayacağını ve bunun hesabını kendisinden soracağını söyler. Kendini kendinden kıskanmak Adam bu sefer kendi kimliğini ve yaşını gizlemeden genç kadınla sanal ortamda iletişime geçer ve samimiyeti de ilerletir. Sanal ortamda ne kadar ileri gidilebilirse o kadar ileri gitmeyi başarır. Bu arada eski sahte kimliğiyle de ilişkisini sürdürür. Durum öyle bir hale gelir ki sonunda, kadının sahte kendisini gerçek kendisiyle aldattığını düşünür ve büyük bir öfkeye kapılıp kıza etmedik laf bırakmaz, üstüne üstlük tehditlerini daha da şiddetlendirir. Evet yanlış okumadınız. Kendisini kendisinden kıskanır ve bundan dolayı da inanılmaz bir öfke ve kıskançlık krizi yaşar. Danışanım da tam bu noktada profesyonel yardım alma ihtiyacı duyar. Şimdi duruma kısaca bakalım. Bir adam iki ayrı kişi olarak bir kadınla ilişkiye giriyor ve bu kimliklerden biri diğerini kıskanıyor. Bu arada gerçek hayatta hiçbir temasları olmuyor. Karısı, yani danışanım gerçek hayatta hiçbir kadınla ilişkisi olmayan, ama sanal ortamda bir kadınla saatlerce sohbet eden kocasını kıskansın mı kıskanmasın mı bilemiyor. Kendi kendine hiçbir zaman birlikte olmayacaklarına göre kıskanılacak bir şey yok derken, bir yandan da kendisi ve ailesiyle geçirebileceği saatleri bir başka kadınla geçiren kocasını kıskanmaktan ve büyük bir kırgınlık yaşamaktan da kendini alamaz. Bir de bunu gizlemeye bile gerek duymaması, yaşadıklarından dolayı kendisini suçlayıp alay etmesi, inandıklarına düşündüklerine olan inancını iyice zayıflatır ve ne yapacağını bilemediği için bana başvurur. Benim ne gibi terapötik bir yol izlediğim bu yazının konusu değil. Ama eşiniz ya da sevgilinizin böyle bir ilişki yaşadığını öğrenseniz siz nasıl bir tepki gösterirdiniz? İnternet bağımlılığı ruhsal bir bozukluk mudur? İnternet bağımlılığı diğer bağımlılıklar kadar, yani alkol ve madde bağımlılığı kadar ciddiye alınacak, insanın hayat kalitesini ve ilişkilerini etkileyecek bir ruhsal rahatsızlıktır. Psikiyatri tarafından da tedavi edilmesi gereken ruhsal bozukluklar arasına dahil edilmiştir. Ama bence bütün ruhsal bozukluklarda olduğu gibi en önemli kriter olarak kişinin kendine ve çevresine, ilişkilerine zarar verip vermediği esas alınmalıdır. Bunun dışında cep telefonu ve yüzlece televizyon kanalının, internetin varolduğu bir dünyaya doğan kuşakların bizlerden daha çok ve yoğun bir şekilde internetle uğraşmalarını bir hastalık olarak görmeden önce daha dikkatli olmak ve hemen müdahale edilmesi gereken bir durum gibi algılamamak da gerekir. Unutmamalıyız ki bizim için çok yeni, yabancı ve zararlı gibi gelen bir sürü teknolojik yenilik bizden sonraki kuşaklar için en doğal iletişim araçlarıdır.

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.