Yıl 90 mı, 92 mi tam hatırlayamıyorum… Hatırladığım; Erzurum’da kızılca kıyamet kopuyor… Seslere renk gelmiş…
“Ağladıkça geceyi tutacağız göreceksin…
İlk yazda bitti telaşım, alnımda hep kavga duruyor…’’
***
Erzurum Endüstri Meslek Lisesi’nin Elektrik Bölümü’nde daha ilk yılımda beklemeli olarak sınıfta kalmışım… Hal bu ki; birincilikle kazanmıştım ben o bölümü… Amcamın gözleri ejderha alevi, yanakları yaban arısı sokmuş gibi kızıl… Utancım yeri de, göğü de yaracak cinsten… O gün öyle taze ki içimde… Hayalimdeki kırmızı bisiklete veda etmişim… O gün, bugün yayayım neye bindirirseniz bindirin…
***
Köye gitmek yasak!..
Cumhuriyet Caddesi, Yurttaş İşhanı’nın 4’ncü katında Ağır Ceza Reisliği’nden emekli bir avukatın yanında çırağım… Daktiloyu, ‘F Klavye’yi orada tanıdım.. Yan odamız ‘Sırdaş Muhasebe…’ Ülkücülükten çekeceği kadar çekmiş Sırrı Ağabey, hapisten yeni çıkmış. Gizli gizli ‘Şafak Türküsü’ dinliyor. Ne .. ‘Göç göç oldu…’ ne ‘Huma Kuşu…’ derdine çare…. Ne de, demet demet kırmızı güllerin eşliğinde dibine höllük elenen topraklar… Sırrı Ağabey, derin bir sessizlik içinde… Çalan tek tük telefona verdiği cevap o gün gibi beynimde; ‘Kat: 4 No:17 Sırdaş Muhasebe…’
Ben de nerden geçmişse elime ‘Bab-i Ali’yı okuyorum… N. Fazıl Kısakürek’in; anlamadığım anlamlandıramadığım çirkeflikler içinde…
Sırdaş Muhasebe’den derin bir ses geliyor:
‘’Beni buralarda arama… arama anne
Saçlarına yıldız düşmüş….’’
O an birden yeşeriyor minik odam… Ceberut avukatın hukuk diye tanımladığı gerçek, benim azımsadığım hayat, sevmediğim ama gitmek zorunda kaldığım okul… köyüm, köylülerim, top oynamak istediğim çayırlar ve koca Alabaş…
***
Yıl 90 mı, 92 mi tam hatırlayamıyorum… Hatırladığım; Erzurum’da kızılca kıyamet kopuyor… Seslere renk gelmiş…
Şafak Türküsü, artık Sırdaş Muhasebe’nin odasından değil; 103.5 Güncel FM’den yankılanıyor…
Kum gibi ezip geçiyor …
Ağladıkça dağlar yeşeriyor..
Bir pazarda satılamıyor…
Tutunup turnalara yol alırken, kalbimi ince bir sızı sarıyor… ’Dağlara soru sorulmaz..’ diye haykırarak kendime küsüyorum…
103.5 Güncel FM
***
Geçenlerde hani Başbakan ağlarken ;
Ahmet Kaya’nın şarkısıyla bende ağladım… Şafak Türküsü çalıyordu ya…
O kadar çok sevmiştim ki demokrasiyi o an….
Yanılmışım… Boşa ağlamışım…
Bugün 19 Eylül gözyaşlarıma küstüm…
Başbakanı ağlatan o koca sesi, bu şehirde kesenlere lanet yağdırdım…
Yıl 90’mı 92’mi tam hatırlayamıyorum… Hatırladığım; Erzurum’da kızılca kıyamet kopuyor, tüm çaresizliklere, umursamazlıklara rağmen seslere renk getirmişti Güncel FM…
Şimdi suçu ne?
Onun yaptığını, yapamayanlara yüzde 87 evet diyen bu şehir;
Ödüllendirmek için mi kesiyor sesini….
***
‘’Beni buralarda arama… arama anne
Saçlarına yıldız düşmüş….’’
Tehlikeli bir yazı mı yazdım bilmiyorum ama ben çoktan ceketimi yağmurlara asmışım….
Not: Erzurum’un ilk özel radyosu, bu şehrin özgür sesi Güncel FM’in yayını dün kesildi… Yazık… (Gerekçesini bilmiyorum…)
ORHAN BOZKURT
Bir Notta benden: Sevgili Orhan kardeşim, bugün eski bir yazını atarak beni duygulandırdın...Bende senin bu güzel yazını köşeme taşıdım. İyi ki varsın....