Erzurum Güncel- Türkiye'yi durdurma görevini verdiği FETÖ'nün 15 Temmuz darbesi girişimiyle de başarısız olması üzerine 'üst akıl' doğrudan devreye kendisi girdi. 15 Temmuz darbe girişiminde 'parmak izleri' net bir şekilde ortaya çıkan ABD, taşeronu FETÖ'nün yapamadığını, '17/25 Aralık yargı kumpası'nın malzemeleriyle gerçekleştirmeye soyundu. ABD'nin derin devleti 'neoconlar', Washington'un çıkarlarına göre bir Ortadoğu düzeni kurmalarına milli politikalarla engel olan Türkiye ve lideri Recep Tayyip Erdoğan'ı durdurmak için, 17/25 Aralık yargı darbesinin Amerikan versiyonunu uygulamaya koydu.Bugün FETÖ firarisi olan eski İstanbul Başsavcıvekili Zekeriya Öz'ün koordinasyonunda sahneye konan 17/25 kumpasının tamamen sahte belge ve montaj ses kayıtlarına dayandığı ortaya çıkıtı. 'Cemaat' maskesi altında gizlenen silahlı terör örgütü mensuplarına yönelik operasyonlar başlatıldı. Bu sırada 17-25 darbe girişimine karışan FETÖ üyesi savcı, hakim ve polislerin neredeyse tamamı ABD ve Almanya gibi NATO ülkelerine kaçtı ve Türkiye'nin iade taleplerine rağmen bu ülkelerde korundu.
Dört yıl önce FETÖ'nün Türkiye›de darbe girişimi için kullandığı Zarrab dosyasının neredeyse birebir aynısı, ABD'de de açıldı. İddialar ve gelişmeler bire bir aynı. ABD'nin kendi kendine koyduğu İran ambargosunu delmekle suçladığı işadamı Reza Zarrab ve buna aracılık ettiğini öne sürdüğü Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Hakan Atilla'yı tutukladı.
FETÖ ŞERİFİ BHARARA
FETÖ'cü savcıların uydurma belgelerine dayanan Amerikalı savcılar, yine kumpas belgeleriyle eski Halkbank Genel Müdürü Süleyman Aslan, Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Levent Balkan, Zarrab'ın kuryesi olduğu iddia edilen Abdullah Happani ve eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan hakkında tutuklama çıkardı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, yakın korumalarına yönelik ABD'de çıkarılan yakalama kararı, Cumhurbaşkanlığı koruma müdürlüğüne silah satışının ABD Senatosu'nca yasaklanması ve son tutuklama kararlarını "Çok pis kokular geliyor. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne yönelik bir adım olarak değerlendiriyorum" diye yorumladı. Neocon'ların son darbe girişiminin kodlarını deşifre eden Ankara, Erdoğan'ın bu çıkışıyla oynanan oyunun farkında olduğunu Washington'a iletti. Türkiye'yi hedef alan kararlara imza atan savcı ve hakimlerin, FETÖ'ye destek veren eski ABD Başkanı Barack Obama döneminde atanan ve teröristbaşı Gülen ve ABD derin devletiyle bağlantıları ortaya çıkan isimler olması dikkat çekti. Zarrab dosyasını açan savcı Bharara'nın, FETÖ'den 'himmet' alan senatör Schumer'e danışmanlık yaptığı ortaya çıktı.
BHARARA GİTTİ KİM GELDİ
Bharara'ın, ayrıca Gezi Kalkışması sırasında Türkiye'deki kamu sitelerine yönelik siber saldırıları FBI adına yönettiği de gözler önüne serildi. STAR'ın 26 Mart'ta 'Himmeti aldı, FETÖ şerifi oldu' manşetiyle duyurduğu savcı Bharara-FETÖ ilişkisinde, ABD'li savcının FETÖ'nün yıllık 2.5 milyon dolar ödediği hukuk bürosunun avukatlarından senatör Schumer'in bir numaralı adamı olduğu deşifre edildi.
FETÖ ve ABD derin devletiyle olan ilişkileri ortaya saçılan savcı Bharara, Türkiye'nin de tepkilerinin ardından yeni ABD Başkan Donald Trump tarafından görevden alındı. Ancak kendisi de 'derin ABD' tarafından başkanlığı elinden alınmaya çalışılan Trump, FETÖ şerifi Bharara'yı görevden aldı ancak, yerine Bharara'nın yardımcısı New York Güney Bölge Savcıvekili Joon H. Kim getirildi. Kim de FETÖ bağlantılı Bhrara'nın kumpasına kaldığı yerden devam ettirdi.
FETÖ'YÜ KORUMAYA DEVAM
Son olarak eski Bakan Çağlayan hakkındaki kararı aldırdı. ABD'deki Obama dönemi derin savcılarından Channing D. Phillips de Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın korumaları hakkında yakalama kararı çıkarmıştı. Savcı Phillips de FETÖ okullarındaki yolsuzluk dosyasını kapatan karara imza atmasıyla dikkat çekmişti. Türkiye aleyhtarı bu faaliyetleri yürüten karanlık 'üst akıl' iki ülke arasındaki uluslararası anlaşmalara rağmen teröristbaşı Fetullah Gülen ve teröristlerini iade etmeye yanaşmadı. Hain örgüte ise kol kanat germeye devam etti.
15 Temmuz darbesi de Neoconlar'ın işi
ABD yargısının aldığı son kararları ve Türkiye'deki yansımalarını değerlendiren hukukçu Cüneyt Toraman, 17-25 Aralık 2013 yargı darbesi ve 15 Temmuz darbe cuntasının FETÖ'cü firarilerine ABD'nin sahip çıktığına, ardından onların başaramadığı kumpasların bugün ABD yargısı tarafından denendiğini söyledi. FETÖ'yle irtibatlı çıkan ABD'liler hakkında Türk savcılarını göreve davet eden Toraman, şunları söyledi: "ABD yargısının Zarrab dosyası ve içindeki iddialar, birebir FETÖ'nün Türkiye›de denediği 17-25 Aralık darbesi girişimiyle aynı. Neredeyse kopyası ve hukukla ilgisi olmayan siyasi bir dosya. Cumhurbaşkanı Erdoğan›ın gündeme getirdiği ‹Pis koku› da, ABD derin devletini oluşturan Neoconlar, onların yargıdaki bu uzantıları ve terör örgütü FETÖ olduğu görüldü. Ortaya çıktı ki bu darbe girişimlerini FETÖ değil, ABD derin güçleri yaptı. Şimdi onların beceremediğini ABD yargısı tamamlamaya çalışıyor. Ama tüm Türkiye çok dikkatli olmalı, burada Zarrab dosyası üzerinden Cumhurbaşkanı Erdoğan ile hükümetin düşürülmesi ve aslında Türkiye'nin başta Suriye ve Irak'ta attığı milli adımlar engellenmek isteniyor. PKK/PYD'ye verilen silahlar ile FETÖ'ye sağlanan koruma ve hükümeti hedef alan bu yargı kararlarını birbirinden bağımsız okumak mümkün mü? Bu davalardan bir şey çıkmaz, zaten amaç Türkiye'ye baskı oluşturulması. Türk savcılarına suç duyurusunda bulunuyorum. ABD'nin bu yargı darbesine karıştığı belirlenen ABD'li subay, büyükelçilik yetkilisi, senatör hatta seçim kampanyasını onlardan aldığı bağışlarla yürüttüğü belirlenen eski ABD Dışişleri Bakanı ve başkan adayı Clinton hakkında soruşturma açılmalı."
DARBENİN MEDYA AYAĞI
ABD'li savcı Kim'in Türkiye'yi hedef alan kampanyasının medya ayağını 17-25 Aralık'ta olduğu gibi yine Hürriyet'in üstlenmesi dikkat çekti. Cumhuriyet Sözcü ve Hürriyet gazeteleri 'Şok karar tutuklama' manşetiyle sözde ABD'li savcı Kim'in dosyaya koyduğu ve Zarrab'ın eski bakan Çağlayan'a rüşvet verdiğine yönelik sözde banka EFT'si dekontunu yayımlayarak 'algı operasyonu'na destek verdi. Ancak, Türkiye'den bugüne kadar hiç bir belge talep etmeyen ABD'li savcı Kim'in, sözde hesap hareketi belgesine sahip olamayacağı ve belgenin düzmece olduğu yönündeki kuşkulara hiç yer vermemesi de dikkat çekti.
SİYASİ AYAĞI
Türkiye'yi hedef alan kumpasın Türkiye'deki siyaset ayağını ise yine CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu oluşturdu. ABD'li savcı Kim'e destek veren Kılıçdaroğlu, ABD'li savcının direkt diyemediğini Zarrab-hükümet ilişkisini kurmaya çalışmayı da ihmal etmedi. Kılıçdaroğlu, FETÖ'nün sahte belge ve montaj ses kayıtlarında geçen rakamları ve detayları tekrarlayarak, şu iftirilara sığındı: "Zafer Çağlayan Amerika'ya gitse yargılanacakmış. Bize karşı pis kokular geliyor diyor. Biz Türkiye'de burnumuzu tutuyorduk ya defalarca söyledik 'yapmayın' dedik. Türkiye Cumhuriyeti'nde bakanlık yapmış birinin başka bir ülkede yolsuzluk nedeniyle yargılanması utanç vericidir."
Star