Erzurum Güncel - TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu'nun CHP, MHP ve BDP'li milletvekilleri, komisyonun Suriye'ye giderek incelemelerde bulunmasını talep etti. Talebe karşı çıkan Komisyon Başkanı Ayhan Sefer Üstün, Orada hiç kimse can güvenliğimizi garanti edemez. Milletvekillerimizin başına bir hal gelse, bu savaş sebebi olur dedi. Muhalefet Partisi milletvekillerinin Suriye'de inceleme yapmak üzere alt komisyon kurulmasını talep ettikleri yazıda, şöyle denildi: Komşu, dost, kardeş ülke Suriye'de bir yılı aşkın süredir devam eden olayların, sivil halk açısından yarattığı sorun ve sıkıntıları insan hakları boyutuyla yerinde inceleyip tespit etmek ve bu sorunun çözümüne katkı sunmak; Türkiye'ye sığınan 17 bin sığınmacının ülkelerine güvenli bir şekilde dönmelerine yardımcı olacak koşulları araştırmak amacıyla, Suriye'de inceleme yapmak üzere alt komisyon oluşturulmasını talep ederiz. Taleple ilgili olarak AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Komisyon Başkanı Ayhan Sefer Üstün, komisyonun esas olarak Suriye'den Türkiye'ye gelen mültecilerin durumu ile ilgilendiğini söyledi. Mülteciler alt komisyonunun Hatay'a giderek, orada BM yetkilileri ve sığınmacılarla görüştüğünü belirten Üstün, BM yetkilileri ve sığınmacılar, oradaki kampın dünyada örnek gösterilecek bir kamp olduğunu söylediler. Mülteciler, her türlü ihtiyaçlarının karşılandığını, çocuk oyun parkı ve okul bile olduğunu belirterek, Türkiye'ye minnettar olduklarını söylediler dedi. Üstün, alt komisyonun yaptığı incelemeyle ilgili raporun kabul edildiğini anımsatarak, raporun görüşüldüğü toplantıda, bazı muhalefet partisi milletvekillerinin kendi vatandaşımıza sunmadığımız konforu onlara mı sunuyoruz? gibi sitemkar sözler söylediğini ifade etti. KURŞUNUN NEREDEN GELDİĞİNİ BİLEMEDİĞİNİZ...Muhalefet partisi milletvekillerinin Suriye'ye gidilmesi önerisinde bulunduğunu anımsatan Üstün, şöyle konuştu: Suriye'de durum artık İnsan Hakları Komisyonu'nun inceleme aşamasını geçmiş durumda. Etkinlik alanımızı da iyi bilmemiz lazım. Bu sorun artık devletler, hükümetler arasında ve BM boyutunda ele alınan sorun haline geldi ve bizim yetki alanımızı aştı; uluslararası boyuta taşındı. İşin içine BM, Güvenlik Konseyi girdi. Biz oraya gidersek havanda su döven durumuna düşebiliriz. Birinci çekincem budur. İkinci çekincem ise orada hiç kimse bizim can güvenliğimizi garanti edemez. Hatta garanti edemedikleri gibi zaten karışık bir ortam var. Bu ortamda bazen krizin boyutunun büyümesi için kurşunun nereden geldiğini bilemediğiniz olaylar olabilir. Dolayısıyla bizim can güvenliğimizin temin edilemediği bir alanda milletvekillerimizin oraya gönderilmesi uygun düşmez. Çünkü, Allah muhafaza, milletvekillerimizin başına bir hal gelse, bu savaş sebebi olur. Bir yerde yangın var ve biz de oraya gidersek yangının üzerine benzinle gitmiş oluruz ki bu hem bizim için hem de ülkemiz için risk olur. 'ORASI GÜLLÜK GÜLİSTANLIK DEĞİL Üstün, muhalefet partisi milletvekillerinin neden gitmek istediğinin sorulması üzerine, Onlar orasını güllük gülistanlık mı görüyorlar acaba? Biz de 'Görünen köy kılavuz istemez' denir. Mızrak çuvala sığmaz hale gelmiş, böyle bir durumda orası. Neyi göreceğiz orada, ben de merak ediyorum doğrusu. Daha iyi bir durum ya da kötü bir durum mu göreceğiz orada? Daha iyi bir durum görmeyeceğimiz belli zaten dedi. Ayhan Sefer Üstün, orada iç savaş olduğunu belirterek, komisyonun Suriye'ye giderek, iç savaşa müdahale edecek durumda olmadığını söyledi. MÜDAHALEYİ ÖNERMEK ŞIK BİR ŞEY DEĞİL AMA Sizin ne işiniz var burada? sorusunun sorulabileceğinin belirtilmesi üzerine Üstün, şunları kaydetti: Diyebilirler, demeseler bile; Kızılay'ı görmüş olmak, Ankara'yı görmüş olmak mıdır, Türkiye'yi görmüş olmak mıdır? Çok dar çerçevede bir yeri gezerseniz bu olmaz. Diyelim, Şam'da Başkanlık Sarayı'na, bakanlığa gittik görüştük, orada sorun olmadığını gördük ama sokağa baktığınızda ev namına bir şey görmüyorsunuz. Şimdi 'burada sorun yok mu diyeceğiz?' yani. Bosna'da Srebrenitsa Katliamı yaşandı. Yeni bir Balkan ağıtı yakmak istemiyorsak, anma törenleri düzenlemek istemiyorsak; Humus'a, Hama'ya uluslararası kuruluşlar müdahale etmeli, hatta bu müdahale Arap Ligi öncülüğünde olmalı. Çünkü Müslüman kardeşlerinin müdahale etmesi fazla zarar vermez. İnsan Hakları Komisyonu Başkanı olarak müdahaleyi önermek çok şık bir şey değil ama yaşam hakkının hergün ihlal edildiği bir ortamda, belki ihlallerin sona ermesi açısından bu gerekli hale gelmiştir. Üstün, Çatışmalar artar ve onlar müdahale etmezse bizim müdahale etmemiz gerekir mi? sorusuna, Bizim tek başımıza yapmamız uygun olmaz. Hem Türkiye'nin gelecek zamanlarda Suriye ile ilişkileri hem de kamuoyu açısından... Türkiye'de de kamuoyu buna taraftar gözükmüyor yanıtını verdi.