Gazete Güncel-Özellikle Amerika Birleşik Devletleri'ndeki üniversitelerde ve stratejik araştırmalar merkezlerinde dünyanın geleceğine ilişkin sürekli senaryolar yazılmakta ve öngörüler geliştirilmektedir.Türkiye 2023 vizyonuna doğru emin adımlarla ilerleye dursun, New York Üniversitesi Küresel İlişkiler Merkezi (CGA), Türkiye'yi 2020 yılında nasıl bir siyasi ve ekonomik gelecek beklediğini ele alan araştırma yaptı ve 3 ayrı siyasi senaryo çizdi.‘CGA Senaryoları Girişimi' olarak bilinen ve New York Carnegie Vakfı tarafından desteklenen projenin amacı; Amerikan dış politikasını, Amerikalı yetkililerin söz konusu ülke ile ilgili bakış açılarını geliştirmek suretiyle daha iyi hale getirebilmek olarak açıklandı.Araştırmaya katılan uzmanlar çeşitli akademik disiplinlerden ve farklı milletlerden seçildi. Araştırmanın başında bulunan NYU Küresel İlişkiler Merkezi Direktörü Prof. Michael Oppenheimer, şu ana kadar üzerinde çalıştıkları ülkeler arasında Türkiye'nin en zorlu konu olduğunu ve olası senaryolar üzerinde akademisyenler arasında görüş birliğine varılmasının uzun sürdüğünü söyledi.Araştırmada, Türkiye için 10 yıl sonrası için üç temel senaryo çizildi.Araştırma sonuçlarına bakarak, Türkiye hakkında 2 yıl önce çizilen öngörülerin şu an itibariyle ne ölçüde tutturulabildiğine ilişkin kendi değerlendirmelerinizle de bir kıyas yapabilirsiniz.İlk senaryo...Bu senaryolardan ilkinde, Türkiye'nin liberal olmayan İslamcı ülke haline geleceği olasılığı üzerinde duruluyor. Bu senaryoya göre Türkiye'de siyasete AK Parti hakim olacak, sivil özgürlükler ve basın özgürlüğü göz ardı edilecek. AK Parti'nin gizli gündemi su yüzüne çıkacak ve AB üyelik ihtimalinin iç politikaya etkisi olmayacak. Türkiye'de siyaseti iç dinamikler belirleyecek.İkinci Senaryo...İkinci senaryo ise liberal olmayan bir laiklik anlayışı üzerine kurulu.Bu senaryoda da siyasi irade büyük ölçüde radikal laiklik yanlıları, asker ve elit kesimin hakimiyetinde. Bu senaryoda Türkiye'de 2020 yılında Hükümet CHP ve MHP koalisyonundan oluşuyor.AK Parti büyük ölçüde siyaset sahnesinden soyutlanıyor ve Türkiye'de aşırı milliyetçi duygular yükselişe geçiyor. Laik senaryoya göre de AB üyeliği ihtimali iç politikada olumlu bir rol oynamıyor.Üçüncü senaryo...New York Üniversitesi Küresel İlişkiler Merkezi (CGA) tarafından üretilen son senaryoda ise, Türkiye'yi çoğulcu bir demokrasinin beklediği üzerine kurulu.Bu senaryoya göre Türk demokrasisi güçleniyor, partiler arası üst düzey bir rekabet görülüyor. CHP kendini yeniliyor. Sivil toplum aktif ve AB üyeliği ihtimali az da olsa olumlu bir dış etken olarak belirtiliyor.Araştırmanın başında bulunan Prof. Oppenheimer, 2020 yılına gelinğindiğinde Türkiye'nin AB üyeliğinin hala gerçekleşmeyeceği, dolayısıyla Avrupa Birliği'nin Türk iç politikasında etkili bir rol oynamayacağını savunuyor.Daha ilginç olan ise, Prof. Oppenheimer'a göre, Türkiye'nin bölgesinde etkili, ekonomisi güçlü bir ülke olarak, AB üyeliğine harcadığı çabanın elde edilecek sonuca değmeyeceği...Üç senaryoyu özetleyecek olursak...Ne dersiniz?Türkiye 2020 yılına, AK Partili mi girecek, laiklik hassasiyetleri ön plana çıkmış CHP - MHP koalisyonuyla mı girecek?Ya da demokrasisi güçlenmiş ve partiler arası rekabetin üst seviyeye çıktığı ve CHP'nin de kendini yenilediği bir ortamda mı girecek?Ya da, bu senaryolara sizin eklemek istediğiniz noktalar var mı?2023'e girerken Türkiye'de iç siyasetin tablosu ve ülkemizin dünyadaki konumu nasıl olacak?Buyurun, söz sizin...