Milyonlarca Müslüman, hac görevlerini yerine getirmek için şu günlerde kutsal topraklarda bulunuyor. SABAH, "dünyanın bütün renklerini" buluşturan hac ibadeti sırasındaki ilginç olayları, Türk hacıların yaşadıklarını, haber ve izlenimlerle aktarmak üzere Suudi Arabistan'ın Mekke kentinde... Müslümanlığın kutsal mekânı Kâbe'de Türk hacı adaylarıyla bir araya geldik. Bebeğiyle hacca gelen çiftle, eşlerini evde bırakıp buraya koşan kadınlara ve A gribine gülüp geçen hacı adaylarıyla konuştuk... DÜNYANIN TÜM RENKLERİ Akşam saatlerinde Kâbe'yi tavaf etmek için otelden yola çıktığımızda tamamen kişisel amaçlar taşıyorduk. Rehberimiz Fikri Bey liderliğinde tavaf yapacaktık. Ekip arkadaşlarımın "Fotoğraf makinası alma el koyarlar ve zaten çektirmezler de. Bu konuda çok katılar' uyarılarına rağmen dayanamayıp iki parça halindeki makinemi çantamın en altlarına sıkıştırdım. Kâbe girişinde de beklenen oldu ve sıkı bir aramadan geçtim. Ancak kara çarşaflı güvenlik görevlisi kıyafetimdeki işlemelerle ilgilendiğinden çantamda fotoğraf makinemle Kâbe'nin tam ortasında buldum kendimi. 'Dünyanın tüm renkleri' Allah'ın evini ziyarete gelmişti. Bir köşede kıvrılıp yatanlar, zemzem suyu için sıraya girenler, gözyaşları içinde Kâbe'yi tavaf edenler ve el sürenler... Kâbenin dört bir tarafına yerleştirilmiş kameralara ve güvenlik görevlilerine yakalanmamaya çalışarak, hem hacca gelen vatandaşlarımızla röportaj yaptım hem de en güzel kareleri fotoğraflamaya çalıştım. EN KÜÇÜK HACI ELİF... 1.5 saat süren bir çalışmanın ardından, pembeler giydirdiği minik bebeği Elif Eylül'ü emziren Mahide Hanım'a rastladım. Kalkmak üzerelerdi, yine de beni kırmayıp bir süre daha oturdu Mahide Küçük ve eşi Ömer Küçük. Erzurum'dan geliyorlar. "Korkmadınız mı minik bebeği getirirken?" diye sordum. "Yoo," dedi ve devam etti: "Neden korkalım ki? Kaç şenedir bekliyorduk kurada çıkmayı. Kısmet böyleymiş, anne sütü emen bir çocuğu da bırakamazdık." Bekir ve Zeynep Özaydın çifti Ankara'dan gelmiş. Kâbe'de dinlenirken konuştuğumuz Özaydın çifti, tavafı tamamlayıp ailesini arayanlardan. Bekir Özaydın anlatıyor: "Bütün milletlere dikkat ettim, Türk hacılar onlara göre çok yaşlı. Manevi iklimde A gribi gibi şeylerin olacağını tahmin etmiyorum. Burada Allah'ın huzurundayız. Onlarca maske aldık ama hiç kullanmadık. Türkiye'de fazla abartıldı gibi geliyor bize."