Erzurum Güncel- İngiltere'nin AB'den ayrılma görüşmelerine başladığı, Türkiye'nin ise üyelik müzakerelerinin tıkandığı bir dönemde, Brüksel'de bazı kesimler, iki ülke için "benzer bir formül" geliştirebileceğini savunuyor. Ancak Türkiye'nin üye olmak, İngiltere'nin ise ayrılmak istemesinden dolayı bu tarz ara formülleri gerçekçi bulmayanlar da var.
İngiltere'nin AB üyeliğinden ayrılmasıyla (Brexit) ilgili müzakerelerin açılışıyla başlayan hafta, AB liderler zirvesiyle kapandı.
Brüksel'de haftanın gündemini, Brexit ile liderler zirvesinde ele alınan özellikle göç ve güvenlik konusundaki yeni kararlar oluşturdu.
Ancak, Brüksel'de resmi gündemlerde çok görünmese de, gayrıresmi gündemin en üst sıralarında, Türkiye'de demokrasi ve insan haklarının durumuna yönelik kaygıların artmasının ardından ilişkilerin geleceği yer aldı.
Bununla bağlantılı olarak da Brexit sonrası İngiltere için, Türkiye'nin Gümrük Birliği'ne benzer bir ilişki türünün gündeme gelip gelmeyeceği ya da İngiltere için bulunacak formülün Türkiye'ye uyarlanıp uyarlanamayacağına yönelik tartışmalar başladı.
İngiltere, AB'den ayrılmasının ardından bir serbest ticaret anlaşması yapmak istiyor. Ancak AB, bu anlaşmanın, İngiltere'nin Birlik'in rekabet normlarına uymadan Ortak Pazar'a erişiminin yolunu açarak haksız rekabete neden olmasından endişe ediyor. Bu nedenle de AB'ye üye olmadan, Ortak Pazar'a üye olan Norveç formülünün Brüksel'de pek destekçisi bulunmuyor.
Bu da gözleri durumu daha farklı olan Türkiye'ye çeviriyor. AB'ye üye olmadan Gümrük Birliği'ne üye olan Türkiye'ninkine benzer bir formülün İngiltere'ye uyarlanıp uyarlanamayacağı sorusu Brüksel'de yüksek sesle soruluyor.
'TÜRKİYE AB İLİŞKİLERİ İÇİN YARATICI DÜŞÜNME ZAMANI'
Türkiye'nin durumunun İngiltere'ye uyarlanabilirliği ya da Brexit sonunda İngiltere ile AB arasında oluşturulacak yeni ilişki türünün Türkiye için geçerliliği konuları, düzenlenen çeşitli etkinliklerde tartışılırken, Brüksel'de hafta boyunca görüştüğümüz yetkililere de bu ihtimali sorduk.
Bu etkinliklerden birisi hafta içinde Carnegie Europe'ta düzenlendi. Carnegie Vakfı Türkiye uzmanı eski diplomat Sinan Ülgen, AB'nin eski Türkiye Temsilcisi Mark Pierini ve Financial Times (FT) gazetesinin Brüksel Büro Şefi Alex Barker'ın katıldığı 'Brexit Görüşmeleri: İngiltere-Türkiye ortaklığı ihtimali' başlıklı panelde bu konu ele alındı.
Türkiye'nin AB üyeliği öngörülebilir bir gelecekte üyelik hedefi gerçekçi durmuyor. Alternatif bir söylemin yaratılması gerekiyor.
Panelde Ülgen tarafından hazırlanan aynı başlıklı rapor üzerinde tartışmalar yapıldı. Ülgen, raporunda Türkiye ile AB ilişkilerinin tamamen çökmesinin engellenmesi için artık 'biraz yaratıcı bir şekilde düşünmek' gerektiğini öne sürdü.
Ülgen, hem İngiltere hem de Türkiye'nin Avrupa ile ilişkilerini yeniden kurması gerektiğini belirterek, ticaret ve güvenlik politikalarının AB ilişkilerinin geleceğinde öne çıkan iki konu olduğunu savundu.
Ülgen, "Türkiye ile AB ilişkileri şu anda bozuk bir durumda ve en azından öngörülebilir bir gelecekte üyelik hedefi gerçekçi durmuyor. Alternatif bir söylemin yaratılması gerekiyor. İngiltere'nin durumu ise daha farklı ancak belli noktalarda çakışıyor. İngiltere de alternatif bir ilişki türü arayışında" dedi.
TÜRK UZMANDAN 'ÜÇLÜ GÜMRÜK BİRLİĞİ' ÖNERİSİ
Eski diplomata göre, bir yanda Türkiye ile AB arasında başlaması beklenen Gümrük Birliği ile diğer yanda devam eden Brexit müzakerelerinin paralel süreçler olmasının avantajı kullanılabilir.
Türkiye ile AB, 1996 yılında imzalanan Gümrük Birliği anlaşmasının bugünün koşullarına uygun bir şekilde güncellenmesi için görüşmelere başlanması konusunda mutabakata varmıştı. Avrupa Komisyonu, Konsey'den görüşmeler için yetki talebinde bulundu.
Ancak bazı üyelerin Gümrük Birliği sürecine demokrasi ve temel haklarla ilgili kriter getirilmesi ve Kıbrıs'ın tanınmaması sorunuyla ilgili önlem alınması yönündeki taleplerinden dolayı Konsey'den henüz yetkilendirme üzerine uzlaşma sağlanamadı. Konsey'in yetki vermesi halinde görüşmelerin yıl sonunda ya da 2018 başında başlaması öngörülüyor.
Brexit görüşmeleri ise geçen hafta Pazartesi Brüksel'de başladı. Görüşmelerin AB'nin istediği gibi 'sıralı' bir şekilde yapılması ve ilk etapta vatandaş hakları, sınır durumu ve ayrılığın mali faturasını kapsayan geri çekilme, ardından ilişkilerin geleceği ve son olarak da geçiş döneminin ele alınması planlanıyor. Anlaşma olsun olmasın, 29 Mart 2019'da İngiltere AB üyeliğinden çıkmış olacak.
Brexit görüşmelerine dahil bir AB diplomatı da, ilişkilerin geleceğinin ele alınacağı ikinci aşamada, Gümrük Birliği modelinin de gündeme gelebileceğini söyledi.
BBC Türkçe'nin sorularını yanıtlayan AB diplomatı, burada esas olarak Türkiye ile Gümrük Birliği güncelleme görüşmelerinin gidişatının belirleyici olacağını belirtti.
AB DİPLOMATI: ÖNCE GÜNCELLENMİŞ GÜMRÜK BİRLİĞİ'Nİ GÖRMEK GEREK
AB Diplomatı, "İngiltere serbest ticaret anlaşması yapmak istiyor. Ancak Ortak Pazar'a üye olmadan erişimle doğabilecek rekabetle ilgili kaygılardan dolayı, Türkiye ile yapılmış olan Gümrük Birliği'nin bir çeşidinin uyarlanması gündeme gelebilir. Tabi, bu Gümrük Birliği de günün koşullarını karşılamıyor. Nasıl güncellendiğini görmek gerek. Aynısının uyarlanması zor ama bir model olarak önümüzdeki aylarda gündeme gelebilir" dedi.
Türkiye ile AB arasındaki Gümrük Birliği şu anda sanayi ürünleri ve işlenmiş tarım ürünlerini kapsıyor. Türkiye, kapsamının zaman içerisinde yavaş yavaş hizmetlerin serbest dolaşımı ve tarım ürünleri gibi farklı alanlara da genişletilmesini istiyor.
FT'den Barker ise üçlü bir mekanizma kurulması ve Gümrük Birliği formülünün İngiltere'ye uyarlanması ihtimalinin zor olduğunu düşünenler arasında yer alıyor.
Carnegie Europe'taki etkinlikte konuşan Barker, "Burada üç mesele var: İlki Türkiye ile bu konuda işbirliği yapmakta İngiltere'nin nasıl bir çıkarı olabilir? İkincisi Türkiye'nin Gümrük Birliği zaten şu haliyle eksi ve bugünün koşullarını karşılamıyor. Üçüncü ve son olarak da AB her iki ülke için de farklı yaklaşımlar benimseme niyetinde" diye konuştu.
TÜRK VE AB TARAFI DA BU FORMÜLE TEMKİNLİ
Gümrük Birliği formülünün geleceğiyle ilgili Türkiye ile AB arasında başlaması beklenen görüşmelerin sonucu takip edilirken, Brexit görüşmelerinde ilişkilerin geleceğine dair formülün Türkiye'ye uyarlanma ihtimali ise en azından şu aşamada daha az kabul gören bir seçenek olarak beliriyor.
Bunun temel nedeni de katılım müzakerelerinde yaşanan sıkıntılara rağmen, ne Türkiye'nin ne de AB'nin üyelik dışı bir alternatifi gündeme getirmek istemesi.
Avrupa Parlamentosu Türkiye Raportörü Kati Piri, Brexit ile Türkiye üyelik sürecinin birbirini doğrudan etkilemeyeceğini savundu.
Piri, "Brexit sürecinin henüz başındayız. AB'nin bu süreçle ilgili birçok fikri, düşüncesi var, ancak İngiliz tarafının stratejisini göremedik. Avrupa bugüne kadar kendini değişen koşullara uyarlamayı başardı ve gelecekte de bunu yapmayı sürdüreceğini umuyorum.
Piri ayrıca, Türkiye'nin katılım müzakereleri yürüten bir aday ülke olduğunun, İngiltere'nin ise AB'nin ilk eski üyesi olmaya hazırlandığının altını çizdi.
Türkiye'nin AB Daimi Temsilcisi Büyükelçi Faruk Kaymakcı da İngiltere'nin ayrılmasıyla birlikte Türkiye'nin hem güçlü bir destekçisini kaybedeceğini hem de ikili ticaret konusunda yeni adım atması gerekeceğini söyledi.
Kaymakcı, "Britanya halkının kararına hepimiz saygı duymak zorundayız. Son dönemde popülizmin çok ön plana çıktığını görüyoruz, duygusal demokrasi olarak tanımlayacağımız bir dönemden geçiyoruz. Britanya gibi AB bütünleşmesine katkıda bulunan bir ülkenin ayrılacak olması bir kayıp" diye konuştu.