Ne garip bir tesadüf…
Enver, Talat ve Cemal…
Üçlü bir çeteydi.
Şüphesiz ki vatanperverlerdi ve de milliyetçilerdi!
Batı’nın dayatması ile…
Abdülhamit’i “hal” edip Selanik’e sürgün ettiler.
Zannettiler ki Ali Osman’ı yeniden ihya edeceğiz ve Batılıların ifadesiyle “Hasta Adamı” ayağa kaldıracağız.
Tabii ki fena halde yanıldılar.
Enver’in, Kafkas macerası hüsranla nihayet buldu.
Cemal ise, Tiflis’te Ermeni kurşunuyla can verdi.
(Mezarı da Erzurum’da Narmanlı Cami’nin haziresindedir. Torunu da bir zamanların ünlü gazetecisi Hasan Cemal’dir.)
Ne Enver, ne Talat ne de Cemal asla hain değillerdi.
Hele hele de Enver Paşa…
Sadece çıkmaz bir yolun umutsuz yolcularıydı.
Medya son dakika haberi olarak geçip duruyor:
“Yunanistan’da Abdülhamit Han tedirginliği.”
Sizce de bu tepki normal değil mi?
Yüz küsur yıl önce padişahlıktan indirilip Selanik’e gönderilen Abdülhamit’ten korkanlar şimdi o zatın adını taşıyan gemiye nasıl hürmet etsinler?
Enver Paşa ve çetesi, Abdülhamit Han’ı tahtan indirip Selanik’e sürgüne göndermekle, Türk tarihine ne kattı bilemem ama Yunanlıları çok korkuttukları ortada!
Baksanıza geminin adından bile ödleri kopuyor.
Alman prens Bismark, Abdülhamit için hakikaten abartılı iltifatlarda bulunur.
Haydi biz onları bir kenara bırakalım.
Buna rağmen geriye yine koskocaman bir deha kalıyor.
Siz Yunan olsanız bu isimden korkmaz mısınız, tut ki o isim bir gemi bile olsa…
Enver de, Cemal da Talat da…
Üçü de romantik maceraperesttiler…
Lakin üçü de dibine kadar vatanperverdiler…
Müslümandılar…
Türktüler…
Enver Paşa’nın, Kafkasya’da “Yeşil Ordu” ile yakmak istediği o meşale, bugün Tayyip Erdoğan eliyle Ege’de yani Demirel’in ifadesiyle “… aslında Ege, bir göl de değildir” ifadesinde vücut bulduğu yerde, yeniden harlanmak isteniyor.
Yoksa niye Yunanlılar bir gemiden bu kadar rahatsız olsunlar ki…
Bazıları hala zannediyor ki Abdülhamit, Selanik’te sürgün bir padişahın adıdır.
Yunanlılar korkmakta haklı; çünkü Abdülhamit Han Gemisi, aynı zamanda bir mesajın şifresidir.