A'dan Z'ye 28 Şubat

Milli Güvenlik Kurulu’nun (MGK) 28 Şubat 1997’deki toplantısında alınan kararların üzerinden 14 yıl geçti. MGK tarihinin en uzun toplantısında alınan kararlar, yeni bir siyasi dönemin kapısını açtı.

Erzurum Güncel-Anadolu Ajansı arşivinden derlenen bilgilere göre, bazı çevrelerce"postmodern darbe" olarak nitelenen ve yoğun tartışmalara neden olan 28 Şubatagiden süreçte Türkiye, tarihinin en sıcak yıllarından birini 1997’de yaşadı.Necmettin Erbakan’ın başbakanlığında 28 Haziran 1996’da RP-DYP koalisyonuşeklinde kurulan 54. Hükümette, DYP Genel Başkanı Tansu Çiller BaşbakanYardımcısı ve Dışişleri Bakanı olarak görev aldı.Hükümet yetkililerinin 1996 sonbaharından itibaren yaptığı bazı konuşmalar nedeniyle Türkiye 1997’ye rejim tartışmalarının gerginliğiyle başladı.3 Kasım 1996’da meydana gelen trafik kazasının ardından patlayan "Susurluk" skandalıyla çalkalanan ülkede, Aczmendiler’in eylemleri de gündeme geldi.Ramazan nedeniyle resmi dairelerdeki mesai saatlerinde mahalline göre yapılan düzenlemeler ve çalışanların iftar saatine yetişebilmeleri için bazıillerde öğle tatilinin kısa tutulması, bazılarında öğle tatili uygulanmaması tartışmalara yol açarken; dönemin Başbakanı Erbakan, tarikat tartışmalarınınyoğunlaştığı bir sırada Başbakanlık konutunda bazı tarikat ve cemaat liderine iftar yemeği verdi.Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, RP Kayseri il örgütünün Siyasi Partiler Yasası’na aykırı olarak üniforma niteliğinde tek tip kıyafet giydirdiği görevlilerle ilgili olarak bu partiye 30 Ocak 1997’de uyarıda bulundu.Başsavcılık, RP Kayseri İl Yönetim Kurulunun 30 gün içinde görevden el çektirilmesini istedi. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı fesih işlemininyapılmaması halinde RP hakkında kapatma istemiyle dava açılacağını bildirdi.-KUDÜS GECESİ-Sincan’ın RP’li Belediye Başkanı Bekir Yıldız’ın 31 Ocak 1997’de düzenlediği "Kudüs Gecesi"ne İran’ın Ankara Büyükelçisi Muhammed Rıza Bagheride katılarak bir konuşma yaptı. Gecede, "intifada" hareketini canlandıran bir oyun sergilendi ve gösterinin yapıldığı çadıra Hizbullah ve Hamas örgütlerinin liderlerinin posterleri asıldı.Başbakan Erbakan, 1 Şubat 1997’de kamuoyundan gelen tepkiler ve DYP’deki bazı bakanların "imza koymayız" direnişine karşın üniversitelerde başörtüsünüserbest bırakan kararnameyi Bakanlar Kurulu’nda imzaya açtı. Bu arada, Susurluk’taki trafik kazasıyla ortaya çıkan karanlık ilişkileri protesto etmekamacıyla düzenlenen "Sürekli Aydınlık İçin 1 Dakika Karanlık" eylemi başladı.Öte yandan Sincan’da düzenlenen "Kudüs Gecesi"ne tepkiler yağmaya başladı. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı ve DGM Başsavcılığı Kudüs Gecesi ve geceyi düzenleyen RP’li Belediye Başkanı Bekir Yıldız hakkında 2 Şubat 1997’de ayrı ayrı soruşturma açtı.Sincan’daki açıklamasıyla tepkilere neden olan İran Büyükelçisi, 3 Şubat 1997’de Dışişleri Bakanlığına çağrılarak protesto edildi.Sincan’da Kudüs gecesiyle ilgili haber yapmak üzere bulunan Star muhabiri Işın Gürel, Recep Gülmez adlı bir kişi tarafından dövüldü. Recep Gülmez daha sonra iki günlük bir takipten sonra tutuklanarak Ankara Merkez Kapalı Cezaevi’nekonuldu.-SİNCAN’DAN GEÇEN TANKLAR...-Birçok çevrede bir askerlerin "uyarısı" olarak algılanan ve kamuoyunun belleğinde 28 Şubatı "sembolize" eden "Sincan’dan tankların geçmesi" hemen buolayın ardından geldi. Sincan’da 4 Şubat 1997’de 15 tank ve 20 kariyer, ilçeden geçerek Yenikent’teki tatbikat alanına gitti. Sabahın erken saatinde tanklarıgören Sincanlılar, "darbe" olduğunu sanarak şaşkınlık yaşadı.Dönemin İçişleri Bakanı Meral Akşener, Sincan’dan tankların geçtiği gün Sincan Belediye Başkanı Bekir Yıldız’ı görevden uzaklaştırdı. Ertesi gün BekirYıldız Ankara DGM’deki sorgusundan sonra Terörle Mücadele Şubesi tarafından gözaltına alındı. Yıldız DGM’deki iadesinden sonra 9 kişiyle birlikte yasa dışısilahlı çeteye yardım ve halkı kin ve düşmanlığa tahrik iddiasıyla tutuklandı.Dönemin Cumhurbaşkanı Demirel, "Dini siyasete alet etmek isteyenler hem suç, hem günah işliyor" açıklaması yaptı. Dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneralİsmail Hakkı Karadayı 9 Şubatta yayımladığı bayram mesajında, "Türk Silahlı Kuvvetleri laik ve demokratik Türkiye Cumhuriyeti’nin bölünmez bütünlüğü uğrundaher türlü görevi yapacak azim ve kararlılığa sahiptir" dedi.Başbakan Erbakan "Sürekli Aydınlık İçin 1 Dakika Karanlık" eşlemine katılanları eleştirerek, "Işık kapatan fesat" dedi. Dönemin Adalet Bakanı Şevket Kazan’ın eylem için "Elektrikleri söndürüp mum söndü oynuyorlar" dediğiiddiası Alevi vatandaşların tepkisine yol açtı. Adalet Bakanı Kazan ise "Mum söndürme Alevilerin ananesidir" dedi. Toplumun çeşitli kesimleri Kazan’ın istifasını istedi. Kazan, 14 Şubatta Sincan Belediye Başkanı Bekir Yıldız’ıcezaevinde ziyaret etti. Tepkilere neden olan ziyaret için Kazan "Ziyaret medeni bir yaklaşım" dedi.Sivil toplum örgütlerinin kadın temsilcileri tarafından Ankara’da mitingdüzenlendi.-HÜKÜMETTE ÇATLAK...-DYP Genel Başkanı ve Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Tansu Çiller, 17 Şubat 1997’deki GİK toplantısında "RP’nin son çıkışlarından rahatsızolduğunu" söyleyerek, "Başbakan Erbakan’ı bu konuda ikaz edeceğim" dedi.Adalet Bakanı Kazan’a ilk tepki hükümet ortağı partiden Devlet Bakanı olan Işılay Saygın’dan geldi. Saygın Medeni Kanun’un Kabulünün 71. yıldönümünedeniyle Kazan’a yapılacak ziyareti iptal etti.Çiller, 19 Şubatta Başbakan Erbakan’dan habersiz BBP’ye hükümet ortaklığı önerdi.İran Büyükelçisi Bagheri, Kudüs Gecesi’ndeki konuşmaların ardından artan tepkiler nedeniyle ülkesine gitti.-"CUMHURBAŞKANI’NDAN BAŞBAKAN’A UYARI MEKTUBU"-Sincan’daki Kudüs Gecesi’nden 4 gün sonra İçişleri Bakanlığına bir yazı gönderen dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, "belediyelerdeki köktendincikadrolaşmanın derhal incelenmesini" istedi. Bu uyarı üzerine İçişleri Bakanı Meral Akşener valiliklere gönderdiği yazıda Cumhurbaşkanı’na bilgi verilmek üzerekonunun araştırılması talimatı verdi. 21 Şubat 1997’de Cumhurbaşkanı Demirel ilegörüşen Erbakan, "Türkiye’nin rejim meselesi yok" açıklaması yaptı. Aynı günbir başka açıklama da askeri kanattan geldi. Genelkurmay İkinci Başkanı OrgeneralÇevik Bir, Washington’da Türk-ABD Konseyi kapanış balosunda "Sincan’dademokrasiye balans ayarı yaptık" dedi.Adalet Bakanı Şevket Kazan, 24 Şubatta, RP yanlısı 15 derneğin temsilcilerini orduyu eleştirdikleri için makamından kovdu."Sıcak" günlerin ardından, 26 Şubatta Cumhurbaşkanı Demirel’in BaşbakanNecmettin Erbakan’a "rejim konusunda endişelerine dile getirene bir mektupgönderdiği" belirtildi. Ve iki gün sonra 28 Şubat 1997’de MGK, CumhurbaşkanıDemirel’in başkanlığında toplandı. MGK tarihindeki en uzun toplantılarından biriolan ve bundan sonraki siyasal ve sosyal gelişmeleri belirleyen bu tarihi"olağan" toplantı 8 saat 45 dakika sürdü.Çankaya Köşkü’nde saat 15.10’da başlayan toplantı saat 23.55’te sonaerdi. MGK toplantısına Başbakan Necmettin Erbakan, Genelkurmay Başkanı Orgeneralİsmail Hakkı Karadayı, Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Tansu Çiller,Milli Savunma Bakanı Turhan Tayan, İçişleri Bakanı Meral Akşener ile KaraKuvvetleri Komutanı Orgeneral Hikmet Köksal, Deniz Kuvvetleri Komutanı OramiralGüven Erkaya, Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Ahmet Çörekçi, Jandarma GenelKomutanı Orgeneral Teoman Koman ve MGK Genel Sekreteri Orgeneral İlhan Kılıçkatıldı. Toplantıda, MİT Müsteşarı Sönmez Köksal, Dışişleri Bakanlığı MüsteşarıOnur Öymen, Emniyet Genel Müdürü Alaaddin Yüksel, Olağanüstü Hal Bölge Valisi Necati Bilican ve Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Necdet Seçkinöz, Genelkurmay İstihbarat Başkanı Korgeneral Çetin Taner ile MGK Genel Sekreter BaşyardımcısıKorgeneral Necdet Timur da hazır bulundu. Toplantıya katılan Emniyet Genel MüdürüAlaaddin Yüksel ile Olağanüstü Hal Bölge Valisi Necati Bilican, saat 18.00 sıralarında MGK toplantısından ayrıldı.Toplantı sonrasında yayımlanan MGK bildirisinde "Cumhuriyet ve rejim aleyhtarı yıkıcı ve bölücü grupların, laik ve anti-laik ayrımı ile demokratik vesosyal hukuk devletini güçsüzleştirmeye yeltendiklerinin müşahade edildiği"belirtilerek, "Anayasa ve Cumhuriyet yasalarının uygulanmasından asla tavizverilmeyeceği" vurgulanıyordu. 4 maddelik bildirinin son maddesinde şöyle deniliyordu: "Toplantıda bilhassa Anayasa ile Atatürk milliyetçiliğine bağlıdemokratik, laik, sosyal hukuk devleti olarak belirlenen Türkiye CumhuriyetiDevleti’ne karşı çağdışı bir kisve altında zemin oluşturmaya yönelik rejimaleyhtarı faaliyetler de gözden geçirilmiş; Türkiye Cumhuriyeti’nin varlığını, Atatürk ilke ve inkılapları doğrultusunda, çağdaş medeniyet yolunda, demokratik sistem içerisinde ilerlemesini teminat altına alan Anayasa ve Cumhuriyet yasalarının uygulanmasından asla taviz verilmemesi gerektiği; Anayasa’nıntanımladığı Cumhuriyetin demokratik, laik ve sosyal hukuk devlet ilkelerininsağlıklı bir şekilde düzenlenmesine imkan sağlayacak güvenlik, huzur ve toplumsalbarışın önem ve öncelik taşıdığı; Cumhuriyet ve rejim aleyhtarı yıkıcı ve bölücügrupların laik ve anti-laik ayrımı ile demokratik ve sosyal hukuk devletinigüçsüzleştirmeye yeltendikleri; Türkiye’de laikliğin sadece rejimin değil aynızamanda demokrasinin ve toplumun huzurunun da teminatı ve bir yaşam tarzı olduğu;devletin yapısal özünü oluşturan sosyal hukuk devleti ve adalet ilkelerianlayışından vazgeçilemeyeceği, yasalarla belirlenmiş kuralların gözardı edilerekyapılan çağdışı uygulamaların da hukukun üstünlüğü ilkesiyle bağdaşmayacağı;Türkiye’nin 1997 yılı içinde AB’ye tam üye olacak ülkeler listesine girmeyiöncelikli bir hedef alarak sürdürdüğü, böyle bir dönemde resmi ve sivil kurum vekuruluşların bu sürece katkıda bulunmasının gerekli olduğu, bu sebeple,demokrasimiz hakkında kuşkulara yol açacak, Türkiye’nin yurtdışındaki imajını veitibarını zedeleyecek her türlü spekülasyona son vermek gerektiğini, TürkiyeCumhuriyeti’nin laik, demokratik insan haklarına saygılı, sosyal bir hukukdevleti olduğu yolundaki temel ilkelerinin Anayasamızın ve devletimizin teminatıaltında olduğu; rejimin, kendisine ve geleceğine yönelik tartışmaların, içindebulunduğumuz ortamda Türkiye’ye yarardan çok zarar verdiği; açıklanan bu esaslaraksine davranışların, toplumumuzda huzur ve güveni bozarak yeni gerginlikleri veyaptırımlara neden olacağı değerlendirilmiş, bu konularda alınacak ve alınmasıgereken tedbirlerin Bakanlar Kurulu’na bildirilmesine karar verilmiştir."ZORUNLU EĞİTİM 8 YILA ÇIKTIMilli Güvenlik Kurulu’nun tarihindeki en uzuntoplantılardan biri olan 28 Şubat 1997’de alınan kararlardan sonra siyasi vesosyal süreç yön değiştirdi. Zorunlu temel eğitimin 8 yıla çıkması ve daha birdizi kararın uygulanması MGK bildirisinin ardından gerçekleşti.MGK bildirisinin yayımlanmasının ardından 1 Mart 1997’de askerlerin MGKtoplantısına getirerek, hükümetten yapılmasını istediği 20 madde belli oldu.Temel eğitimin 8 yıla çıkması, imam hatip okullarının meslek okullarınadönüştürülmesi, irticai faaliyetlere karıştıkları için TSK’daki görevlerine sonverilen askerlerin belediyelerde istihdam edilmesinin önüne geçilmesi istendi.MGK bildirisini yorumlayan DYP Genel Başkanı, Başbakan Yardımcısı veDışişleri Bakanı Tansu Çiller, "İktidarın hiçbir icraatı laikliğe aykırıdeğildir" dedi. Dönemin Başbakanı Necmettin Erbakan da "Suni olarak meydanagetirilen gerginliği ortadan kaldırmak, ülkedeki tansiyonu düşürmek hepimizingörevidir" diye konuştu.Erbakan, hükümete bildirilmek üzere MGK’da alınan 20 maddelik kararlarlistesinde "bazı ifadelerin çok sert olduğunu" öne sürerek kararlarıimzalamadı. Genelkurmay Genel Sekreteri Tümgeneral Erol Özkasnak, "Ordu ile uyumiçindeyiz" diyen Erbakan’a, "Ordu Atatürk’e inananlarla uyum içindedir"yanıtını verdi. 3 Martta DYP’nin bazı önde gelen isimleri DYP’nin hükümettençekilmesini istedi. Çiller, Başbakanlık’ta biraraya geldiği Erbakan’ı "MGKkararlarını imzalaması" konusunda iknaya çalıştı.Erbakan bir basın toplantısı düzenleyerek yeni hükümet arayışlarına sertçıktı ve "Hükümet TBMM’de kurulur, MGK’da kurulmaz" diye konuştu. RP GenelBaşkan Yardımcısı Aydın Menderes Erbakan’a "Ya imzala, ya çekil" dedi.Türkiye’nin önde gelen bazı sivil toplum kuruluşları MGK kararlarına tamdestek verdiklerini açıkladı.Çiller, Erbakan’dan Temmuz 1997’de Başbakanlık görevini kendisinedevretmesini istedi. Bu isteği reddeden Erbakan 5 Mart 1997’de MGK kararlarınıimzaladı. Çiller, Başkanlık Divanı toplantısında MGK kararları ve uygulanmasıkonusunda TBMM’de genel görüşme açılması için Erbakan ile anlaştıklarını, genelgörüşme önergesini hafta başında Meclis’e sunacaklarını açıkladı. Ancak diğerpartilerin sert tepki göstermesi üzerine bu plan uygulanamadı.Genelkurmay Başkanı Orgeneral Karadayı, 5 Martta, Başbakan Erbakan’ıngörüşme istediğini nazik bir üslupla reddetti.Dönemin Cumhurbaşkanı Demirel, MGK’nın anayasal ve kendine özgü birkuruluş olduğunu belirterek MGK kararlarının uygulanmaması halinde devletinyürümeyeceğini, uygulamayanların sorumlu olacağını söyledi.-KARARLARI UYGULAMA KOMİTESİ KURULDU-Başbakan Erbakan MGK kararları için RP’li bakanlar Fehim Adak ve ŞevketKazan ile DYP’li Nevzat Ercan’dan oluşan bir "uygulama komitesi" kurdu.Dönemin DSP lideri Bülent Ecevit, 9 Martta RP’nin katılmayacağı veliderlerin bulunmayacağı hükümet oluşumu çağrısında bulundu. Bunun üzerine DSP’liHüsamettin Özkan partiler arasında mekik diplomasisi başlattı.MGK kararlarının uygulanmasıyla ilgili ilk çatlak, 8 yıllık kesintisizeğitimde çıktı. MGK 8 yıllık temel eğitimin kesintisiz olmasını isterken, RP,imam hatiplerin orta kısımlarının zorunlu eğitim kapsamında kalmasına yol açacak5 3 modelinde ısrarlı olduklarını bildirdi.Dönemin Milli Eğitim Bakanı Mehmet Sağlam, 10 Martta, 8 yıllık eğitimiçin müfredatın hazır olduğunu, Bakanlar Kurulu onaylarsa uygulamaya Eylüldebaşlanabileceğini bildirdi. Ertesi gün Çiller grup toplantısında RP’yi veErbakan’ı uyararak, MGK kararlarının Bakanlar Kurulunda ele alınacağını vurguladıve "Bunun teminatı DYP’dir" dedi.RP Grup Başkanvekili Oğuzhan Asiltürk MGK’nın, temel eğitimin 8 yılaçıkarılmasıyla ilgili kararını kabul etmeyeceklerini açıkladı. Başbakan ErbakanMGK kararları tartışmasına Bakanlar Kurulu toplantısında son noktayı koydu.Kararlar, kısa, orta ve uzun olmak üzere üç ayrı vadede uygulanacaktı. ToplantıdaMGK’nın önlem paketini okuyan Erbakan, "Bunların çoğu yürürlükteki yasalarınuygulatılmasıdır. Kimse tereddüt etmesin, bu kararların hepsi uygulanacaktır"dedi.Dönemin ANAP lideri Mesut Yılmaz, 16 Mart 1997’de DYP’ye "Rejim içinbirleşelim" çağrısında bulundu.RP içerisinde MGK kararlar paketine tepkiler sürerken Başbakan ErbakanRP’li bakanlara "MGK kararları aynen uygulanacak" talimatı verdi.Erbakan, 7 yıllık eğitimin uygulanamayacağı konusunda MGK’yı ikna içinbir rapor hazırladı ve buna ortağı DYP’den de destek geldi. 8 yıllık eğitimleilgili tartışmalara Cumhurbaşkanı Demirel nokta koydu; "MGK karar almış, hükümetuygulanacak demiş, bundan sonrası için diyeceğim birşey olmaz."MGK kararlarıyla ilgili ilk kez konuşan dönemin Genelkurmay BaşkanıOrgeneral İsmail Hakkı Karadayı, RP’nin ısrarlarına sert tepki gösterdi.Karadayı, MGK’nın anayasal bir kuruluş olduğunu belirterek, "Burada alınankararlar herkesin riayet etmesi gereken kararlardır" dedi.Milli Eğitim Bakanlığı, 8 yıllık eğitime bu yıl (1997) geçileceğiniaçıkladı.-"YOL AYRIMINA GELİNDİ"-DYP Genel Başkanı, Başbakan Yardımcısı Çiller, DYP grup toplantısında MGKkararlarına direnen ortağını uyardı. Çiller, "Hiç kimse bu kararları gayri ciddigöremez. Bunlar ciddidir" dedi. Bundan sonra DYP’de "hükümetten çekilelim"sesleri yükselmeye başladı. Dönemin Sağlık Bakanı Yıldırım Aktuna, "MGKkararlarına gayri ciddi bir ifadeyle yaklaşılırsa o zaman bizim uzlaşmamızfevkalade zorlaşır. Hükümet yol ayrımına gelmiştir" dedi. Sanayi ve TicaretBakanı Yalım Erez, "Bu hükümet, ülkedeki gerginliğe çözüm getiremez. Vakitgeçirmeden geniş tabanlı yeni bir hükümet kurulmalıdır" diye konuştu. DYP GenelBaşkan Yardımcısı Mehmet Gölhan, "Erbakan da bilir ki kararları uygulamazsahükümet edemez. Hükümette RP ile bir yol ayrımına geldik" açıklaması yaptı. BazıRP’li yöneticilerden ise 8 yıllık kesintisiz eğitime karşı açıklamalargeliyordu.TOBB, 31 Martta hükümetin derhal çekilmesini istedi. 31 Mart 1997’detoplanan MGK’da, Kurul’un askeri kanadı RP’nin MGK kararlarına yönelikeleştirilerinden duydukları rahatsızlığı dile getirdi.8 yıllık eğitimle ilgili tartışmalar ve yaşanan gerginlikler aylarcasürdü. 35 yıllık geleneği bozarak Anayasa Mahkemesi’nin kuruluş yıldönümündekonuşan ilk Cumhurbaşkanı olan Demirel, "Kimse laik Cumhuriyete alternatifaramaya kalkışmasın" dedi. Demirel, 22 Nisanda ""Türkiye’nin içinde bulunduğukrizden çıkış yolunu seçim" olarak gösterdi.MGK, 26 Nisanda toplandı ve 28 Şubatta alınan kararların ne kadaruygulandığını belirleyebilmek için İzleme Komitesi kurulmasını kararlaştırdı. Bukomite her ay MGK’ya bir de rapor sunacaktı.Dönemin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş, 21 Mayıs 1997’de"Anayasa’nın laiklik ilkesine aykırı eylemlerin odağı haline geldiği açıklıklaanlaşıldığı" gerekçesiyle RP’nin sürekli kapatılması istemiyle dava açtı.-"BATI ÇALIŞMA GRUBU"-Genelkurmay Başkanlığı bünyesinde 11 Haziranda irticaya karşı "BatıÇalışma Grubu" oluşturuldu.Haziranın 18’inde Başbakan Necmettin Erbakan ile yardımcısı Tansu Çiller,"giderek artan toplumsal gerginlik nedeniyle hükümetin nasıl devam edeceği"konusundaki görüşmelerinde uzlaştılar. Başbakanlığı Çiller devralacak, BBPhükümete girecek ve erken seçim yapılacaktı. Bu anlaşmadan sonra Erbakan aynı günhükümetin istifasını Cumhurbaşkanı Demirel’e sundu. Erbakan Demirel ilegörüşmesinde RP, DYP ve BBP’nin anlaştığını, Bakanlar Kurulu ve hükümetprogramının hazır olduğunu" bildirdi ve hükümeti kurma görevinin Çiller’everilmesini istedi.Cumhurbaşkanı Demirel ertesi gün muhalefet lideri Mesut Yılmaz, BülentEcevit, Deniz Baykal ve Hüsamettin Cindoruk ile görüştü, ardından da hükümetikurma görevini ANAP Genel Başkanı Yılmaz’a verdi. Yılmaz’ın görevlendirilmesineRP, DYP ve BBP liderleri tepki göstererek, Demirel’i eleştirdi.MGK, 25 Haziranda Demirel’in başkanlığında toplandı ve bu toplantıNecmettin Erbakan’ın katıldığı son MGK toplantısı oldu. 30 Haziranda 55.Cumhuriyet Hükümeti ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz’ın başbakanlığında kuruldu.ANAP-DSP ve DTP ortaklığıyla kurulan hükümette DSP lideri Bülent Ecevit BaşbakanYardımcısı olarak görev aldı.MGK kararlarından en çok tartışılan 8 yıllık kesintisiz eğitim ile ilgiliyasa tasarısı, 16 Ağustos 1997’de TBMM’de 242’ye karşı 277 oyla kabul edildi. 8yıllık kesintisiz eğitim uygulaması, 1997-1998 eğitim-öğretim yılının açıldığı 15Eylülden itibaren uygulanmaya başlandı.Bu arada, Anayasa Mahkemesi RP’yi, 16 Ocak 1998’de "demokratik ve laikcumhuriyet ilkelerine aykırı davranarak, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmezbütünlüğü ve millet egemenliği ilkelerini çiğnediği ve irticai faaliyetlerinodağı olduğu" gerekçesiyle kapattı. Genel Başkan Necmettin Erbakan ile ŞevketKazan, Ahmet Tekdal, Şevki Yılmaz, Hasan Hüseyin Ceylan, İbrahim Halil Çelik’inmilletvekillikleri düşürüldü ve 5 yıl siyaset yasağı konuldu. 22 Şubat 1998’dekararın Resmi Gazete’de yayımlanmasıyla RP’nin 14 yıl süren siyasi yaşamı sonaerdi.

Genel Haberleri

Kimliğiniz, adresiniz, telefonunuz... 200 liraya satılıyor olabilir!
MasterChef Beyza gözyaşları içinde şiddete uğradığını açıkladı! 'Yüzüm yanınca...'
ÇÖP araba! Tıka basa çöp dolu