Erzurum Güncel- Günlük yeni Covid pozitif hasta sayısının 23 bin, koronavirüse bağlı vefat sayılarının da günlük 200’ün üstünde olmasına rağmen vatandaşın aşı yaptırmamasının endişe verici olduğunu söyleyen aile hekimleri, aşılamanın durma noktasına geldiğini belirterek yeni tedbirlerle özellikle aşı kararsızlarının ikna edilmesi gerektiğini bildirdi.
Koronavirüs aşılarının yüzde 65-70’inin aile hekimleri tarafından yapıldığını hatırlatan İstanbul Aile Hekimliği Derneği Başkan Yardımcısı Dr. Esin Ayfer Çulha Dildök, son dönemde günlük aşı sayısının çok azaldığına dikkat çekerek “Ben 5 birimlik bir ASM’de çalışıyorum. Aşılamanın yoğun olduğu dönemde her doktor arkadaşımız en 150 aşı yapıyordu. Bugün 6 kişiyi bir araya toplamakta zorlanıyoruz” dedi.
"GERİYE KALANLAR AŞI KARŞITLARI YA DA KARARSIZLAR"
Bu yıl 8.si gerçekleştirilen İstanbul Aile Hekimliği Derneği (İSTAHED) Kongresi’nde konuşan Dr. Dildök, günlük aşı sayılarının düşmesinin en önemli sebeplerinden birinin sağlığına duyarlı, aşı olmak isteyen hemen hemen herkesin aşılanması olduğunu belirterek “Ancak aşı olması gereken 12 yaş üstünde yüzde 50’ye ulaşıldı. Geriye kalanlar aşı karşıtları ya da aşı kararsızları. Bu kişilerin de ikna edilmesi gerekir” diye anlattı.
Koronavirüs aşısının 5 yaş üstü çocuklardaki klinik çalışmalarının olumlu sonuçlandığını ve birçok ülkenin bu yaş grubundaki çocukları aşılamaya başladığını vurgulayan Dr. Dildök “Bilimsel veriler bu yaş grubunda koronavirüs aşısının etkinliğini ve yan etkisinin bulunmadığını gösteriyor. Bizde de bir süre sonra 5 yaş üstüne aşılamaya geçilecektir. Toplum bağışıklığının sağlanması için toplumun yüzde 70’nden fazlasının aşılanmış ya da hastalığı geçirmiş olması gerekir. Nüfusumuzun büyük bir bölümünün gençlerden ve çocuklardan oluştuğunu düşünürsek, toplum bağışıklığı için de bu yaş grubunun aşılanması önemli” dedi.
AŞI KARARSIZLARINI ÇOCUKLARI İKNA ETSİN
Okulların açılmasıyla birlikte çocukların hastalanmaya başladığını ve eve taşıdıkları virüsle hane halkının enfekte olduğunu vurgulayan Dr. Esin Ayfer Çulha Dildök, okulların açık tutulabilmesi için bütün anne babaların koronavirüs aşısı yaptırmaları gerektiğini anlattı.
Anne babaların ikna edilebilmesi için çocuklardan yardım alınabileceğini ifade eden Dr. Dildök “Aşılar uygulanmaya başladıktan sonra yaşanan pandemi, aşısızların pandemisidir. Diğer konulardan da bildiğimiz gibi çocukların anne babalarını uyarmaları ve ikna etmeleri birçok kişiden daha kolay. Burada öğretmenlere iş düşüyor. Öğretmenler, çocuklara aşılanmanın önemini anlatarak anne babalarını aşıya yönlendirmesi konusunda bilinçlendirebilirler” diye açıkladı.
AŞI KARARSIZLIĞI ANNE ÖLÜMLERİNİ ARTIRDI
Aşı konusunda en büyük tereddüt yaşayan kişilerin gebeler olduğunu söyleyen İstanbul Aile Hekimliği Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Serkan Özbakış geçtiğmiz yıl koronavirüse bağlı hamile ya da yeni doğum yapmış kişilerde ölüm oranlarının yüzde 50 oranında arttığını belirterek “Bu yıl geçen yıla göre yüzde 50 daha artış oldu. Bu hesapla pandemi öncesi döneme göre anne ölümleri yüzde 225 artış gösterdi. Bu ürkütücü bir rakam. Ne yazık ki, hayatını kaybeden annelerin yüzde 90’ı aşısız. Hangi aşıya ulaştığınız hiç önemli değil. Hamilelerin mutlaka koronavirüs aşısı yaptırmaları gerekiyor” dedi.
YABANCI UYRUKLU AİLE HEKİMLERİNDE DİL PROBLEMİ VAR
İstanbul çapında 4.650 aile hekiminin görev yaptığını hatırlatan Dr. Serkan Özbakış, bu hekimlerden yaklaşık 500’ünün yabancı uyruklu olduğunu söyledi.
İstanbul’daki kadroların çeşitli sebeplerle doldurulmaması yüzünden bazı aile sağlığı merkezlerinde kamu dışı, Türkiye’deki okullarda okumuş ya da denklik almış yabancı uyruklu hekimlerin görev yaptığını belirten Dr. Özbakış “Bu hekim arkadaşlarımızın çalışmaya başladıktan sonra bir yıl içinde Türkçe dil sınavından geçmesi gerekiyor. Ancak bu süre içinde hastaları ile anlaşmakta zorluk çekiyorlar. Bu konuda vatandaştan çok şikâyet alıyoruz" dedi.
"TEŞHİS VE TEDAVİDE PROBLEM YAŞANABİLİYOR"
Meslektaşlarının genellikle Suriye, İran ve Türki Cumhuriyetleri’nden geldiğini belirten Dr. Özbakış, "Esenyurt, Esenler, Bağcılar, Gaziosmanpaşa gibi ilçelerimizde yoğun olarak görev yapıyorlar. Bu bölgelerde yaşayan vatandaşlarımız da derdini anlatırken bazı Anadolu terimleri kullandıkları için anlaşamıyorlar. Mesela hasta “Böğrüm ağrıyor” diyor ama doktor bu kelimeyi bilmediği için doğru teşhis ve tedavide problem yaşanabiliyor" dedi.
İçlerinde Türkiye’de eğitim almış, Türkçeyi iyi konuşan ve son derece başarılı aile hekimlerinin de bulunduğunu ifade eden Dr. Özbakış “Biz yabancı uyruklu aile hekimlerine karşı değiliz. Dil problemi göreve başlamadan çözülmeli ve denklik aldıkları okullar daha titizlikle incelenmeli” diye açıkladı.
Türkiye Gazetesi