Madem biz sorduk, o halde cevabını da biz verelim.
Evet; Recep Akdağ, Ak Parti için doğru bir seçimdir.
Neden böyle "hüküm" cümlesi kurduğumuzu izah etmeden önce, geçen yıl Hınıs'ta yaşanan bir olaydan bir kesit sunalım.
AK Parti il teşkilatı, Hınıs'ta muhtarların katıldığı bir toplantı düzenliyor. Recep Akdağ da toplantıda konuşmacı. Bir köy muhtarı söz alıyor ve tam PKK ağzıyla hem Akdağ'ı hem de AK Parti hükümetini eleştiri sınırlarını aşan bir üslupla itham ediyor. Akdağ, bu muhtarı sabırla dinliyor, sonra şunları söylüyor:
" Senin köyünde şu isimde hamile bir kadın doğum yapacaktı. Durumu kritikti. Biz hiç vakit kaybetmeden o kadıncağızı helikopterle köyünüzden aldık, şehre getirip sorunsuz doğumu gerçekleştirdik. Hem bebek hem annesi kurtuldu. Eğer iddia ettiğin gibi bizim Kürtlere karşı bir ön yargımız olsaydı devlet hiç böyle zamanla yarışır ve her türlü fedakarlığı seferber eder miydi?"
Recep Bey'in bu cevabı üzerine salonda bulunun onlarca Kürt muhtar ayağı kalkıyor ve neredeyse üç dakika boyunca kesintisiz olarak Akdağ'ı alkışlıyor.
Bu olayı şunun için aktardım. Hani Pazartesinden beri bazı kesimler sorup duruyor ya, "Recep Akdağ'ın yeniden liste başı olması AK Parti için iyi mi oldu, kötü mü?" diye...
Şehir merkezinde muayyen bir grup, Recep Akdağ'ı beşeri münasebetlerinin çok kötü olduğu gerekçesiyle eleştiriyor.
Bu eleştirilerin iyi niyetli olanlarının bir kısmına biz de katılıyoruz. Doğrudur; Akdağ biraz soğuk bir yapıya sahip... Lakin bu, Akdağ'ın halk içinde çok ciddi bir karşılığı olduğu gerçeğini değiştirmiyor.
Özellikle kadınlar ve yaşı ellinin üzerindeki herkes Recep Bey'i çok tutuyor.
Çünkü Akdağ'ın sağlık alanında yaptığı hizmetler, bugün bile güncelliğini koruyor.
Dolayısıyla AK Parti genel merkezi, 24 Haziran seçimleri için vekil listelerini belirlerken, Recep Akdağ'ı taammüden liste başı yaptı.
140'ın üzerinde isim AK Parti'den aday adayı olmuştu. Allah aşkınıza söyler misiniz, bu isimlerden hangisi liste başı olsaydı, Akdağ'ın onda biri kadar seçmen bazında tesir uyandırabilirdi acaba...
Anladığım kadarıyla, gerek temayül yoklamasında gerekse il teşkilatının kişisel kanaati hep Akdağ lehine olmuş. Muhtemeldir ki, il teşkilatı genel merkezine şunu söyledi:
"Takdir sizin, fakat bize sorarsanız cevabımız şudur: Akdağ'ın dışında hangi ismi liste başı yaparsanız yapın, tabanda gerekli heyecanı ve sıçramayı yakalayamayız."
Böyle yazmışlar mıdır, yazmamışlar mıdır bilmiyorum. Değil mi ki aklın yolu bir; eğer il teşkilatı sokağın nabzını tutuyorsa, kanaatini bu yönde dile getirmiş olmalıdır.
O isimler içerisinden birini söyleyin ki, aynı anda Hınıs'taki Kürt vatandaştan da, Olur'daki Türk seçmenden de oy alabilsin...
Mahut bir çevre sevsin ya da sevmesin, soğuk bulsun ya da bulmasın değişmez. Akdağ, geniş kitlelerin gönül tellerine dokunan ve o geniş kitlelerin dilini konuşan bir siyasetçi.
Bu sebeple AK Parti'nin Akdağ tercihi, birilerinin sandığı gibi yukarıdakilerin hatır gönül ilişkisinin ürünü değil, bizzat partinin sonuç almaya dönük bir stratejisidir.
Yani parti yöneticileri, Akdağ'ın kaşına gözüne bayıldıklarından değil, sahip olduğu yüksek potansiyelden ötürü asla vazgeçemiyorlar.