Erzurum Güncel-
AK Parti Sözcüsü Çelik, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında yapılan AK Parti Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısı sonrası önemli açıklamalarda bulundu.
'BU ŞAHSIN IRAK VE SURİYE'YE BAZI SİYASİLERİ KAÇIRMAK ŞEKLİNDE PLANLARI ELE GEÇİRİLDİ'
DEAŞ ile mücadele konusunun son derece önemli konu olduğunu kaydeden Çelik, “Bugün DEAŞ’ın sözde Türkiye emirinin yakalanması gibi çok önemli bir operasyona emniyet güçlerimiz imza attı. Bu şahsın Irak ve Suriye’ye bazı siyasileri kaçırmak şeklinde planları ele geçirildi. Çeşitli gruplar kurarak Türkiye içerisinde eylem yapmak gibi bir takım planlamaları olduğu görüldü. Bunlar çeşitli illerimizde bu şekildeki yapılanmalarını oluştururken Emniyet Genel Müdürlüğümüz bunları bertaraf etti. DEAŞ ile mücadele insanlık adına yapılan bir mücadeledir. Dinimizi kirleten, değerlerimizi kirleten bu örgütle mücadelenin en güçlü şekilde sürdürüleceğini ifade etmek istiyorum” dedi.
UZAKTAN EĞİTİM AÇIKLAMASI
Yeni eğitim ve öğretim hayatının başlamasına yönelik açıklamada bulunan Çelik, şunları söyledi:
“İstiklal Marşı’nın okunması ile başladı. Milli Eğitim Bakanlığı 21 Eylül’de yüz yüze eğitime aşamalı ve seyreltilmiş olarak geçmeyi planlıyor. Burada en çok gelen konular ve soruları, Milli Eğitim Bakanımız çok şeffaf bir şekilde paylaşıyor. Cihaz ve internet erişiminde yaşanan sorunlara Bakanımız gayet şeffaf bir şekilde cevap veriyor. 18 milyon öğrenciden 1.5 milyon civarında bu tip sorunlar yaşayan öğrencilerimiz olduğu söyleniyor. Bakanlık burada il il çeşitli analizler yaptı. Bu sorunu yaşayan öğrencilerin ihtiyaçlarının giderilmesi için EBA Destek Noktaları açıldı. Buralara ulaşarak öğrencilerimiz bu noktalarda bu eğitimlerini alabilecekler. Şu anda 5 bin 200 noktada EBA Destek Noktası söz konusudur. Ayrıca dijital eğitime ulaşmada zorluk çeken öğrenciler için matbu materyaller geliştirildi ve öğrencilerimize teslim edildi. Televizyon temini konusundaki çalışmalar tamamlandı, bilgisayar temini noktasında ise çalışmalar devam ediyor. Ayrıca Ulaştırma Bakanlığımız ve Milli Eğitim Bakanlığımız iş birliği yaparak telefon operatörleri ücretsiz internet kotalarını öğrencilerimize sağladı. Şu aşamada Türkiye uzaktan eğitimi verecek yüksek bir kapasiteye sahiptir. Türkiye’nin bu EBA olarak geliştirdiği eğitim programı dünyada en çok tıklanan 3 internet sitesi içerisindedir. Türkiye bu konuda taktir görmektedir.”
VENEZUELLA'DAN PEYNİR İTHAL EDİLECEĞİ İDDİASI
Türkiye’nin, Venezüella’dan peynir ithal edeceği şeklinde çıkan haberleri yalanlayan Çelik, “Böyle bir şey yok. Üstelik birileri çıkıyor, siyasetçi olmalarına rağmen iki satır okumadan hükümetimizi Venezüella’daki süt üreticilerine destek vermek, kendi süt üreticilerimize ihanet etmek ile suçluyor. Muhalefet etmenin de bir standardı olması lazım. İşin aslı 17 Mayıs 2018 tarihinde bir ticaret anlaşması imzalamışız. 21 Ağustos 2020 tarihinde yürürlüğe girmiş ve burada hiçbir şekilde bir sanayi veya tarım ürününde ithalat yapılacağına dair bir hüküm yok. Üstelik bu üreticimizin, ihracatçımızın lehine bir anlaşma. Venezüella tarife satırlarını yüzde 91,7’sinde gümrük vergilerini en geç 7 yıl içerisinde sıfırlayacak. Tarım ürünlerinde ithalatının yaklaşık yüzde 30’unda hemen, yüzde 62’sinde ise gümrük vergilerini 5 yıl içerisinde sınırlayacak. 7 yıl sonra da bu oran yüzde 95’i aşacak. Dolayısıyla bu bizim aslında bu pazarı erişimimizi sağlayan, üreticimizin ve ihracatçımızın yeni pazarlara ulaşmasını kolaylaştıracak, üretici ve ihracatçımızın kazanmasını sağlayacak bir düzenleme. Üstelik bu Pazar 880 milyon dolarlık bir miktara sahip. Türkiye’nin açılım oranı ise yüzde 54 civarında kalacak. Dolayısıyla bütün bu çerçevede, esasında olmayan bir şey üzerinden bir muhalefet yapılıyor ve sosyal medyada gündem haline getiriyor” ifadelerini kullandı.
'YUNANİSTAN, DOĞU AKDENİZ'DE BİR KORSAN DEVLETTİR'
Doğu Akdeniz’deki gelişmelere yönelik önemli açıklamalarda bulunan Çelik, şunları kaydetti:
“Doğu Akdeniz’deki gelişmeler konusunda herhangi bir tartışmaya mahal vermeyecek şekilde şunu söyleyebiliriz, burada Türkiye yüzde yüz haklıdır. Uluslararası anlaşmalara baktığımızda burada Türkiye’nin haklılığını gösteren pek çok belge ve olay vardır. Yunanistan, Doğu Akdeniz’de bir korsan devlettir. Boyunu aşan işlere kalkışıyor. Arkasında koşulsuz bir AB dayanışmasını alarak tamamen hukuk dışı, ahlak dışı bir takım çabaların içerisine giriyor. Burada trajik olan, AB’nin durumudur. AB, Yunanistan’ın Doğu Akdeniz’de yaptığını Yunanistan’da eskiden görev yapmış siyasetçiler tarafından eleştirilen bir durumken bile koşulsuz destekleriz diye Macron’un iç siyasetteki tükenişini, dış siyasette kapatma amacıyla yaptığı aşırı hamlelerin peşine takılmış gözüküyor. Eğer siz bir AB ülkesinin yaptığı iş her ne olursa olsun hukuka uysun veya uymasın, muhakkak suretle onun arkasında olduğunu ilan ederseniz o zaman sizin meşruiyetinizin ölçüsü ne olacak. Yapılan iş Yunanistan’ın şımarıklığını ve saldırganlığını kışkırtmaktan başka bir şey değildir. Almanya’nın öncülüğünde bir müzakere zemini oluşturulacaktı. Müzakereye bir gün kala Yunanistan Mısır ile korsan anlaşma yaptı. Yunanistan müzakere zeminini, diplomasiyi sadece kendi maksimalist amaçlarını gerçekleştirmek için bir zaman kazanma ya da kayda geçirme aracı olarak kullanır. Buradaki kaynakların bir mekanizma ile eşit bir şekilde bölünmesini sağlayalım, Kuzey Kıbrıs’ın haklarını koruyalım, hem kuzey hem güney bu kaynaklar çıkarıldığı zaman eşit miktarda bundan faydalanabilsin diyoruz ama buna yanaşmıyorlar. Ne diyorlar, Kıbrıs devletinin temsilcisi biziz, biz çıkartırız, yarın bir gün çözüm olursa veririz. Hangi sözünüzü tuttunuz ki bu söze inanalım, ayrıca da Kıbrıs devletinin temsilcisi siz değilsiniz.”
MACRON'A SERT TEPKİ
“Macron tutup da, bizim kendi sahamızda, kendi Mavi Vatanımızda sondaj çalışması yapmamızı kırmızı çizgi ilan ediyorsa, biz o kırmızı çizgiyi Macron’a aynen iade ederiz. Böyle bir saygısızlık olmaz” diyen Çelik, “Fransa gibi köklü bir devletin devlet başkanı nasıl konuşacağını bilmesi gerekir. Türkiye Cumhuriyeti gibi saygın, büyük bir devletle nasıl konuşacağını bilemeyen birisini herhangi bir şekilde ciddiye almamız mümkün değil” dedi.
MEİS ADASI AÇIKLAMASI
Yunanistan’ın Meis provokasyonuna ilişkin ise Çelik, “Buraya silahlı güç gönderildiğine dair bir haber çıktı. 1947 Paris anlaşmasına göre bu ada silahsızlandırılmıştır. Buraya silahlı güç gönderilmesi meşru değildir. Bu adalarda oradaki güvenliği sağlamak için bir takım unsurlar bulunabiliyor. Önce açıklama yaptılar, biz tehdit altında bir devletiz buraya silahlı güç göndermemiz normal, arkasından da böyle bir şek dediler, kesinlikle nöbet değişimi dediler. Yunanistan’ı bu tip provokasyonlardan kaçınması konusunda uyarıyoruz. Yunan Başbakanının, dünyada gezip yalvarmadığı ülke kalmadı, gelin Doğu Akdeniz’de bize yardım edin diye. Onların hiçbirinden size fayda gelmez. Biz komşuyuz ve Türkiye Cumhuriyeti büyük ve köklü bir devlettir. Güvenilebilir bir muhatap arıyorsanız, Türkiye’den daha güvenilir bir muhatap yoktur. Hukuk ve diplomasi temelinde sorunları çözmek istiyorsanız dünyanın en güvenilir muhatabı Türkiye Cumhuriyetidir. Yunanistan, doğru düşünsün, doğru davransın, provokatör hareketlere herhangi bir şekilde yeltenmesin. Türk deniz kuvvetleriyle herhangi bir şekilde yanlış yapacağı bir işin içine girilmesin. Mavi Vatan konusunda şaka kaldırmayacağımızı, Mavi Vatan konusunda sonradan özür dilenecek bir eylemin özrünü kabul etmeyeceğimizi şimdiden ifade ediyoruz” açıklamasını yaptı.
ARAÇLARA YAPILAN ÖTV ZAMMI
Araçlardaki ÖTV artışı ile ilgili bir gazetecinin sorduğu soruyu yanıtlayan Çelik, şunları söyledi:
“Kovid sürecinde bütün dünyanın içinden geçtiği sıkıntılar olduğu gibi Türkiye’nin de içinden geçtiği sıkıntılar var. Tüm bu süreçte destek paketleri açıklanıyor. Bunun yanında da alınması gereken tedbirler oluyor. Bugün alınan bütün bu kararlar bir takım rasyonel göstergelerin neticesi olarak yapılıyor. İçinden geçtiğimiz bu dönemi diğer ülkelere göre pozitif ayrışarak geçiriyoruz. Bu şekilde devam edeceğiz. Şu anda dünya halen bunun sarsıntısını hissetmeye devam ediyor. Bazı noktalarda sarsılmaya devam ediyoruz. Çünkü bir türbülansın içinden geçiyoruz. Ekonomi yönetimi bütünsel bir bakışla bu çeşitli kararları bu bakış açısıyla birlikte alıyor. Önümüzdeki aylarda daha vatandaşımızın memnuniyetini artıracak kararları alacağız.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Giresun’da yaptığı mitingin muhalefet tarafından eleştirilmesine yönelik ise Çelik, “Cumhurbaşkanımız, pandemi süreci başladığından beri hiçbir şekilde vatandaşlarımız ile bu şekilde bir toplantıda bir araya gelmedi. Büyük bir felaketin içerisindeki vatandaşlarımız zaten Cumhurbaşkanımızın oraya gelmesini istiyorlardı. Geldiğinde de Cumhurbaşkanımız ile vatandaşlarımızın buluşmasını herhangi bir şekilde engellemek söz konusu olmadı. Cumhurbaşkanımız orada Giresunlu vatandaşlarımızla yaşadığı anıları, oradaki gözlemlerini bizlerle MYK toplantısında paylaştı. O olağanüstü şartlarda oluşan fiili durumla ilgili” açıklamasında bulundu.
TEVFİK ÖZLÜ AÇIKLAMASI
Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Tevfik Özlü’nün, “Bugüne kadar alınan kararlı biz vermedik” şeklindeki açıklamalarına yönelik sorulan bir soruyu yanıtlayan Çelik, şunları söyledi:
“Açıklaması şöyle, kararı biz vermiyoruz, bize danışılıyor, biz fikirlerimizi söylüyoruz, olumlu ve olumsuz fikirlerimizi söylüyoruz diye. Son söz bu tip süreçlerde siyasi iradenindir. Siyasi irade birçok dinamiği değerlendirerek buradaki kararları verir. Hocamızın kastettiği, biz tıbbi açıdan görüşümüzü söylüyoruz, uzmanlık alanlarımız ile ilgili değerlendirmelerimizi yapıyoruz. Sonuçta bu siyasi iradenin önüne geliyor. Aynı zamanda siyasi iradenin önüne bu verilerle birlikte başka yüzlerce başka veri de geliyor. Sonuçta bu kararlar buna göre alınıyor.”
Bir gazetecinin, “Yeni kısıtlamalar söz konusu mu?” şeklinde yönelttiği soruya Çelik, şu cevabı verdi:
“Burada hem İçişleri Bakanımız hem Sağlık Bakanımız il il değerlendirme yapıyorlar. Bazı illerde geçmişte yüksekti fakat sahadaki tedbirler sıkı bir şekilde hayata geçti, vatandaşımızda teveccüh gösterdi, o illerde rakamlar aşağı doğru gitti. Bazı iller çok iyiydi ama daha sonra bu illerde yükselmeye başladı. Çünkü sahada bir gevşeme oldu. Burada aslında mevcut tedbirler çerçevesinde maske mesafe kuralına uyulsa biz bu meseleyi aşarız. Ama tabi ki maske mesafe kuralına uyulmadığı durumda rakamlar yükselmesi halinde normalleşme ile ilgili verdiğimiz bir takım normalleşme kararlarını bazı illerde bazılarını geri alma gibi durumlar ortaya çıkabilir. Sahadaki gevşemeye bağlı olarak illerde yükseldiği zaman orası ile ilgili yeni tedbirler almanız gerekiyor.”
Türkiye İşçi Partisi Milletvekili Barış Atay’ın, Pazar gecesi İstanbul Kadiköy'de saldırıya uğramasının ardından CHP Sözcüsü Faik Öztrak’ın yaptığı açıklamaların sorulması üzerine Çelik, şu değerlendirmede bulundu:
“İçişleri Bakanımıza, sarayın atama memuru diyor. Bu ifade terbiyesiz bir ifadedir. Ne Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine dönük olarak bu ifadeyi kullanmaya hakları var ne de İçişleri Bakanımıza dönük olarak bu ifadeyi kullanmaya hakları var. İkincisi, bir milletvekili sıfatı taşıyan birisi, milletvekili sıfatına yakışmayan bir şekilde İçişleri Bakanımıza tecavüzün kollayıcısı diyor. Şimdi bu milletvekilinin İçişleri Bakanımıza söylediği sözü görmezden geliyorlar, bu ahlaksız, terbiyesiz sözü ama sonra içişleri bakanımızın ona verdiği cevap üzerinden siyaset üretmeye çalışıyorlar. Kendilerini bilmiyorum, birileri kendilerine tecavüz kollayıcısı dediği zaman yani bunu cevap verilmemesi gereken, gayet doğal karşılanması gereken bir söz olarak görüyorlarsa bu onların kendilerinin bileceği bir iştir. Ama biz de, bütün arkadaşlarımız birisi çıkıp böyle bir saygısızlık yaptığı zaman, tecavüz kollayıcısı diye bir ifade kullandığı zaman İçişleri Bakanımızın verdiği cevabı aynen muhatabımıza veririz. İçişleri Bakanımız doğru yapmıştır.”
KILIÇDAROĞLU'NDAN KORONAVİRÜS TESTİ İSTENMESİ İLE İLGİLİ AÇIKLAMA
2020-2021 Adli Yılı Açılış Törenine davet edilen CHP Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'ndan, koronavirüs testi yaptırmasının istenmesi sonrası CHP MYK üyelerinin bu duruma tepki göstermesine yönelik sorulan bir soruya Çelik, “Bu tip toplantılarda katılım söz konusu olduğu için katılan herkes test yaptırıyor. Buradaki mesele bir protokol meselesi değil. Test yaptırmak size dönük bir saygısızlık değil, tam tersine sizin arasına katılacağız topluluğa dönük saygınızı gösteren bir şey. Buradaki mesele, bir topluluğun içerisine gireceğimiz zaman hepimiz o testi yaptırmak durumundayız. Çünkü kalabalık ve kapalı bir ortamda kalıyoruz. Hem sorumluluk duygusu gereği, vebal de hissediyoruz. Yani hissetmeyebiliriz, başkalarına bulaştırabiliriz diye. Bu hem o kişinin sağlığının korunması ile ilgili bir şey hem de herhangi birine zarar vermemekle ilgili bir şey. Tamamen nezaket dışı, laf olsun diye yapılmış bir açıklama” cevabını verdi.