Erzurum Güncel- Başbakan Erdoğan’a Pınarhisar Cezaevi’ndeyken gönderdiği mektupta “Geleceğin başbakanısınız” diyen Diyarbakırlı Y.A.’yı Milliyet buldu. Erdoğan bu mektubun kendisi için bir ‘işaret fişeği’ olduğunu söylemişti.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, çoçukluğundan bugüne hayatının anlatıldığı “Usta’nın Hikâyesi” belgeselinde Diyarbakırlı bir vatandaştan aldığı mektuptaki “Geleceğin Başbakanısınız” sözünün kendisi için “işaret fişeği” olduğunu anlattı. Belgeselde çocukluk yıllarından evliliğine kadar özel hayatıyla ilgili merak edilen pek çok soruyu yanıtlayan Başbakan Erdoğan’ın, Pınarhisar Cezaevi’nde yatarken kendisine ilham kaynağı olduğunu söylediği Diyarbakır’dan mektup gönderen Y.A.’yı Milliyet buldu.
Erdoğan’ın hayatını konu alan belgesel yayımlanır yayımlanmaz dikkatler Diyarbakır’daki mektubun sahibine çevrilmişti. Başbakan’a, Pınarhisar Cezaevi’nde kaldığı dönemde Diyarbakır’dan gönderilen “Aldırma Reis” başlıklı mektubu bir kamu kuruluşunda çalışan Y.A. ve dayısı İ.A., mektubun hikayesini Milliyet’e anlattı. İ.A, şöyle konuştu:
‘Aldırma Reis’ dedik
“Sıradan bir Anadolu insanı olarak o mektubu yazdık. Diyarbakırlıların deyimiyle o zamanın ‘Teyib’i’ şu anın Tayyip’i olarak yazdık. Kendimize yakın bulduğumuz için yazdık. Hapse atılması her insan gibi bizi etkilemişti. özellikle Ahmet Kaya’nın şarkısıyla binlerce kişinin onu cezaevine uğurlaması çok etkiledi bizi. Ben geleceğin başbakanı olarak onu görüyordum. 28 Şubat’ta içinde olduğumuz sıkıntıları hatırlıyoruz. Biz de ona manevi bir destek olsun diye yazdık. Diyarbakır’dan onu yürekten sevmek ve mektup göndermek yetiyordu. Onu kendimiz gibi gariban gördüğümüz için ona destek olduk. Dişiyle, tırnağıyla bir yere gelen birinin böyle bir hale gelmesi içimize sinmedi. Yaşantısıyla, insanlığıyla, kişiliğiyle bize yakın olduğu için ‘Aldırma Reis’ dedik. ‘O İstanbul’da olsa bile fark etmez’ dedik. Memleketin her tarafı bizimdir. Başına gelen zor durum nedeniyle kendisine destek olduğumuzu yazdık. 28 Şubat çok sıkıntılı bir dönemdi. O şiirden dolayı hapse girince içimiz acımıştı.”
Y.A. da Başbakan’ın İstanbul Belediye Başkanı olduğu dönemde çok büyük hizmetleri olduğunu, sonrasında zulme uğramasının kendilerini derinden yaraladığını belirterek şunları anlattı:
Umut olsun diye
“Cezaevine atılması ve siyasi hayatının bitirilmeye çalışılması, bizde büyük üzüntüye sebep oldu. Biz de bu ülkeye büyük hizmetler yapabileceğine inandığımız için, biz de ona moral verebilmek için duygulanarak mektup yazdık. Yazarken kendisine her türlü desteği vereceğimize değindik. O dönemde insanlar çok mağdur ediliyordu. Yazabilmek, düşündüğünü söylemek bile suçtu. Biz de buna aldırış etmeden o dönemin başkanına, geleceğin başbakanına umut olsun diye bu mektubu yazdık. TV’de bir tek onu takip ediyorduk. Yaptığı hizmetlere çok seviniyorduk. Bizden, kentimizden, uzak olmasına rağmen İstanbul’da yaptığı hizmetlerden çok etkileniyorduk. çok çalışkan ve kişiliği yüksek biriydi. Devasa hizmetleri İstanbul halkına sunması bizi çok etkiledi. Bu insanın Türkiye’ye de şamil olabileceğine inandık. İnancı ve geçmişi bizi çok etkiledi. Mektupta geleceğin başbakanı olarak gördüğümüz Erdoğan’a ‘Aldırma Reis’ dedik. Gönlümüzden geçen ve gönlümüze ilham olan, belediye başkanımıza ‘gelecekte ülkenin başbakanı olacaksın. Bu zor günler bitecek’ diye yazdık. Bu halkın kendisini başbakan yapacağını yazdık.”
Cevabıyla duygulandık
Güneydoğu’da belediye başkanlarına “reis” denildiğini belirten Y.A., “Gönderdiğimiz mektuba Pınarhisar Cezaevi’nden bize cevap yazdı. Mektup elimize geçince çok duygulandık. çok büyük moral oldu. Bizim kendisine moral vermemiz gerekirken, kendisi bize dönüp ziyadesiyle moral verdi. Karşılıklı vefalı duruşuna çok sevindik. Kendisine dualar ederek, destek verdik” dedi.
Görünce çok etkilendim
Belgeselde kendi el yazısını görünce çok etkilendiğini belirten Y.A., şöyle devam etti:
“Başbakan’ın o mektubu önemsemesi, duygulanması, bizde çok büyük mutluluk yarattı. Dayı ve yeğen olarak yazdığımız mektubu, ben kendi adımla gönderdim. 28 Şubat kuşağıydı, herkes yerinden yurdundan ediliyordu. Bizim de maaşlarımızdan başka bir gelirimiz yok. Hiç olmasa her aileden bir kurban olsun dedik. Mektubu kendi adımla gönderdim. Dik durmamız, doğruya sahip çıkmamız gerekiyor dedik. Bu ülkeye ettiği hizmetlerden dolayı çok minnettarız. Durup geriye baktığımızda o kara günlerden geride eser kalmadı. Bu ak temiz günlere gelmemiz onun sayesinde oldu. Geçmişle bugün arasındaki farklara bakınca çok duygulanıyoruz. Dünyaya yön veren bir konuma geldik. Dualarımız onunla.”