Erzurum Güncel- Türkiye’de korona virüsü salgını her geçen gün etkisini arttırırken son dönemde en çok vakanın görüldüğü şehirlerin başında Başkent Ankara geliyor. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın, “Türkiye’de vaka sayısının en fazla olduğu il Ankara. İstanbul’u iki kat oranında geçmiş durumda” ifadelerini kullandığı Ankara için uzmanlar, “Ankara Türkiye’nin Wuhan’ı oldu” yorumları yapıyor.
GazeteDuvar'dan Serkan Alan'ın haberine göre Ankara’da Covid-19 servislerine başvuran ve servislerde yatan hastaların büyük bir kısmının kamu kurumunda çalışan kişiler olduğunu söyleyen Ankara Tabip Odası (ATO) Başkanı Ali Karakoç, “Ankara’dan İstanbul’a bu süreçte toplu ulaşımlar yapıldı. Örneğin Ayasofya’nın açılışı için Ankara’dan toplu araçlar kaldırıldı. Vaka sayısının artışında bunun da etkisi var” dedi. Vaka sayısında artışın sonbahar itibariyle devam edeceğini belirten Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Ankara Şube Eş Başkanı Kubilay Yalçınkaya ise, “Ankara’nın İstanbul’dan iki kat daha fazla vakaya sahip olduğu açıklandığına göre bu durum, bugün Ankara’daki vaka sayısının 60-70 binleri bulduğunu gösteriyor” dedi.
‘HASTALARIN BÜYÜK BİR KISMI KAMU KURUMLARINDA ÇALIŞANLAR’
Ankara’da Covid-19 polikliniklerine başvuran ya da bu servislerde yatan hastalardan edindikleri gözlemi aktaran ATO Başkanı Ali Karakoç’a göre tablo gün geçtikçe daha da kötüleşiyor. Ankara’da çalışma alanlarının bürokrasinin ve idari kurumların olduğu kapalı alanlarda yoğunlaştığını belirten Karakoç, Ankara’da pozitif vakalarının çoğunluğunun kamu kurumlarında çalışan kişiler olduğunu ifade ederek şunları söyledi:
“Servislere başvuran ve servislerde yatan hastaların büyük bir kısmı kamu kurumunda çalışan kişiler. Örneğin Sağlık Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı gibi bakanlıklarda çalışan pozitif vaka sayısı fazla. Bunun yanı sıra Kazan, Ostim gibi sanayinin yaygın olduğu kapalı çalışma alanlarında çalışan hastalarımız da bize başvuruyor. Temaslı ve pozitif vakalarımızın çoğu kamu kurumlarında kapalı alanlarda çalışanlar. Bu süreçte insan hareketlerini arttıran en önemli nedenin de geride bıraktığımız bayramın olduğunu düşünüyoruz. Ankara memur kenti olduğu için insanlar geride bıraktığımız tarihlerde genelde memleketlerine gittiler. Vaka artışında bunun etkisinin de olduğunu düşünüyoruz.”
‘VAKA SAYISININ ARTIŞINDA AYOSOFYA’NIN AÇILIŞI İÇİN ANKARA’DAN KALDIRILAN ARAÇLARIN DA ETKİSİ VAR’
Pandeminin Türkiye’de görüldüğü ilk aylarda İstanbul’da vaka yoğunluğunun fazla olduğunu, sonbahar başı itibariyle ise Ankara’nın en yoğun vaka görülen şehir olduğunu belirten Karakoç, İstanbul kaynaklı virüs yayılımının ülkenin tümüne yansıdığını belirterek sözlerini şöyle sürdürdü:
“İstanbul’un Ankara’ya da etkisi var. Ankara’dan İstanbul’a bu süreçte toplu ulaşımlar yapıldı. Örneğin Ayasofya’nın açılışı için Ankara’dan toplu araçlar kaldırıldı. Vaka sayısının artışında bunun da etkisi var. Ama kesin elimizde veri olarak net bir araştırma yok. Bunlar Covid-19 polikliniğine başvuran ya da yatan hastalarımızdan çıkan sonuçlar.”
‘BAKANLIK ENFEKTE OLAN SAĞLIK ÇALIŞANLARININ YEDİNCİ GÜNÜN SONUNDA GÖREVE BAŞLAMASINI TALEP EDİYOR’
Pandemi biliminin temaslı bütün vakaları izole etmeyi, karantinaya almayı ve toplumdan uzaklaştırmayı işaret ettiğini hatırlatan ATO Başkanı Karakoç, “Sağlık çalışanlarının enfekte olmasının ardından geçen yedinci günün sonunda görevlerine başlaması talep ediliyor. Ama biliyoruz korona virüsünün bulaşıcılığı minimum 14 gündür. Ama Sağlık Bakanlığı yedinci günde sağlık çalışanlarını işe başlatmak istiyor” dedi.
Çalışma alanlarında işyeri hekimlerinin iki günden fazla süre rapor yazamadığını, pozitif olma ihtimali olan çalışanların ya yataklı tedavi kurumlarına ya da aile sağlığı merkezlerine gitmek zorunda kaldığını söyleyen Karakoç, “Bu da toplu taşıma aracı kullanmalarına, toplumla temas etmelerine, diğer insanlara da bulaştırmalarına neden oluyor. Salgını bulunduğu yerde karşılamamız gerekiyor. Hastanede değil. Mahallede, sokakta karşılayıp orada temaslı vakayı bulacaksınız ve toplumdan uzaklaştıracaksınız. Bu şekilde salgınla mücadele edilir. Ama çalışma alanında işyeri hekimi bir temaslıya iki günden fazla rapor yazamıyor. Bu insanların hepsi zar zor geçimlerini karşılıyor ve birçoğu temasını saklıyor. Ya da yataklı hastanelere, aile sağlığı merkezlerine başvuruyor. Şu an bütün hastaneler dolu ve kuyruklar var. Giderek temas sayısı ve bulaş riski artıyor” diye konuştu.