Aort anevrizması ameliyatına Türk imzası

Türk bilim insanlarınca, kapalı ameliyat tekniği olan "minimal invaziv kalp cerrahisi" ile

Erzurum Güncel- İki yapraklı kalp kapakçığı bulunan ve kalpten çıkan ana damarda balonlaşma (aort anevrizması) görülen hastaya, biyolojik kalp kapağı ve biyolojik damar kullanılarak müdahale edildi.

Tüm verileri, bilimsel makale olarak hazırlanan ve uluslararası  dergilerde yayımlanmak üzere yurt dışına gönderilen ameliyatın bu alanda dünyada  bir ilk olduğu belirtildi.

    Ankara Üniversitesi (AÜ) Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi  Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Serkan Durdu, AA muhabirine yaptığı  açıklamada, kalp ve damar hastalıklarının, dünya genelinde ölüm nedenleri içinde  ilk sırada yer aldığını hatırlattı.

    En sık, kalbin etrafını çevreleyerek beslenmesini sağlayan  damarlardaki sorunların neden olduğu koroner kalp hastalıkları ile kapak ve  kalpten çıkan ana damarın genişlemesiyle ortaya çıkan aort anevrizmalarıyla  karşılaşıldığını vurgulayan Durdu, "Aort anevrizmaları sıklığı yaklaşık yüzde  20'dir. Aort anevrizması, kalp ve damar hastalıklarında en sık ölümle sonuçlanan  hastalık grubunu oluşturmaktadır." dedi.

    Durdu, aort anevrizmasında damar duvarının incelerek yırtılabildiğini  belirterek, bu durumda müdahaleye geç kalınması halinde kişinin saatler içinde  hayatını kaybedeceğine dikkati çekti.

  

"Dünyada bir ilk, literatürde böyle bir örnek yok"

    Aort anevrizmasında kapalı cerrahi ile birlikte özel bir anestezi  yöntemini uygulayarak, bu alanda yeni bir ameliyat gerçekleştirdiklerini aktaran  Durdu, kalp ve damar cerrahisinde dünyada sayılı merkezde meme altından küçük bir  kesiyle minimal invaziv tekniğin uygulanmaya başlandığını söyledi.

    Durdu, üniversitelerinin de bu merkezlerden biri olduğunu ve bugüne  kadar söz konusu yöntemle yaklaşık 500 ameliyat gerçekleştirdiklerini ifade  ederek, "Zor olan, kalpten çıkan aort anevrizmasının kapalı yöntemle ameliyat  edilebilmesidir. İki yapraklı kalp kapakçığı ve buna bağlı aort damarının  genişlemesinde, minimal invaziv yöntemle kaburga aralığından 3 santimetrelik  kesiyle biyolojik kalp kapağı ve damar kullanılarak yapılan ameliyat dünyada bir  ilk. Literatürde böyle bir örnek yok." diye konuştu.

    Ameliyatın tüm detaylarının bilimsel platformda yayımlanması için  hazırlandığını belirten Durdu, "İlk uygulamaya ilişkin makalemiz, uluslararası  dergilerde yayımlanmak üzere yurt dışına gönderildi." dedi.

    Ameliyatı yapan ekibin işinin, bu yöntemde açık cerrahiye oranla çok  daha zor olduğuna ancak hastaya önemli avantajlar sağlandığına dikkati çeken  Durdu, hastanın göğüs kafesi kesilmediğinden kanama, enfeksiyon gibi komplikasyon  riskinin büyük ölçüde azaldığını söyledi. Durdu, ameliyat sonrasında akciğer  problemlerinin de az görüldüğünü ve hastanın kısa sürede taburcu edilebildiğini  belirtti.

"Hastamızı yeni sağlıklı bir hayat bekliyor"

    Doç. Dr. Durdu, normalde 3 yaprakçıklı olması gereken kalp kapakçığı  doğuştan 2 yaprakçıklı olan ve bu kapakta da önemli darlık ve aort anevrizması  bulunan 62 yaşındaki Seyhan Özer'in, ilk kez uygulanan bu yöntemle ameliyat  edildiğini söyledi.

    Görüntüleme teknikleriyle tüm detaylar belirlendikten sonra Özer için  standart kalp ameliyatlarından farklı özel bir anestezi tekniği kullanıldığını  aktaran Durdu, süreci şöyle anlattı:

    "Kaburga arasından yaklaşık 3 santimetrelik kesiyle girildi. Bu sırada  hasta, kalp ve akciğerin fonksiyonunu yapabilmesi için bir makinaya bağlandı ve  anestezi uzmanımızla gerçekleştirilen ortak çalışmayla hastanın kalbinin özel  aletlerle gözlemlenebilmesi sağlanarak, operasyona başlandı.

    Ardından, hastalıklı 2 yaprakçıklı kapakçık ve kalpten çıkan ana damar  kesilerek çıkartıldı. Kalbi besleyen ana damarlar, yeni takılan biyolojik damara  dikilerek, ameliyat tamamlandı. Şimdi hastamızı yeni sağlıklı bir hayat  bekliyor."

    AÜ Tıp Fakültesi Anestezi ve Reanimasyon Bilim Dalı Öğretim Üyesi Uz.  Dr.  Onat Bermede ise kalp cerrahisi anestezisinin, diğer cerrahi alanlara göre  çok daha farklı olduğunu söyledi.

    Özellikle kapalı kalp ameliyatındaki anestezi uygulamasının çok daha  özellikli olduğunu ifade eden Bermede, "Bu ameliyatta akciğerin toparlanması ve  ameliyat sırasında takibi açısından, bu süre içinde kalbin ultrasonla  görüntülenmesi sağlandı. Anestezi verilen hasta, her iki akciğerini farklı  dönemlerde havalandıracak şekilde özel bir tüple solunum makinasına bağlandı.  Özellikle, uygulama sürecinde cerrahinin yapıldığı akciğerin hiç havalanmaması  sağlandı. Bu hayati bir öneme sahip. Aynı zamanda kapalı kalp ameliyatlarında  kalp doğrudan görülemediğinden hastanın yemek borusuna yerleştirilen ultrason  aletiyle ameliyat boyunca kalbin görünmesi sağlandı." açıklamasında bulundu.

 "Ölüm kaygısıyla yaşıyordum, şu an o kaygılarım bitti"

    Ameliyatla sağlığına kavuşan 2 çocuk annesi 62 yaşındaki Seyhan Özer  de yıllar önce sık sık tansiyonun yükselmesi sonucu hastaneye başvurduğunda aort  anevrizması tanısı konulduğunu anlattı

    Yaklaşık 8 yıl takip altında tutulduğunu belirten Özer, tansiyonun  yükselmesine bağlı damarda patlama olabileceği endişesiyle yaşadığını söyledi.  Özer, bunun sürekli stres yarattığını ifade ederek, duygularını "Ölüm kaygısıyla  yaşıyordum, şu an o kaygılarım bitti. Şimdi, güzelce dinlenip, çocuklarımla vakit  geçirmek istiyorum."  sözleriyle dile getirdi.

Eğitim Haberleri

Ortaokul öğrencileri "Mustafa Kemal'in askerleriyiz" diye haykırdı