Erzurum Güncel- Ege Üniversitesi (EÜ) ve Aşı Bilimi Derneği tarafından gerçekleştirilen 2’nci Uluslararası Aşı Bilimi Kongresi ve Uluslararası Aşı Derneği (ISV) Destekli DNA Aşısı Çalıştayı, EÜ Biyomühendislik Bölümü’nde başladı. İkincisi Aşı Bilimi Derneği Başkanı Prof. Dr. Adnan Yüksel Gürüz, “Aşıların tehlikeli olduğuna dair söylemler var. Bir ilacın prospektüsünü okuduğunuzda o ilacı kullanmaktan kaçacak kadar yan etki yazar. Ama bunlar milyonda bir oranda meydana gelebilecek risklerdir. Bir ameliyat olduğunuzda anestezi riskinden tutun da ameliyat yarasının enfeksiyon riskine kadar çeşitli tehlikeler vardır. Kâr-zarar hesabına bakılmalı. O ameliyatı olduğunuzdaki yaşam şansınız, olmadığınızdaki yaşam şansınızla karşılaştırılmalı” dedi.
Mültecilerdeki risk
Dünyaya gelen 100 milyon çocuğun, 24 milyonunun aşıya ulaşamadığını belirten Aşı Bilimi Derneği Başkanı Prof. Dr. Adnan Yüksel Gürüz, aşıya ulaşamayan çocukların yüzde 50’sinin yaşamını yitirdiğini söyledi. Türkiye’nin coğrafi açıdan riskli bir bölgede yer aldığını ifade eden Dr. Gürüz şöyle konuştu: Sınırlarımızda savaş içinde olan ülkeler var. Avrupa’ya açılan kapı durumundayız. Bizim ülkemizden geçen kaçak göçmenlerden hiçbirinin sağlıklı bir aşı programı yok. Pek çok hastalıkla karşı karşıyalar. Topraklarımızda 4 milyona yakın Suriyeli var. Büyük bir cömertlikle onların sağlık ihtiyaçlarını karşılıyoruz ama getirdikleri riski sıfırlayamayız. Bu hastalıkların çoğu çok kolay bulaşıyor. Bu durumda ülkemiz risk altında.
Zora düşeriz
Ülkeler arasında yaşanan biyoterörizme de dikkat çeken Prof. Dr. Gürüz, hastalık yapan etkenlerin bilinçli olarak ülkeden ülkeye taşındığını savundu. Enfeksiyonların büyük kayıplara neden olduğunu belirten Prof. Gürüz, “Ülkelerin bir anda birbirlerine sırtını döndüklerini düşünürsek aşıya bağımlılığımızı devam ettirmemiz durumunda büyük sıkıntılar yaşayabiliriz. Bize aşı gönderen bir ülkeyle sorun yaşarsak ambargo durumunda çaresiz kalırız. Türkiye’de insan için ürettiğimiz bir aşımız yok. Teknoloji transferi gerekebilir” dedi.