Erzurum Güncel-Manhattan'da Broadway caddesinde bulunan “Symphony Space” adlı sanat merkezinde sahnelenen ve büyük beğeni toplayan oyunu başta Türkiye'nin BM Daimi Temsilcisi Büyükelçi Ertuğrul Apakan, New York Başkonsolosu Mehmet Samsar ve eşi Feruze Samsar olmak üzere, çok sayıda Türk ve Amerikalı seyirci izledi. Danslarla zenginlik kazanan oyun İngilizce sahnelendi.TARTE'nin kurucusu ve sanat yönetmeni, “Sevmek” oyununun yazarı Ayşe Eldek gazetecilere yaptığı açıklamada, oyunda Büyükada'da yaşayan Ermeni bir kızın Atatürk'e olan aşkını sahnelemeye çalıştığını anlattı.Ayşe Eldek şöyle konuştu:“Bu oyunu Gazi'nin Hüzünlü Aşığı isimli kitaptan esinlenerek yazdım. İstanbul Büyükada'da yaşayan ve Ermeni olan bir kızın Atatürk'e olan aşkı ve ona ulaşmak için gösterdiği çabaları yansıtmaya çalıştım. Oyunun içine bir kaç tane de ekstra karakter koydum ve ilginç bir hale getirmek için de arkadaşım Sevin Çeviker ile beraber danslar ilave ettik. Neden böyle bir konuyu seçtim diye sorarsanız, annem ve anneannemden de hatırlıyorum, İstanbul'un o kozmopolitan zamanlarında, (sen şusun, busun) demeden insanların birbirini nasıl sevdiğini, birbirlerine nasıl bağlı olduklarını duyardım. Bunları bir araya getirerek bir oyun çıkartmak istedim. Bu, o sakladığımız sevgiyi ortaya çıkartmak için küçücük bir hatırlatma projesiydi. İnşallah bu projeyi daha güzel imkanlarla hem Avrupa'ya, hem Türkiye'ye, hem de değişik yerlere götürmeyi planlıyoruz.”Türk ve Amerikalı oyuncuların ve dansçıların yer aldığı oyunun yönetmenliğini Zishan Uğurlu, koreografisini Sevin Çeviker yaptı.Oyunun ardından Ahmet Bodur ve Burçin Verekdal'ın sunduğu tango gösterisi de izleyiciler tarafından ilgiyle takip edildi.GAZİ'NİN HÜZÜNLÜ AŞIĞI KİTABININ KONUSU;Genç ve güzel Hermenie puslu ama yıldızlı Büyükada gecelerinden birinde bir düş görür. Düşünde, bir saba melikesi ona bir altın anahtar uzatır ve bakışlarıyla ufuktaki sarayı işaret eder. hermenie bu düşü en büyük hayalinin gerçekleşeceğini, Paşasına kavuşacağını gösteren bir işaret olarak yorumlar. Gün gelip düşlerin gerçek olduğuna inanmaktadır, Hermine. Bu rüyanın üzerinden çok geçmeden, Büyükada ahalisi yat Kulübü'nde verilecek bir baloyu Atatürk'ün onurlandıracağını öğrenir. Ada halkı bu baloya gidip Atatürk'ü bir kez olsun yakından görebilmek için çlıgınca bir hazırlığa başlar. Hermine de murada erişenlerden biri olmak, hayallerini süsleyen aşkını görmek istemektedir. Bunun için annesinden izin koparır ve hışmından ölesiye korktuğu üvey babası Remzi Efendi'den habersiz baloya gider... "...Atatürk, "Teklifimi kabul etmeniz doğrusu beni çok sevindirdi!" diyerek olağanüstü bir alçakgönüllülük sergilerken belki de amacı bu peri kızının heyecanını yatıştırmaktı. Hermine titreyen bir sesle, "Ben dans etmeyi bilmem aslında," diye gereksiz bir açıklama yaptı. "Ben seni idare ederim, küçüğüm! Sadece rahat ol. Peki, bana adını söylemeyecek misin?" Genç kız, "Hermine, Efendim," diye yanıtlarken gri bakışlarını Gazı Paşa'nın girdap misali mavi bakışlarına değdirmişti. Birden başının döndüğü hissine kapıldı. "Çok değişik bir isim bu!"..." Geçmiş yaşamların unutulmuş sayfalarını merak edenlere Nehir Roggendorf Eyüboğlu'nun ilginç romanı Gazi'nin Hüzünlü Aşığı...