Erzurum Güncel-Son dönemdeki öğrenci eylemlerini değerlendiren MHP lideri Bahçeli’nin uyarısı şöyle: Rektörlerle yapılan toplantıda eğer herhangi bir sorunlarını ifade etmek için oraya gelmişseler Başbakan’ın bunlardan birkaç temsilciyle görüşmesi birçok şeyin önünü kesebilirdi. Ama sert ifadeler, onun Emniyet’e yansıması, o yansımanın öğrenciye şiddet olarak yansıması Türkiye’yi 68’li yıllara taşıyan koruk ve endişeye sürüklemektedir...ANKARA - MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu’ya yumurta atılmasını ve üniversitelerdeki öğrenci olaylarını değerlendirdi. “68 kuşağı” olduğunu hatırlatan Bahçeli, “Öğrenci kardeşlerim başta olmak üzere aileleri onlara yardımcı olmalı, üniversite hoşgörüyle yaklaşmalı, siyasi iktidar da talepleri dışlamak yerine görüşmeyi tercih etmelidir” dedi. Bahçeli, Ankara Sheraton Otel’de gazetelerin Ankara temsilcileriyle biraraya geldi. Zaman zaman yaptığı esprilerle salonu güldüren Bahçeli’nin kahvaltısına bu defa daha önce davet edilmeyen Taraf, Zaman ve Yeni Akit gazetelerinin temsilcileri de katıldı. TEK ÖLÇÜ YASAL ZEMİN: Bugün siyasi hayatımızda üniversitelerimizde, bürokrasimizde özellikle 68 kuşağı diye ifade edilen bir kuşağın da sorumluluk üstlendiğini farkında olarak bazı değerlendirmelerde bulunmakta yarar var. Öğrencilerin, yüksek öğrenim gençliğinin örgütlenmelerine siyasi sosyal ve ekonomik olaylara bakışlarına veya kendi sorunlarının çözümü konusunda ifadelerini herhangi bir yasa içerisinde eylem yapmaları halinde makul karşılamakta yarar var. 68’E BENZER ENDİŞESİ: Bazı şeyler insanları düşündürmektedir. İstanbul’da bir eylem ortaya konuyor. Bu eylem TBMM’nin önünde sürdürülüyor. Arkasından da SBF’de anayasa tartışmasını konu edinen bir toplantıda bu devam ettiriliyor. Burada da öğrenciler konuşmalarda bulunacak olan değerli siyasileri dinlemeden daha başlangıçta tepki ortaya koyduklarına göre anlaşılıyor ki bir kesim gençlik yine 68 yıllarına benzer olayların içerisine doğru çekilmeye ve gelecekte de eğer bir eksen kayması olur ise öğrencilerin o “Masum taleplerini dile getiriyorlar” yaklaşımının dışına taşarak Türkiye’yi belli amaçlara yönelik anarşi ortamına sürüklüyorlar ise bu tecrübeye Türkiye sahiptir.TÜRKİYE’Yİ 68’Lİ YILLARA TAŞIYAN KORKU: Bu ülke acı tecrübelerle karşı karşıya kalmıştır. Öğrencilerin şiddete yönelmeleri, bu şiddeti bastırmak için polisi ikinci bir şiddet unsuru olarak kullanmaları geçmişte öğrenci-polis çatışmaların yaşanmasına da sebebiyet vermiştir. Başta siyasi iktidar olmak üzere üniversite yönetimlerinin, olaylara geçmişteki bilgi ışığında yaklaşmaları önceden bilgi almak suretiyle gerekli tedbirleri geliştirmelerinde, mümkün olduğu kadar emniyet güçlerinin daha az şiddete karşılık vererek olaylara hakim olmalarında büyük yarar vardır. Öğrenci kardeşlerimiz başta olmak üzere aileler yardımcı olmalı, üniversite hoşgörülü davranmalı, siyasi iktidar da talepleri dışlamak yerine görüşmeyi tercih etmelidir. BAŞBAKAN GÖRÜŞEBİLİRDİ: Rektörlerle yapılan toplantıda eğer herhangi bir sorunlarını ifade etmek için oraya gelmişseler sayın Başbakan’ın bunlardan birkaç temsilciyle görüşmesi zannediyorum birçok şeyin önünü kesebilirdi. Ama çok daha sert ifadeler, onun Emniyet’e yansıması, o yansımanın öğrenciye şiddet olarak yansıması bugün Türkiye’yi 68’li yıllara taşıyan bir korku ve endişeye sürüklemektedir.CHP’NİN YAKLAŞIMI DOĞRU DEĞİL: 68’den sonraki dönem benim de yaşadığım bir dönemdir. Bunun acısı vardır, ızdırabı, çilesi, mahkumiyeti vardır. Bütün bunları bilen bir 68 kuşağının Türkiye’ye yeni evlatlarımıza üniversite gençliğine böyle bir dönemi yaşatmaması lazımdır. Bütün siyasi partilere büyük görev düşer. İstanbul’daki öğrenci olaylarına yönelik iktidarı eleştirmek her siyasi partinin hakkıdır. Ancak Meclis’in önüne toplanmış gençleri tekrar bir siyasi organizasyon içinde algılayarak Meclis’e girmelerine dahil olmak geçmişten ders çıkarmamak demektir. CHP’nin bu yaklaşımı doğru olmamıştır. Dikkat edilirse Avrupa’da da benzer gençlik olayları başlamıştır. Hemen ertesi gün Türkiye’ye yansıması dikkat çekicidir.BİZ DE 68 KUŞAĞIYIZ: Bugün ülkeyi 68 kuşağı yönetiyor. Bu çok büyük bir avantaj. Her türlü sıkıntıyı mağduriyeti görerek gelmiş bir nesil hata yaparsa, 68 yılındaki kuşak Türkiye’yi şuurlu bir şekilde anarşi ortamına götürdü kanaati var, 68 kuşağı diye ortada bulunan çevre, bunları çok daha iyi biliyor. Bir başka kuşak daha yaratmayalım. 68 kuşağında devrimcisi de var, ülkücüsü de var. Ama 68 kuşağına devrimciler biraz daha sahip çıktı. 68 kuşağı deyince hemen devrimcilerde alınganlık olmaması lazım. Biz de 68 kuşağıyız.BAHÇELİ’NİN ‘24 oy’ denklemi - 1999’da her ülküdaşımdan 9 oy istemiştim. Şimdi de 24 oy istiyorum. Diyoruz ki toplam 49 seçmen var. Tek başına iktidar olmak için 276 oy gerekiyor. Güçlü iktidar için yüzde 40 oyu hedef almak lazım. Bu da 19 milyon oy eder. 700 bin ülküdaşımız inanır, ülkücü olmayan 24 oy gayretiyle çalışırsa tek başına iktidar olmak matematiksel olarak mümkün. Bu bir tasarım. 24 oyu nereden alacaksınız? İlkokul dönemi vardır, orta öğretim dönemi vardır. Sonra mahalleye, sonra sokağa bakacaksınız. Hepsinden 5’er oy alırsanız bu 24 oy yapabilir. Ne kadar tetikleyici olur onu bilmiyoruz. Denklemi tam kurmaya gerek yok. Mantığını kurmak kafi.Wikileaks’i kullanmak ucuz bir siyaset olur- Bilmediği raporlar üzerinde, bir internet sayfasıyla doğru, yanlış bilgilerle iktidara karşı bir siyasi malzeme olarak kullanmak ucuz bir siyaset olur. MHP, yabancı kaynakların doğruluğu üzerinde bilgimiz olmadığı konularda herhangi bir değerlendirme yapmayı siyasi etik açısından doğru bulmaz. Böyle bir zaafiyeti Türk toplumu olarak gösterirsek, bunu siyasetin acımasız bir malzemesi haline dönüştürürsek, bu zaafiyetten yararlanmak isteyen unsurlar bir tarihi fırsat yakalamış olur. Kaynağını bilmeden inarırsanız ileride bunu Türkiye’ye yönelik amaç uğruna şekillendiren unsurların da ortaya koyduğu bilgilere inanmak durumunda kalırsınız. O da Türkiye’nin siyasetini başka çevrelerin yeniden yapılandırmasına vesile olabilecek bir fırsatı vermiş olursunuz ki bu ne Türk milletine, ne Türk demokrasisine ne de bu milletin kurduğu siyasi partilere yakışır.YÜZÜK BANA YAKIŞIYORBahçeli, ilk kez Ani Harabeleri’nde kıldığı cuma namazında taktığı, Selçuklu, Osmanlı simgeleri ile ortasında Türk Bayrağı bulunan yüzüğü ile ilgili soru üzerine, “Bilemiyorum. Bunu bu kadar reklam etmek doğru olur mu? Ama fena bir yüzük değil. Bilmiyorum bana da yakışıyor” deyip gülerek yüzüğünü gösterdi.MHP YALNIZ KURT- DESTEĞİMİZ YOK: Referandum sonrası yapılan basın toplantısına bazı medya kuruluşlarını çağırmayan MHP, bu kez kapılarını tüm basın yayın kuruluşlarına kapısını açtı. Bahçeli bir soru üzerine, “MHP’yi sorgulayan çok çevre var. Küçücük bir hata oldu, farklı yorumlara çekiliyor. Referandum sonrasında MHP’ye yönelik kara propaganda ile karşı karşıya kaldık. Buna cevap verecek bir medya ortamı da bulamadık. Bunun üzerine dar kapsamlı bir toplantı yapabilir miyiz dedik. Alınganlık gösterenler oldu. Şimdi yeniden bu arkadaşlarımızla beraberiz. Hepsine saygı duyuyoruz. Bazı gerçekleri yazmaları için de fırsat kolluyoruz. Bilgilerde eksiklik varsa giderebilir miyiz diye çağırıyoruz. Bunda da çok etkili olduğumuzu zannetmiyoruz. MHP, yalnız kurt. Biraz medyada desteği olmayan bir siyasi kurum” dedi. - GÜLEN GRUBU YANITLASIN: Teröristbaşının Fethullah Gülen cemaati ile yakınlaştığı iddiasının dile getirilmesi üzerine Bahçeli, “Bu konu üzerinde biz de hassasiyetle duruyoruz. İlk cevabı Fethullah Gülen grubunun vermesi lazım” dedi.- ARINÇ’A HUKUKÇU OLARAK SAYGIMIZ AYRI: Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ile arasında yaşanan nezaket polemiğine ise Bahçeli, “Bülent Arınç beyin zaman zaman erken zaman zaman tahrik edici değerlendirmelerine katılmıyorum. Ama hukukçu kimliğine milliyetçi ülkücü hareket saygı duyar. 12 Eylül sonrasında avukat bulmakta güçlük çektiğimiz dönemde milliyetçi ülkücü kardeşlerimizin davasına hukuken yardım etmiş şahsiyetlerden biridir. O bakımdan ayrı bir saygımız vardır” yanıtını verdi.- GELENE NİYE GELDİN DEMEYİZ: Bahçeli, başka partilerdeki milletvekilleri ile temas kurulduğu iddialarına da şu cevabı verdi: “Transferler siyasi etiği bozar. Seçim dönemine yaklaşıyoruz. Türkiye’yi kucaklaşmak istiyorum. İktidar olmak istiyorum. Gelene niye geldin demeyiz ama illa da oradan kopun bize gelin diye bir zorlamanın içinde de olmayız.”- DİYARBAKIR’DA OLABİLİR: Bahçeli, seçim gezileri ile ilgili bir soru üzerine “MHP bu seçim takvimi çerçevesinde planlamasını yapmaktadır. Türkiye’nin her alanına giderek düşüncelerini halkımızla paylaşma arzusu taşımaktadır. Bu alanların içerisinde Diyarbakır da olabilir” dedi.Havuç gençliğini yaşayacak tabii- Türkiye ekonomik yönden sıkıntı içerisindeyse, toplumsal yönden gerilim içerisindeyse geçim darlığıyla aileler önemli bocalama yaşıyorsa, bu dizilerin bunları yatıştıracak bir muhtevada olması lazım. ‘Çocuklar Duymasın’ı modernleşen bir toplum olan Türkiye’de çekirdek aileyi yansıtan bir dizi olarak gördüm. Fakat Havuç büyüdükçe, delikanlılık çağına girdikçe oradaki eğitimin gittikçe işe yaramaz hale geldiğini söyledim. Onu oynayan aktöre bir şey demiyoruz. Başarılı bir kardeşimiz. Tabii o gençtir, gençliğini yaşayacaktır. “Havuç raydan çıkıyor” dedik. Çünkü evden ayrıldı, bağımsız ev tuttu. Bunlar sosyal gelişmenin tabii sonuçlarıdır ama ataerkil bir baba olunca ilişkiler bozuluyor. Tamer Bey çok değerli bir aktör. Çok güzel yansıtıyor.Demokrasiye inanıyorsanız...- Bahçeli, Taraf Gazetesinin Ankara Temsilcisi’nin “Siz parti olarak bir ülkede demokrasiye inanıyorsanız eğer” ile başlayan ve askerin vesayeti tartışmasını içeren soru cümlesine, “Eğer dediniz... Bunu MHP olarak kabul etmem mümkün değil” diyerek yanıtsız bıraktı.- Bahçeli, Ruhban okulunun açılması ve Türkiye-Ermenistan ilişkileri ile ilgili bir soruya, “Görüşümüz değişmedi. Yakında Ermenistan-Türkiye milli maçı mı var?” diyerek esprili bir yanıt verdi.- Bahçeli Twitter hesabı açmasıyla ilgili olarak “Ben yazıyorum. Bunun şifresi benden başkasında yok” dedi.